Sarhoş- Part2

1.5K 49 11
                                    



~~~~

Güneşin kendisini yavaş yavaş göstermeye başlamasıyla Eylül yatağında usulca esneyerek uyandı. Bugün her zamankinden daha mı sıcak olacaktı ne! Yatağında boğucu ancak  hoşuna giden bir sıcaklık vardı.

Üzerinden yorganı atmak için hamle yapacağı sırada beline sarılan kollar ve boynuna sokulan Ali ile duraksadı. İlk başta çığlık atmayı düşündü ancak dün gecenin anıları aklına süzüldükten sonra sakinleşip olduğu yerde kıpırdandı. 

Birlikte uyumuşlardı. 

Demek ki yatağındaki bu sıcaklık da onun eseriydi. Şikayetçi değildi bu durumdan. 

Genellikle çok üşüyen bir insan olduğu için bazı geceler kat kat giyinip uyuduğu olurdu. "Yanımda Ali ile uyumak iki kat giyinmekten daha rahattı sanırım" diye düşünmeden edemedi. Tekrar gerinerek bir bacağını yorganın dışına çıkarttı. Bir süre sonra ürpererek geri soktu. Vücudu Ali'nin sıcaklığına alışmıştı. 

Ona doğru dönmeye karar verdi. Ali'nin, belindeki elini hafifçe gevşetti ve onu uyandırmamaya dikkat ederek yavaşça döndü. 

Ali hala derin bir uykuda gibi görünüyordu. Kuzguni siyah saçları dağılmış bir kısmı alnına serpilmişti. Suratında huzurlu bir ifade vardı. Eylül'ün dönüşüyle uykulu bir şekilde mırıldanarak gevşemiş kolunu tekrardan Eylül'ün belindeki yuvasına koydu ve farketmeden ona yaklaştı. İçten içe bir kuvvet tarafından birbirlerine çekiliyorlardı. Ali en derin uykusunda bile aşkının izlerini sürüyordu. Eylül elini çenesinin altına koyarak bir süre yanıbaşında uyuyan Ali'yi izledi. Uyurken üzerini açmıştı. Eylül yorganın bir kısmını onun üzerine doğru çekiştirdi. Üzerindeki esmer tenine tam bir konrast oluşturan bebe mavisi pijama tişörtü onu daha da benimsemesine sebep oluyordu. Hafifçe kafasını salladı Eylül. Gardını fazla indirmek ona hiçbir zaman iyi gelmemişti.

Ancak...

Böylesine savunmasız böylesine gerçekken onu izlemek... Bu duygunun adı aşk mıydı ? Bilmiyordu. Ancak böyle hissetmeyi sevmişti. Sanki uzun yıllardan beri ilk defa bu kadar huzurlu bir uyku çekmişti.

Ali'nin etkisi Eylül'ü gerçekten de sarıyordu.

Eylül dün gece onu öperken ne kadar kararlı olduğunu düşündü bir an. Sonra o cesaretinin bir anda uçup gidişi ve karşısında gardını indirmiş bir şekilde kalışını. Onun yanında asla dümdüz bir çizgide yürüyemiyordu. Ali'nin yanındaki her bir saniye tahmin edilebilirlikten çok uzaktı.

Gözleri Ali'nin sakallarını buldu. Dün gece dikkat etmediği ayrıntıyı farketti. Uzamışlardı. Dokunmak istedi. Bir süre bu kararını sorguladı ardından derin bir uykuda olduğunu düşünmesiyle gelen cesaret ona bunu yapmasını söyledi. Kendi kendine fısıldadı.

"Sakın uyanma Ali Asaf. Uyanırsan bunu yapacak cesareti kendimde bulamayacağım. " derin bir nefes verdi.

Parmakları usulca sakallarına temas etti.

Gamzesinin oyuntusunda gezdirdi parmak uçlarını.

Oradan ise çenesine ardından boynuna indi.

Sakallarının sınır çizdiği o noktada bir süre gezdi.

Ali'ye uyurken dokunuyor olmak biraz suçluluk hissettirse de Eylül bu dokunuştan aldığı hazzı hiçbir şeye değişmezdi.  O uyurken ona karşı yakın olmak hiçbir beklentiye girmesine sebep olmadan onu sevmek. Eylül'ün cennetiydi o. Ancak Ali'nin istediği duygusal yakınlığı karşılayamayacağından ölesiye korkuyordu. Bazen onun yanında nasıl davranması gerektiğini bile bilmiyordu. Bu düşünceler kafasında dans etti bir süre daha..

Kırık ValsOù les histoires vivent. Découvrez maintenant