1. Bölüm

350 5 0
                                    

Telefonu kahkahalarla kapatır kapatmaz ona döndüm. Gülümsüyordu. Her zamanki gibi sımsıcaktı gülümsemesi. Güç veriyor ve hatta... Hatta nefes aldırıyordu. Gözlerimi dudaklarından çekip boğazımı temizledim.

“Arayan babamdı. Biletimi almış.”

“Duydum.” dedi gülümsemesini genişletirken. Mutlu muydu sahiden? Gidiyorum diye mi böyle içten gülüyordu? Ah! Hayır. Gülümsemesine aşık olduğumu biliyor.

“Gidemeyeyim diye böyle güzel gülüyorsun değil mi?” diye sordum sesli düşündüğümü fark etmeyerek.

O melodik kahkahasını atarken omzumdaki elini saçlarıma götürdü. Kalp atışımın hızlandığını hissettim. Bir buçuk yıldır her gün, her saçıma dokunduğunda, her gülümseyişinde, gözlerime her baktığında olduğu gibi... Nefesimi tutup ona döndüm. Gülümsemiyordu.

“Teşekkür ederim.”

“Ne için?”

“Bu harika kızın sevgilisi olmama izin verdiğin için.” Gözlerimden akan yaşı parmaklarıyla silişini izledim gülümseyerek.

“Mutluyum.” dedi ellerini üzerimden çekip önüne dönerken. “Benden kilometrelerce uzakta olman umrumda değil. Seninle gurur duyuyorum. Bu... Bu hayatını kurtardığını izlemek gibi bir şey. Amerika’nın en iyi lisesinde okuyacaksın ve hayallerini gerçekleştireceksin. İnan sevgilim olduğun için çok mutluyum.”

Boynumdaki kolyeyi çıkarıp ona uzattım.

“Kilometrelerce uzağında olmayacağım.” Bir yandan da bilekliğini, bileğinden ayırmaya çalışıyordum. Şaşkın bakışları eşliğinde çıkardığım kırmızı bilekliği gözünün önünde salladım.

“Bu artık benim.” Kahkaha attı.

“Tanrım! Bu çok klişe.” Çatılan kaşlarıma güldükten sonra kolyemi bileğine dolamaya başladı. “Ama senin olan her şeyi deli gibi seviyorum.”

Tüm kelimelerimle birlikte hıçkırıklarımı da içimde tuttum. Konuşmaya çalışsaydım ağlamaya başlardım. Gözümden akan birkaç damlayı kazağımın koluna sildikten sonra gülümsedim.

“Artık gitmelisin. Hazırlamam gereken koca bir bavul var.”

Başını sallayarak kapıya yöneldi. Koşup boynuna atlamak istedim. Hıçkıra hıçkıra ağlayayım ve beni teselli etsin istedim. ‘Vazgeç’ desin, ‘bizim lisemizde yeterince iyi, birlikte başarırız’ desin ve gitmeyeyim istedim... O kapıyı açıp bana döndüğünde ağladığımın farkında bile değildim.

“Hadi ama! Daha birlikte 2 günümüz var değil mi? Akşam sahilde veda partin var, sakın geç kalma. Biliyorsun tüm arkadaşlarımız orada olacak.” Gülümseyerek başımı salladım.

Kapıyı kapatmak üzereydi. Gidiyordu. Sevgilimi son kez görüyordum.

“Ray!” Aniden dönüp kaşlarını kaldırdı. Sahi ne diyecektim? Ne diye durdurdum onu? 2 saniye fazla görebilmek için mi?

“Seni seviyorum.” Gülümsedi. Karşımda son kez gülümsedi.

-

İçimdeki heyecan kadar büyük bulutları izliyordum saatlerdir yukarıdan. Kulaklığımı boynuma indirip yanımda uyuyan babama döndüm. Benimle gelmesine gerek olmadığına ikna edememiştim onu. Her zamanki koruyuculuğuyla yanımdaki yerini almıştı. Gözlerini yavaşça aralayıp gülümsedi. Kendisi için rekor bir süre sessiz kaldıktan sonra nihayet ağzındaki baklayı çıkarmaya başladı.

“Ray’e neden 2 gün sonra gideceğini söyledin? Hayal kırıklığına uğrayacak.”

“Onunla vedalaşamam.” dedim duygusuz bir ses tonuyla.

AidaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin