"Bak, insanlar hayatlarında bir defa aşık olurlar Jimin. Ona sırılsıklam aşık olduğunu burdan hissediyorum. Bence o da çakıyor biraz. Böyle davranmaya devam edersen adam anlayacak her şeyi."Böyle yazmıştı internette bulduğum can yoldaşım, Tae.
Evet hiç görüşmemiştik. Üstelik sesimi dahi duymamıştı. 3 aydır yalnızca internet üzerinden konuşuyorduk. Ama etrafımdaki çoğu kişiden daha çok yanımdaydı. Her şeyimi onunla paylaşıyordum. Sana olan hislerimi de Min Yoongi.
Ama seni kimseyle paylaşamam. Orası ayrı.
O mühim mevzudan sonra aileme açıklama yapmak zor olmuştu. Ben az kalsın ölüyordum ya hani. Çok da büyük bir şey değil aslında, havuzun içinde değil de dışında, senin alnıma bastırdığın dudaklar arasında ölecektim.
O öpüşün.Ah, ruhumu çekip alan o öpüşün. Her neyse.
Annem beni senden ayırmaya bile çalıştı! Artık tedaviye gitmememi söyledi, başka yöntemler bulabileceğimizi, doktorla konuşacağını... Eh, korkmuştu haliyle. Ama ben senin yanında ne olursam olayım mutluydum. Bunu daha nasıl anlatabilirim?
"Bendeki ilerlemeyi görmüyor musun? Hepsi yüzme sayesinde anne. -Min Yoongi sayesinde- Lütfen. Ufacık bir şey yüzünden bundan vazgeçmeyelim. -Min Yoongi'den-". Yüzmeyi seviyorum. -Min Yoongi'yi-." demem ile annemin yumuşaması bir olmuştu. Onun için yeryüzündeki en değerli şeydim. Bunu hissediyordum. Bütün korkusu bu yüzdendi. Ama artık bir şey olmayacaktı. Bana gözlerini bir an üzerimden ayırmayacağını söyledin çünkü. Ne kadar mutlu olduğumu biliyor musun? Gözlerin bendeyken ruhumun koşup sana sarıldığını hissedebiliyor musun? Ben sadece seni duymak, seni öpmek, sana konuşmak hatta sana susmak istiyorum. Her şeyim sen ol istiyorum.
Sessizliğimiz bile birbirine sarılsın istiyorum.
Min Yoongi, sana bunu kaç kez söyleyeceğim bilmiyorum. İçimde bir aşk romanından farksız, düzinelerce sevgi sözcüğü var. Sadece senin beğenmen için, senin görmen ve okuman için yazılmış onlarca sözcük. Sadece gözlerini değdirsen yeter. Sahi, görüyor muydun gerçekten, sevgimi hissediyor muydun? O sözcükleri... Hiç okumuş muydun?
Okusaydın çok utanırdım. Beni giydirirken vücuduma baktığında utandığımdan daha çok utanırdım. O yüzden, şimdilik kalbimi okumasan daha iyi. Buna hazır olduğumu sanmıyorum, daha iyileşmedim bile.
Yanında güzel durmam ki böyle. Değil mi?***
Doktor kontrolüne gidecektik. Sen o olaydan sonra daha çok üstüme titrer olmuştun. Daha sıkı çalışmıştık. Hatta geciktiğimizden beni defalarca eve bırakmıştın. Havuza benimle birlikte giriyordun. Bana karşı henüz anlam veremediğim bakışlarını yakalamıştım. Birlikte yemek yemiş, sohbet etmiştik. Tabii ben çok konuşamamıştım. Çünkü konuşmak istediğim an, seni sevdiğimi haykırmak için titriyor tüm bedenim. Sana kavuşmak için çırpınıyor sevgi kelimelerim. Bu yüzden, sana pek yaklaşamadım. Neden bu kadar yakınken, bu kadar uzaksın?
Yaklaş, Min Yoongi. Buna ihtiyacım var.
Oniki günlük tedavi sürecimin, yani seninle geçen o oniki kutsal günün, fayda edip etmediğini söyleyecekti doktorum. Gerçi, ben zaten bende olan büyük değişimin farkındayım. Mesela artık yere değen ayak tabanım tüm soğuk sıcağı hissediyor. Kaslarım eskisine nazaran kuvvetlendi. Kemiklerimin kırılacağını hisseden ben, artık yere daha sağlam basıyorum.
Tabii ki hâlâ düzelmeyen şeyler var. Dengemi kontrol edemiyorum mesela. Ama bunu da atlatacağım biliyorum. Sen yanımda kalırsan ben koşmaya bile başlarım Min Yoongi. Ama bir gün iyileştiğimde beni bırakmayacaksın değil mi?
Lütfen.
Hiç uzaklaşma, yakınlaş Min Yoongi.***
Beklediğim olmuştu.
İlerleme kaydetmiştik.
Doktorum bile bu duruma ağzı açık bakarken, ben içimden sana sonsuz teşekkürler sunuyordum. Aslında fiziğimden çok ruhumun ve kalbimin tedaviye ihtiyacı varmış bunca yıl. Bunu sen karşıladın. Kalbimi avuçlarında ısıttın. Ruhumu tâ en derinden öptün. Çiçekler açtım. İçimdeki soğuk karanlığı avcundaki ateşle yakıp yıktın. Bana yeni bir gökyüzü armağan ettin. Ardından gökkuşağı belirdi. Ve sen gündüzü getirdin bana, sevgiyi getirdin.Sana haykırmak istiyorum artık Min Yoongi. Boğazım yırtılana kadar. Ne kadar eşsiz ve güzel olduğunu haykırmak istiyorum. Bana tutunacak sebepler veriyorsun. Beni iyileştiriyorsun. Sadece hastalık olarak değil, beni iyi biri yapıyorsun. Kendin gibi yapıyorsun.
Bense aydınlığında kayboluyorum. Kutsanıyorum.
Seni seviyorum, Min Yoongi.
Lütfen, yaklaş.
Artık dayanamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗻𝗲𝗱𝗲𝗻? 痛み 𝘆𝗼𝗼𝗻𝗺𝗶𝗻
Fanfiction"Bacaklarımın yoksunluğunu bilerek, seninle uzun bir yolda yürümeyi hadsizce düşlerken ben, bedenimi neden omuzlarında taşıdın Min Yoongi? Neden seni sevmeme izin verdin?"