İyice tenhalaşmış sokaklarda yürürken yere çarpan yağmur tanelerinin sesi daha yüksek geliyordu kulağıma yada yalnızlık hissettiriyordu bunu bana
Gökyüzü karanlığa bürünmüş yas tutuyor bir yandan da ağlıyor gibiydi,benden daha kötü bir gece de geçiren varmış dedirtiyordu sadece benim duya bileceğim ses tonunda.
Kafamı kaldırıp soğuk sessiz ışıksız evlere bakıyordum Dünyada sanki bir tek ben kalmışım.
Yürümeye devam ederken çöp kutusundan çıkan bir kedi korkutuyordu beni ama benden daha çaresiz ürkmüş ve korktuğunu gözlerinden okuyabiliyordum .
Bu bakışlar bana kendimi hatırlatıyordu.Bir başkası bana baktığında gözlerimde çaresizliği korkuyu acizliği görebilirmiydi.
Peki yalnızlık sen nasıl bir kelimesin...
Yalnızlık neydi ne demekti nasıl birşeydi.Acaba yalnızlığın kökü neydi ? Yalnızlık gerçektende yalından mı geliyodu.Benim yalnızlığım içinde hiç birşey barındırmayan kocaman bir boşluktan ibaret
Bomboş sokaklar yalnız
Çöpün içindeki kedi yalnız
Yere düşen yağmur yalnız
Karanlıklar ışığa hasretken yalnız
Bunları gören ben yalnız
İLAHİ YALNIZLIK...