Kasaba hem tarihi hem doğal zenginliklerle doluydu. Bir ara yaşanan kargaşalar ve eski belediye başkanı sayesinde çöküntüye uğramıştı. Neyseki kasabanın en zenginlerinden Tudorlar kasabanın kalkınması için yüklü miktarda bağış yaptı. Belediye başkanları da Tudorlardan çıkmaya başlayınca herşey yoluna girmişti.
Tudorların şimdiki tek varisi ise Lotus Tudor du. Yaşınaoranla çok güzel ve çekici bir kız, havalı olmasından ziyade çok da zeki. Sarışın uzun saçları, mavi büyük gözleri ve mükemmel dudakları olan biri ama kimse mükemmel değildir.Olacak ki Lotus'un da kendini beğenmiş tavırları herkesi çileden çıkarıyor.
Beca; siyah takıntılı motorlu asi kızlardan, öz babasının alkolik bi pislik olması o öldükten sonra gelen üvey babasınında kumarbazın teki olması onu erkeklerden baya soğutmuş olmalı ki erkeklerden genellikle nefret eder. Hayvanları çok sevdiği için de boş zamanlarını veterinerde değerlendiriyor.
Markus; uzun siyah saçlı, mavi gözlü, kaslı , görsel zekası çok yüksek biri gördüğü şeyleri en ince ayrıtısıyla resmetme yeteneğine sahip, ama yaşadığı tramvalardan dolayı çok sessiz.( Annesi evi terk etmiş,babası alkolik ayrıca Markus u dövdüğü söylentileride var.)
Elen; kızıl saçı bazen alay konusu olur, ama cesareti olan bunu onun yüzüne söylesin. Çok kurnaz ve eğlenceli biri, ailesi arkeolog olduğu için sürekli yurtdışına çıkıyorlar Elen ise her yıl en güzel partilere ev sahipliği yapıyor.Sprla ilgileniyor özelliklede dövüş sanatlarına acayip ilgi duyuyo aldiği dövüş eğitiminden dolayı da çok cesaretli ve korkusuz.
Ron; kıvırcık turuncu saçları var espirili ve sempatik biri çok yakışıklı olmasa da, kızlar ona bayılıyo, ilginç fikirlere ve planlara sahip salak gibi gözüksede bazen, yani bazen çok zeki olabiliyo aslında. Annesi doktor babası ise polis.
Adrian; kasabanın en gizemli ailesi denilebilir. Annesi ile babasının karmakarışık bi işi var,aslında bi mafya örgütünün üyeleri neyin peşinde olduklarını kimse kestiremiyo. Adrian çok yakışıklı ve zeki ama bunun o da farkında, kumral saçlı,uzun boylu, yeşil-sarı gözlü (güneşte değişiyo da)..
Mia; kasabaya sonradan taşınıyolar,açık kumral uzun saçlı, uzun boylu, ela gözlü bi içim su gibi, ama çok sessiz sakin duygusal ve kasabaya yeni taşındığı için yalnız, tek dostu bahçesindeki hamak ve kitaplar ..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olimposun Çırakları
FantasyGENEL KONU Kim bilebilirdi ki, her gün yüzbinlerce insanın dua edip adak verdiği tanrıların şehrinde büyük bir kargaşanın çıkabileceğini. Tanrılar bile yardım dilenecek bir kapı arayışında çaresizdiler. Ölüm korkusu onları dehşete düşürüyor, şeytanl...