a l t ı

1.1K 59 47
                                    

bardaki gün

Niall buluştuklarından beri garip davranan Harry ve Louis'ye şüpheci bakışlar attı.

"Pff, pekala. Diğer konu bir yana, neler oluyor? Bu tavırlarınız da ne? Aşırı tuhaf hareket ediyorsunuz."

Harry ve Louis aralarında hatırı sayılır bir boşluk bırakarak oturuyorlardı.

"Şey, Niall..." Harry konuşmaya çalışırken Louis gergince suyunu yudumladı.

"Eh fazla tepki vermemeye çalış ama, siktir et bizi pataklasan yeridir. Şey biz, Harry iki üç kere öksürerek kendine biraz daha zaman kazandırmaya çalıştı. Biz, nasıl söyleyebilirim, biz...uh,"

"Evet, siz?" Devam eden şüpheci bakışlarıyla Niall bir şeyleri kavramışa benziyordu.

Harry yarım yamalak cümleler sıralamaya devam etti ve Niall'ın ağzı yavaş yavaş açıldı.

"Bir dakika, bir dakika...yani şimdi siz...SİZ İKİ SÜRTÜK YOKSA?" ikisinden de ses çıkmayınca Niall derin bir nefes aldı.

"Vay canına sadece...vay canına," topları yan bahçeye kaçarak değerli birkaç şeyi mahvetmiş çocuklar gibi suçlu olduklarını bilip ikiside sessiz duruyor ve göz temasından kaçınıyorlardı. Niall bir başka derin nefes aldı.

"Biz buraya bu sorunu çözmek için gelmiştik ama anlaşılan...vay canına," Niall işaret ve orta parmağıyla şakaklarını ovuşturdu.

"Bu...bakın, asıl planım ikinizi konu hakkında konuşturmak ve araya kendi fikirlerimi sokuşturarak bu işi çözmekti. Bilmiyorum çocuklar, bir değil iki değil tam üç kere... Belki bunu kendi başınıza konuşsanız daha iyi olur. Çünkü bu benim burnumu sokabileceğim bir durumdan çıkmışa benziyor. Birazdan ayrılacağım ve bar kapısından çıktığım an konu hakkında konuşacaksınız. Anlaştık mı?" İkiside suspus olmuştu.

"Bende öyle düşünmüştüm, görüşürüz."

"Ne? Niall, sen olmadan nasıl çözeceğiz? Lütfen." Niall bar kapısına doğru ilerlemeye başlayınca Louis arkasından giderek itiraz etmeye çalıştı.

"Bunu kişisel konuşmanız daha iyi olacaktır güven bana, eğer başaramazsanız bunu halletmeye çalışacağıma söz veriyorum. Ama şimdilik top sizde." Louis'ye gülümsedi ve hızlı adımlarla bardan çıktı. Louis gergince Harry'nin karşısına oturdu.

Harry ciğerlerinin derinliklerinden atmosfere sesli bir nefes verdi.

"Dostum-" Harry söylediği kelimenin saçmalığını fark ettiği anda durdu ve garipleşmiş ortamı daha da garipleştirdiği için kendine küfür etti. Louis bayılacağını hissetti.

"Niall doğru söylüyor, buna bir nokta koymalıyız." Louis kafasıyla Harry'i onayladı.

"Evet, haklısın fakat neden sürekli bunu yaptığımızı çözmeden bu pek mümkün değil." Harry kafasını salladı.

bardan önceki gün

Louis koltukta oturmuş kapağı David Beckham fotoğrafı olan magazini inceliyordu. Saat gece yarısını gösterdiğinden esnemeye başlamıştı bile.

Harry'nin kurstan bir arkadaşı son yaptığı boks maçındaki galibiyetini kutlamak için parti vermişti ve Harry'de davetlilerdendi. Ne kadar reddetsede arkadaşlarının zoruyla biraz içmişti. Çakırkeyif olduğunun farkındaydı bu yüzden motoru tercih etmektense eve yürümekteydi.

Louis Harry'i beklerken uyuyakalmamak için uğraş içindeydi. Onu yine bekliyordu çünkü aralarındaki durum hakkında olabildiğince hızlı konuşmak istiyordy. Sadece David'e ayrılmış sayfalarını incelediği magazini masaya geri koyup televizyonda çalan müziğin sesini biraz kıstı. Kahve yapmaya karar verdi ve Mutfağa giderken açık olan pencereden gelen rüzgarla ürperdiğini hissetti. Pencereyi kapatıp kollarını sıvazladı. Kahve yerine sıcak çikolata istiyordu şimdi de.

meant to be x larry stylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin