Bu hesapta eklediğim ilk hikayeyi okuyorsunuz. Bunu yazmaya başlarken kafamda herhangi bir fikir yoktu. Sadece Death Note (anime) izleyip gaza geldim ve yazmaya başladım. Umarım beğenilir. Eğer hoşunuza giderse vote vermeyi unutmayın lütfen. Bu bölüm tanıtım gibi olucak sadece bir başlangıç eğer ilgi çekerse devam ettirmeyi düşünüyorum o yüzden yorum yaparsanız sevirim, sadece 'devam et' demeniz bile benim için yeterli.
_________________________________________________________________
"Bazı insanlar neden rol yapamaz biliyor musun? Çünkü onların hayatları oyundan ibarettir." Diye kulağıma fısıldarken yüz kaslarımın gerilmesini dudaklarına yerleştirdiği zafer edasıyla dolu sırıtışla izliyordu. Bu anı o kadar zamandır beklemiştim ki. Ama benim planım bu değildi. Böyle olmamalıydı. Bu şekilde değil. O küçük beyniyle beni yenemezdi. Lanet olsun. Beni. Yenemezdi. KAYBEDEMEZDİM.
_______________________________________________________________
Ben Ronin Sagami. Öğenciyim. Basit bir öğrenci demek isterdim. Ama değil. Bazı ruhsal özelliklerim sağolsun pek güzel bir çocukluk geçirmemiş bir gencim. Ama keşke bu kadarla sıInırlı olsa. Aslına bakarsanız, neyse ki bu kadarla sınırlı değil. Çocukluğum kötü geçmiş olabilir. Ama kesinlikle şu an yaşadıklarıma değmiş. Ben basit bir insan değilim. Yanlış anlamayın yani insanım evet. Ama normal insanların olağan üstü olarak tanımladığı bir yeteneğe sahibim. Aslında tanımlamaya fırsat bulduklarını söyleyemem. Ben zihin okuyucuyum. Şu filmlerdeki gibi. Ama sadece zihin okumam. Size basit bir örnekle açıklıyım. Bir soygun. Yüklü miktarda paranın olduğu bir kuyumcu kasası. Ve tabi kasanın sahibi. Öğle vakitleri herşey olağan ve kuyumcu için pek verimli bir gün değil. Benim içeri girmemle her şey değişiyor tabi. Öncelikle kuyumcuya yüzüklerden birini işaret edip denemek istediğimi söylüyorum. Zavallı adam yüzüğü elime tutuştururken temesla beraber kısa bir şoka giriyor. Çünkü o sırada adamın son 48 saatte yaptıklarına erişme imkanım oluyor. İki günlük anılarının içine girip gezinebilir istediğim anının yerini değiştirebilir ve gerçek olmayan anılar koyabilirim. Tabi ben elimi çektiğim anda bunu benim yaptığımla ilgili olan bütün anılar da hafızasından siliniyor. -Geçenlerde sınıftaki bir piçin önceki gün FBI ajanları tarafından kaçırıldığını sanmasını sağlamıştım. Şu an tımarhanede. Pişman değilim.- Şok ben küçükken en fazla 5 saniye sürüyordu. Artık zorlarsam 10 dakika tutabiliyorum. Bu şok sırasında temas kesilmediği sürece ona istediklerimi yaptırabilirim ve o da sorularımı itiraz etmeden yanıtlayabilir. Son zamanlarda bunu temas halinde olmadan yapmayı denemeye çalışıyorum ama henüz yapabildiğim söylenemez. Şoku yaşatmak için fiziksel temas kurmam şart. Bununla beraber sadece göz teması kurmuş olduğum kişilerde kullanabiliyorum. Üstelik gözlük takanlar beni zor durumda bırakıyorlar ve planda olmayan şeylerin yaşanması gibi tahlihsizlikler olabiliyor. Bu gücün doğuştan geldiğine inanıyorum, bununla ilgili en eski anım sanırım ben 3 yaşındaykendi. Ailem ben bir buçuk yaşındayken patlama sonucu hayatını kaybetti ve ben de büyük babamla beraber kalıyordum. Anım bölük pörçük; bir oyuncak için ağladığımı hatırlıyorum, büyük babama yalvarıyorum fakat o beni kaale almıyor. Gözlüklerini takıp gazetesini aldığı sırada çıplak kolunu minik parmaklarımla tutuyorum. Büyük babam gözlerini kocaman açarak iki saniye kıpırdamadan bana bakıyor sonra da mutfağa yöneliyor. Sonrası biraz karışık hatırladığım kadarıyla ambulans sesleri arasında büyük babamın adını söyleyip ağlıyorum. Sanırım 3 hafta hastanede kalıyor. Mutfaktan aldığı bir bıçağı dalağının bir kaç santim yanına saplamış. Hastaneden çıktığında bunu neden yaptığını hatırlamıyordu. İlk kez o zaman kullanmıştım bunu. Annem ve babam hakkında neredeyse hiç bir şey bilmiyorum. Annem Japonmuş babamsa Amerikalı. Yuri ve Andy. İkisi de bilim adamıymış. Zaten bu yolla tanışmışlar. Onları hiç düşünmedim aslında, yokluklarını da fazla hissettiğimi söyleyemem. Büyük babam herşeyin kontrolünü almıştı. ilk kez okula gittiğim gün etrafımdaki herkesin yanında aileleri vardı. Ellerinden tutup sınıfa bırakıp gidiyordular. Hepsini dikkatlice izlediğimi fark eden öğretmen yanıma gelip bana, üzülmememi benim kocaman adam olduğumu söylemişti. Ben de ona ne saçmaladığını sormuştum. Yani duygusuz büyüdüm açıkçası. Orta okulda arkadaşlarım hangi kızın en güzel olduğunu konuşurlarken ben sınıfın en popüler kızına nasıl eşşek şakası yapabileceğimi düşünüyordum. Hiç sevmediğim gibi hiç de sevilmedim. Çünkü insanları çok fazla ezerdim. Kabadayı gibi davranır etrafa sinirli bakışlarımı gönderirdim, o zamanlar dışında da sınıfın ineğiyle dalga geçerdim ve bütün sınıfın ona gülmesini sağlardım. Benim hayatım normal gibi gözükürdü herkese. Bazıları ailemin boşluğunu kabadayılık yaparak doldurmaya çalıştığımı saçmalayıp duruyodu. Bilmediğim birini özleyebileceğim düşüncesine kapılmışlardı. Hepsinin evini tuvalet kağıdıyla kapladım ben de. Ve lise sınavına girdiğimde okuldaki en yüksek notu aldım. Giderken de öğretmenlere küfretmeyi ihmal etmedim tabi. Şimdi liseye gidiyorum. Üç arkadaşım var. Jared, Edgar ve Yasmin. Gücümü bilmiyorlar sadece popüler olduğum için benimle takılmaya çalışıyorlar. Bir bakıma iyi oluyor böylece gözden uzak oluyorum ama bazen soygun saatlerinde beni arıyorlar ve zor durumda bırakıyorlar. Evet doğru sık sık soygun yapıyorum. Büyük babam bu paranın kaynağını hiç sormadı sanırım çalıştığımı düşünüyor ya da daha büyük bir ihtimalle umursamıyor. Çok sık soygun yapsam da büyük çaplı soygun hiç yapmadım. Kuyumcu soymak gibi büyük ve riskli işlere üçten fazla kalkışmadım. Genelde küçük eğlence mekanlarını soyuyorum ve kabak da çalışanların başına patlıyor. Anlayacağınız hayatım gayet tek düze. Yani, öyleydi. Onunla tanışana kadar.
_______________________________________________________________________
Bundan sonraki bölümde hikayeye asıl girişi yapacağım. Eğer beğendiyseniz lütfen vote vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ona göre hikayeyi devam ettireceğim.
![](https://img.wattpad.com/cover/15743347-288-k991689.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKUYUCU
Adventure"Bazı insanlar neden rol yapamaz biliyor musun? Çünkü onların hayatları oyundan ibarettir." diye fısıldadı.