one - drug

692 66 9
                                    

Her zaman insanların sahip olamayacakları şeyleri delicesine istemelerini saçma bulmuştum.Neden mi? Bilmiyorum.Eskiden bana hep saçma gelirdi."Yani,elindekilerle yetinmeyi bil değil mi? Sonuçta senin elinde olana sahip olamayan kaç kişi vardır dünyada." derdim hep kendi kendime.Ama herşey değişti.Ben değiştim,davranışlarım değişti,fikirlerim değişti ve en kötüsü de ; duygularım değişti.

Bu,çok acı veriyordu.Sevmek ama dokunamamak...Uzaktan izleyip,bir gün seni fark edeceğini beklemek.Hayal kurmak,kendini bu hayallerin içinde ona ait hissetmek fakat asla ona ait olamamak...Bundan daha acı verici ne olabilir ki? Ben onun sayesinde hem sevmeyi,severken acı çekmeyi öğrenmiştim.

Bu benim iç dünyamdı işte.Hep aynı şeyleri düşünüyor,hep kendimle anlamsız bir savaşa giriyordum iç dünyamda.

Peki gerçekte ne mi yapıyordum?

Her zaman olduğu gibi yerimde oturmuş onu dikizliyordum.Evet,kelimenin tam anlamıyla 'dikizliyordum' . Böyle şeyler bana göre değildi fakat, konu Ashton Irwin olunca bambaşka şeyler yapıyordum.Benim gibi birinden beklenmeyecek şeyler.Fakat,hadi ama! Kim onun gibi birine karşı koyabilir ki? O,hayatım da gördüğüm en güzel erkekti.Saçma gibi görünüyor ama,öyle.O çok güzeldi.O,erkek güzeliydi.Hele gülümsediği zaman dünya duruyordu sanki.Fakat her güzel anın bir bokluğu vardır.Bu anın mükemmelliğini bozan tek şey , Chelsea'ydi. Chelsea,onun sürtük sevgilisi.Tanrım! O kızdan nefret ediyordum.Hayallerimi çalmıştı.Üstelik,onu haketmiyordu.Hemde hiç.Mükemmel bir fiziği veya harika bir yüzü olması içinin boş olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.Ama bu Ashton'ın umrunda değildi.O sürtüğü sadece becermek için kullandığına kalıbımı basabilirdim.

Ama, o da haklıydı.Benim gibi bir kızı becermek için bile kullanmazdı.Çünkü,o mükemmeldi ; futbol oynuyor,bateri çalıyordu.Chelsea mi? Onun da beceri konusunda Ashton'dan farkı yoktu.Voleybol oynuyor,bale yapıyor,piyano çalıyordu.Ben mi? Tüm günümü müzik dinleyip Ashton'ı düşünmekle geçiriyordum.Böyle düşününce gerçekten Ashton'ı birkez daha haklı buluyordum.Gözlerim yanmaya başladığında, bir küfür savurdum.Hep aynı şey oluyordu.Onun ve benimle ilgili gerçekler aklıma geldikçe gözlerim doluyordu.Yavaşça kafeteryanın masasından kalktım.Gözlerimi kırpıştırıp yürümeye devam ettim.Sadece yere bakıyordum.Zil çaldığında adımlarımı hızlandırdım.

Hiç beklemediğim bir anda bir bedene çarptım ve yere düştüm.

Siktir!

Önüme bakmadan,hızlıca yürürsem olacağı buydu işte! Kafamı kaldırıp çarptığım kişiye baktığımda birkez daha hayatıma lanet ettim.Chelsea! Hayatta tüm kötü şeyler beni filan mı buluyordu? Kötü şans,kötü şans,kötü şans.

"Aptal!" diye çığırdı kulak tırmalayıcı bir sesle.Elindeki kola üzerine dökülmüştü.İşin garip tarafı ise benim tişörtüme sadece birkaç küçük damlanın gelmesiydi.Hızlıca yerden kalkıp üzerimi silkeledim.Ashton,yerinden kalkıp bu tarafa yürüdü.Ben,Chelsea'yi kaldırmasını beklerken o , sadece bu tarafa baktı.Sadece baktı.Ne,Chelsea'yi kaldırdı , ne de tek kelime etti.

Ben dalmışken Chelsea, "Konuşsana!" diye bağırdı.

Gözlerimi devirip omuzlarımı dikleştirdim ve ağzımı açmadım.Bu onu daha da sinir etmişti.

"Seni lanet ucube!" diye bağırdı.Birden kan beynime sıçradı ve,"Ne dedin sen?" dedim kaşlarımı çatarak.

"Ucube dedim.Yalan mı? Ucube değil misin? O aptal mavi saçların ve giydiğin saçma şeyler seni ucube yapıyor,tatlım." dedi.

Ben tam konuşacakken Ashton : "Tamam,bırak artık Chels." dedi. Onun o mükemmel sesini duyduğumda kalp atışım hızlanmıştı.Duygusuz bakan yüzüne karşı bebeksi sesi garip bir uyum içerisindeydi.Ah,onun herşeyi kusursuzdu.Chelsea,tereddüt etsede ona karşı gelemedi ve kolumu bırakıp hızlıca uzaklaştılar.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 01, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

You // a.iHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin