Sabah erkenden uyandım klasik hayatım işte üzerime okul formamı geçirdim lise son sınıftım ve ben dersleri tamamen salmıştım çünkü zaten ünüversite gibi bir hayalim yoktu.kahvaltı için aşşağı indiğimde felç babam bana güllüyordu boynundan aşşağısı felçliydi ve kendi işlerini kendi yapamıyordu.Annem ise kahvaltıyı hazırlamış bizi bekliyordu gidip sofraya oturdum rahat ve huzurlu bi hayatımız vard en azından ben şikayetçi değilim küçük koşarak içrri geldi yine okula geç kalmıştı muhtemelen annem "toprak bari bişeyler ye " diye bağırdı.ama annemi dinleyen kim!! Babam "kızım buğün napcaksın " diye sordu cevabını bildiği halde her gün aynı soruyu sorar büyük bi ciddiyetle cevabını beklerdi.Bende her gün olduğü gibi babama dönüp kocaman bi gülümsemeyle cevap verdim"okula gidicem okuldan sonrada kafeye eve saat 9 gibi gelirim" dedim. Ben yemeğime devam ederken annem başını kaldırdı ve "mira ben iş gidiyorum zaten 14.00 e kadar işlerimi halleder dönerim baban evde çok tek kalmasın sende sofrayı kaldrıp çıkarsın"dedi başımla onayladıktan sonra annem masadan kalktı ve çantasını alıp çıktı. Bende geç kalmak üzereydim yine o salak müdür yardımcımızdan azar işitmek istemiyordum. Kendime ekmek arası domates ve peynir yapıp masayı kaldırmaya başladım işim bittikten sonra odaya doğru çıkmaya başladım.odaya çıkıp dişlerimi fırçaladım ve sa'ımı atkuyruğu yapip aşşağı indim evimiz tek katlıydı ama ben oda olmadığı için çatı katında kalmak mecburiyetindeydim üzerime montumu geçirip çantamı da alıp dışarı çıktım çıkmadan önce babamada öpücük atmıştım kocaman.okulla evin arası 15 dakikaydı yani yürüyodum zaten servise vercek paramızda yoktu annem bi villanın çamaşırhanesinde temizlik görevlisiydi uarım gün çalışıyordu babamı çok tek bırakmak istemiyodu. Erkek kardeşim ise liseye bu sene başlamızdı bense okuldan sonra bi kafede çalışıyodum zaten zorundaydım ama yinede geçinmek zor. Bunun aksi e ailemde hiç komse bundan utunmadı ve hepimiz mutluyuz bi şikayetimiz yok. Bu düşünceler dalmışken okula vardım yine sıkıcı bi okul günüydü zaten üniversite okumayacağım ve çalışacağım için benim için dersler çokta önemli değildi. Okula girdiğimde bir çok koruma vardı ne olduğunu merak ediyordum siyah siyah takım elbiseli adamlar saymaya bile erineceğim kadar çoklardı. Herkes koşarak tanıtım odasına gidiyorrlardu. Bi anda tam karşımda tusem belirdi. Kendisi en yakın arkadaşım başkalarının aksine tusemden başka tek bir arkadaşım bile yok."herkes neden koşuşturuyor"dedim. "Oha mira gerçektenmi bilmiyomusun bugün duhâ meriçzade buraya teajin grup üniversiteleri için tanıtıma gelecek"dedi ve kolumdan çekiştirmeye başladı"hadi kızım hareketlen hemn gidip en önden yer almalıyız ne kadar yakın o kadar iyi" dedi. Kolumu çekerek ondan kurtuldum "sen git bilirsin tanıtımlara gelen gereksiz çalışan bozuntularını dinlemeyi pek sevmiyorum" dedim gitmeyeceğimi ve ne kadar inatçı olduğumu en iyi o bildiği için ısrar etmeden başıyla onaylayıp hızlica harakete geçti. Tanıtım olacağina göre kafeye gidip çalışabilirdim ne de olsa ek mesai ek para demek. Tam okul kapısından çıkarken bunak sinir bozucu müdür ahmet bana bağırdı camından " yeter artık mina yinemi okulu asıyosun korumalar onu konferasa götürün" dedi. Niye bu kadar korumanın var olduğunu bile anlayamadan sürüklenmeye başladım.en sonunda beni konferansın yapıldığı salona soktuklarında ben hala bağırıyordum "bırakınsana beni ya ben okumıcam okul felan, bunları dinlememe gerek yok daha çekiyolar bırakın ama yaaaaaaa"bağırmaya devam etmek için ağzımı açmıştımki etrafın sessizliği dikkatimi çekti ve etrafa baktım konferans salonunun ortasındaydım herkes baana bakıyordu ve konferansa başladıkları onları böldüğüm belliydi.borumalar beni biyere oturtup karsıdaki adamın yanına geçtiler. Bu arada bende yere bakıyordum sonuçta utanmıştım 600 tane öğrenci vardı. Başımı kaldıp karşımdaki adama baktığımda sanki sonsuz denize bakarmış bi hal aldım 20 lerinin başında saçları geriye doğru atılmış siyah saçları ve onun ınadına beyaz bir teni ve açık mavi gözleri vardı. Bi an saddece küçük bi an gözgöze geldik. Ben onu incelerken o çoktan konfarensı bitirmiş soruları alıyordu anında elimi kaldırdım bana söz hakkı verdiğinde "artık çıkabilirmiyim" dedim cevap vermeyince ayağa kalktım ve odadan çıktım sınifa geldi%imde kimse yoktu hepsi hala konferansta olmalılarcamdan dışarıyı izlemeye başladımda o adam adının duhâ olduğunu bildiğim adam bahçden dışarı çıkıyordu pesinde bütün okul kızları basbas bağrıyordu hepsi onunla bir gün dahi olsa geçirmek istiyordu aralarında tusem bile vardı.(hani bizim sınıfın erkek fatması olan tusem). Nihayetinde okulu atlatıp kafeye doğru yol aldım kırmızı ışıklarla karşıya geçecekken bekleyen araba tam ben önündeyken korna yapmasıya bi an irkildim. Icinde bugun konferans yapan o burnu havada adam vardı. Onu umursamadan yoluma devam ederken konumdaki güçle geri çekildim ve bi yere tıkıldım o kadar hızlıdıyxıkı gözümü açıp olaylatı bile idrak edememiştim. Karsımda o ego yığınını görünce kaşlarımı çattım araba hareket etmeye başlamıştı bile yüzüme bakmadan "nie okumuyosun "dedi. Sanki onu çok ilgilendirir gibi,"srninki gibi baba parasıla gerilenlerden olmadığım için,bazı insanların okuyamamak i'in nedenlrri olur ama senin gibi tiki tipler bunu anlamaz" dedim ." Benim gibi tiki tipler nasıl olurmuş"deiğinde kafenin önünde olduğumuzu gördüm cevao dahi verme gereğinde bulunmadan arabadan indim ve kafeye girdimçok yorulmüştum 4 saattir çalısıyordum ve belim ağrımaya başlamıştı. Montumu ve okul çantamı aldım. Kafeden bi kahve aldım ve bir kaba koydum eve gidene kadar içecektim.dışarı çıktığımda yağmur yağıyordu ve lanet olsunki şemsiyem yanımda yoktu. Eve hızlı adımlaarla gitmeye karar verip ilk adımı attıgda başımda bir şemsiye ve yanımda birinin olduğunu farkettim yana döndüğümde bu duhâydı bana şemsiye tutuyordu onun burda ne işi vardı ki!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAHAR ÇİÇEĞİ
ChickLitBir sonbahar günü elimde kahve yağmur yağmaya başlamıştı.Insanlar ıslanmamak için ordan oraya koşarken bana neden yağmur damlalarının değmediğine bakmak için kafamı kalfırdım işte o zmn gördüm bu bahar çiçeğı son baharın çiçegi...