Hey,Lavinia

199 23 15
                                    

Elimde ki kitabı sıkı sıkıya tutmuş,gözlerimi kitaptan ayırmıyordum. Franz Kafka'nın Milena'ya Mektuplar adlı eseri,benim gibi aşka inanmayan ve hislerden arınmış bir şekilde yaşayan insanlara göre değildi. Ama yine de insanların hislerini ve acılarını satırlara dökmelerini seviyordum. Hayatın kazık attığı tek insan olmadığımı hatırlatıyordu. Ne kadar kitaplar hisleri ve düşünceleri yansıtsa da,insanların yüzünde ki o pahabiçilmez acı dolu ifadeye görmeden rahat edemiyordum.
Hayır sadist değilim.
Sadece acılarımın omuzlarıma yüklediği sorumluluklardan dolayı hayattan zevk almayı bırakmıştım. Ve insanların ben bu kadar sorunla baş ederken,gülüp eğlenmelerini sevmiyordum. Bilirsiniz işte,bu biraz bencillik değil mi? Size göre.
Ben ise buna eşitlik diyorum. İnsanların dilinden düşmediği halde asla işleme dökülmeyen kelime. Eşitlik mi? Güldürmeyin.  Eşit değiliz biz. Eşit olsaydık sınıf ayrımı olmazdı. Ya da onca suça göz yumulmazdı. Sırf kadın olduğum için gecenin bir saati dışarı çıkamazken,erkekler özgürce dolaşabiliyordu. Veya fakir biri açlıktan ölürken,zengin insanların yemek beğenmemesi gülünçtü. İnsanlardan bu yüzden nefret ediyordum. İnsanlar bencildi. Bu yüzden insan olduğum için kendimden de nefret ediyordum.
Ders bittiğinde hızla çantamı alıp sınıftan çıkmıştım. Kimse ile konuşmaz,öğretmenler ile bile çok diyalog kurmazdım. Ne gerek vardı ki? Boş konuşmaların bana bir yardımı olacak mıydı? Hayır. "Tzuyu!" Arkamdan koşturarak gelen öğretmene yavaşça gözlerimi devirmiştim. İnsanların ortasında bana niye ismimle sesleniyordu ki? İnsanların ismimi bilmesini istemiyordum! Önüme geçtiğinde yavaşça ve istemeyerek selam vermiştim. "Tzuyu..biliyorsun ki mezun olman için bir partner seçmeli ve onunla dünya klasikleri üzerine bir tez hazırlayıp bana getirmelisin. Bu yalnız yapılacak bir ödev değil." İtiraz edeceğim sıra da elime hızla bir kağıt tutuşturdu. "Ben senin için bir partner seçtim. Bilirsin..pek arkadaşın olmadığını biliyorum." Sonra yavaşça omzuma vurdu. "Sana güveniyorum. Ödeviniz en fazla iki hafta içerisinde elime geçsin." Sonra koşar adımlarla yanımdan uzaklaştı. Bir gün bu anın geleceğini biliyordum. Edebiyat Fakültesi'ne girerek büyük bir hata yapmıştım. Yavaşça kağıdı açtım ve partnerimin bilgilerine baktım.
'Lavinia Sung. Üniversitenin son yılında ve Japon Edebiyatı öğrencisi.'  Hızla kaşlarımı çattım. Birincisi bu kız yabancı değildi,niye yabancı ismi vardı ki? İkincisi ben İngiliz Edebiyatı öğrencisiyim. Niye iki farklı Ülkenin edebiyatını okuyan iki farklı öğrenciyi bir araya getirmişti o ihtiyar öğretmen? Çıldırmak üzereydim. Kağıdı katladım ve yürümeye başladım. O kızı bulup bir an önce bu işi bitirmeye çalışacaktım.

Lavinia denen kızın öğrencisi olduğu Fakülte,Tzuyu'ninkine çok uzak değildi. Bu yüzden Tzuyu on dakikalık bir yürüyüşün ardından fakültenin bahçesine girmişti. Hızlı hızlı yürürken,bir yandan kızı arıyordu. Bir tane kızı durdurdu. Ve kağıdı açıp ona Lavinia'nın fotoğrafını gösterdi. "Bu kızı nerede bulabilirim?" Kız fotoğrafa dikkatlice baktı. "Lavinia az önce dekanın odasına gitti. İlk binadan içeri girersen direkt odasını göreceksindir zaten." Kıza hafifçe başıyla selam verdi ve hızlı hızlı yanından ayrıldı. Şu kız ve ihtiyar hoca yüzünden insanlarla konuşuyordu! Tzuyu binaya girdi ve dekanın odasının önünde beklemeye başladı. Beş dakika sonra sarışın bir kız odadan çıktığında,onun Lavinia olduğunu anlamıştı. Yavaşça kıza seslendi. "Hey,Lavinia." Lavinia sesin geldiği yöne doğru döndüğünde hafifçe gülümsemişti. "Ah ben de senin gelmeni bekliyordum." Tzuyu hafifçe kaşlarını kaldırmıştı. "Niye benim gelmemi bekledin ki? Sen niye gelmedin?" Lavinia yavaşça ensesini kaşıdı. "Üzgünüm. Biraz işlerim vardı da." Tzuyu yavaşça başını salladı. "Bu ödevi bir an önce bitirmek istiyorum. Bu yüzden bu akşam kütüphaneye gidebiliriz." Tzuyu yavaşça yürümeye başladığında,Lavinia da hızla ona yetişmişti. "Kütüphaneler erken kapanıyor biliyorsun. İstersen ikimizden birinin evinde buluşabiliriz?" Tzuyu işittiği soru ile hızla durmuştu. İnsanlarla konuşmayı bırak,bir de aynı evde mi duracaktı? Ama mezun olmak zorundaydı. Mezun olamazsa amaçlarına asla gerçekleştiremezdi. "O zaman benim evimde buluşalım. Saat yedi uygun mu?" Lavinia biraz düşünüp başını salladı. "Olur. sana verdikleri kağıdın üzerinde numaram yazıyor. Bana adresi mesaj atarsın."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 31, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Lavinia•Satzu•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin