Aslında her şeyin başladığı yer çok yükseklerdedir. Ve gerçekte sen fark edinceye kadar çoktan kendi ölümünü yaratmış sındır.
Çatı da intihar etmek üzere olan bir genç.VE
Sanki tüm hayatı buna bağlıymış gibi çığlık atan bir kız.
İşte ilk o an buluştu gözleri. Bir daha sadece ölünce kapanacak şekilde.
ERKEK:
Kulaklarımda ki bu yüksek ses. Çok yüksek. Sesin geldiği yöne doğru ilerledim. Ve benimle yaşıt (lise 2. sınıf )bir kız canı pahasına çığlık atıyordu. Sanki bir şey kaybetmiş ve onu bulmak için sesini kullanıyormuş gibi. Parmaklıkların üstünde onu görmek beni korkuttu. Çok yüksekti ama buna rağmen korkmadan sesini özgür bırakıyordu . İçten içe kıskandım. Çünkü ben parmaklıkların ardın bakıp ta sadece sözde intihar eden bir insanım.
Ve böylece farkında olmadan kız adamı kurtarmıştı.
KIZ:
Yine alay edildim. Yine kalbimi kırdılar. Ve ben yine yüksekteydim. Özgür değilim yüreğim acıyor.
Onlar gibi olmamak için konuşmadım. Sustum ve dinledim. Alınıyordum ama belli etmedim.
-Yine yaptın. Sana acıyıp yanında durdum ama sen benim sırtımdan bıçakladın bıktım artık senden nefret ediyorum.
En yakın arkadaşım bana bunu demişti. Tam gidecekken geri dönüp beni itti. Yere düşüremediğini fark edince yanağıma tırnaklarını geçirdi ve koşarak yanımdan uzaklaştı.
Lise 2, matematik korkulu rüyam kimya,biyoloji ve en sevdiğim fizik.
Matematiği seviyorum ama öğretmeni değil. Öğrenciler gibi öğretmenler de benden nefret ediyor. Gerçi tam olarak suçum ne bilmiyorum ama. Bana normal bir insan gibi davranan tek öğretmen beden öğretmenimiz. Bayan Margirit. Amerika'dan geldi. Türkçesi pek iyi değil ama beden dersine giren erkek öğrenciler bayram ediyor. Tek ve en iyi arkadaşım daha bu gün beni aşağıladı. Okulumuzun vazgeçilmezi öğretmen , öğrenci ve ya kız , erkek fark etmez her kes onu sever. Ama yakışıklı, popüler,kötü çocuğumuz bir selam vermeyi egosuna yediremiyor. Aslın da bir taraftan onu kıskanıyorum.
Ama kesinlikle değişmeyecek bir şey ondan''Nefret Ediyorum''. İsmi; Toprak
Sadece bunu biliyorum ve bana yetiyor.
Benim ismim de İz .
Biliyorum çok alışılmış bir isme sahibim.
Hiç düşündünüz mü ? Neden insanlar bu kadar aptal...
Ben hep düşünüyorum. İnsana merhameti ve en büyük acıyı yaşatan şey de çözümü buluyorum. AŞK... Çok büyük bir aptallık. Her insan en az bir kere aşık olmuştur hayatında. Belki kendine ,belki hayaline, belki de şuan bahçede yavaş yavaş içkisini içerken seni bekleyen insana. Fark etmez. Sen insansın normal bu, aldırma. Ama bunu duvar gibi kullanıp insanlara zarar veriyorsan. Bir gün o duvarı kıracaklar ve senden eser kalmayacak. Sen fark etmeden seni içten içe yok eden şeye aşk diyoruz. Halbuki ne kadar masum dun sen. Aşık olmadan öncesine kadar...
Düşüncelerimle boğuşurken fark etmemişim. Sınıfa giderken biri bana çarptı ve yere düştüm.
Canım yanıyordu. Ama şuan istediğim şey acının geçmesi değil bir özürdü.
- Bakıyorum da egon tahmin ettiğimden bile yüksekmiş.
Arkasını dönmüş gidiyordu. Beni yere atıp gitmek mi? Bu kadar kaba olamazsın değil mi?
- Ne dedin sen bana?
- Dedim ki ; İnsanları düşürüp sonrada küçük bir özür bile dilemeden gidebilen bir insan. Bence sadece egosu yüzünden olabilir.
-Bilerek bana çarpan sensin.
-Sen delirdin mi? Neden sana bilerek çar-pı......
Gözlerimi açtığımda revir de yatıyordum. Net olarak göremediğim birisi bana iyi misin ? Diye soruyordu. Yavaşça görüntü netleşti ve onun Toprak olduğunu anladım.
-Hey aptal kız.
Cevap vermedim beni bu hale getirip sonrada hakaret etmesi çok yüzsüzce!
-Hey neden bana cevap vermiyorsun? Aptal mısın...
-Haklısın ben bir aptalım. Sanırım ölmeliyim. Böylece herkes kurtulur.
Aslında amacım onunla oyun oynamaktı. Özür diletmek istedim.
Toprak
İz, okulda hep yalnız geziyor. Genelde insanların ona çok asi veya kaba dediğini duyuyordum ama şimdi daha iyi anladım. Sanırım oda ben gibi Dünya'ya küs bunu da çevresin den çıkarıyor.
-Sen de bana benziyorsun ölmek isteyen ve insan yaşamını küçümseyen bir kızsın am-
-Sen mi? Nereden bilebilirsin ki insanların senden nefret etmesini. Her gün ölmeni dilendiğini duymanın anlamını.
(Evet amacımdan saptım ama ne yapabilirim onun gibi biri zorbalığa uramanın anlamını nerden bile bilir ki.)
-Peki sen her gün ölmek isteminin anlamını bile bilir misin?
İkimizin de sesi yükselmişti.
-Sen tam bir aptalsın.
-Yeter artık bana bunu söylemeyi kes. Ben sana aşık olan o aptal kızlar dan değilim. Bana söylediğin sözleri kolayca kabul edip ağlayacak kızlardan değilim.
Cümleye devam edecekken sözümü kesti...
-Aptalsın. Çünkü hasta olduğunu bile bile tüm okulun karşısın da benimle kavga çıkardın. Seni revire götürdüğüm için kızlar çıldırdı.
(Bunu söylerken suratında okadar komik bir görüntü vardı ki kendimi tutamadım ve gülmeye başladım. Böyle biri çok zor bulunur. Demek bizim egoist prens aptal bir çocuk muş. Sanırım onunla daha fazla konuşabiliriim bana bir zararı olmaz gibi.)
O günden sonra daha fazla konuşmaya başladık.
Bu arada kendimi anlatmadım ama böyle gözüküyorum.
Fazla detaya gerek yok sade düz bir yaşam. Benim isteğim bu değil! Ben kendimi kanıtlamak istiyorum. Birilerine enerjimi göstermek için her şeyi yaparım.
bende ki farklılığı biri görsün lütfen...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIKIŞ
Teen FictionAslında her şey ölmek üzereyken başladı. Ama kız adamı kurtardı hem de cesaretiyle, ilk o an buluştu gözleri bir daha ölünce kapanacak şekilde...