''Na-nasıl?''
Sesi buğulu çıkmıştı.Ben ise,her zamanki rahat tavırlarımı koruyarak kafamı çevirme tenezzülünde bile bulunmadan üst üste iç çekiyordum ve Kyungsoo ile koridorda konuştuğumuz şeyleri düşünüyordum.
''Dediğim gibi..Siz..''
''Ne var?Ne biz?Nasıl?Yani bu oyun muydu?Haberimiz yoktu?'' Dayanamayıp konuştuktan sonra adeta bir çatlak gibi kahkaha atmaya başladım.Garip bakışlara aldırmadan içimi dökene kadar devam ettim.
''Vay canına,anneye bak.''
''Kes şunu!'' Kyungsoo,bana sert çıkmıştı.Kibar çocuk gibi duruyordu oysa.
Tamam,bana benziyor olabilirdi ama bu kadar sinir bozucu olamazdım.
''Asıl ikiniz de kesin.'' Doktor,elindeki içi garip kağıtlarla dolu pembe dosyaları kenara fırlatıp önlüğünü giydi ve deri kaplı koltuğa yerleşti.
''Asıl ikiniz de kesin.'' yineleme yaptıktan sonra bir kaç saniye kadar suskunluğunu korudu.''Kesin çünkü..dinleyin,çocuk oyuncağı değil.Anlattığım gibi.İnsanların toplum,toplumun insanlar,ilaçların sizin üzerinizdeki etkisini denedik.'' Sözünü kesecekken duraksadım,ellerimi arkamda birleştirip bakışlarımı yumuşatmaya çalıştım ve devam etmesine izin verdim.
''..Elbette ki bu uzun bir süreçti.Çeşitli ilaçlar,çeşitli şeyler denedik.Hatta bazen biz tedbirli olamadan ilaçları karıştırdık.'' Kyungsoo'ya bakarak az önce fırlattığı dosyaları işaret etti,Kyungsoo sadece kafasını eğip onayladı ve dosyaları doktora verip yanıma geri döndü.
''Otursanıza?''
Konuşmadan oturdum,Kyungsoo'yu yanıma çektim ve devam etmesi için tebessümle beraber işaret parmağımı hafifçe kaldırıp indirdim.
''Sonuç olarak dün sizden aldığımız örneklerle test yaptık ve sonuçlar bugün çıktı.Sizi buraya çağırdık.Sizin dokularınız,benzer.''
''Peki ya a-annem?'Orada ters giden bir şey var.Kyungsoo ve annem..Ne?Kyungsoo,o senin de mi annen?''
''Annen..Anneni bilmiyorum.Anneni biliyorum fakat bilmek istemiyorum.Aile konusu gerçekten beni yoruyor.''
***********
''Kes şunu Jongin!''
Elbette onu dinlemiyordum.Dinlemeden,hararetle yürüyordum ve arada bir koşuyordum.O ise bıkmadan bana yetişmeye çalışıyordu.
''Sana diyorum!''
''Yineleme!Yeter.''
''Pekala.''
Aslında,herkese boyun eğdirtmekten bile sıkılmıştım.Şimdi,kendimi rahatlatacaktım.
Koşarken aniden bir evin duvarına çarparak durdum ve o evin sokağına saptım,en köşedeki evin kapısını çalarken anahtarla kapıyı da açmak için gayret gösteriyordum.Sonunda yetişip üzerimdeki ceketten kavradı.
''Öfkelenmekten başka ne yaparsın sen?''
Kapıyı açar açmaz anahtarı ileriye fırlattım,boğazımın düğümlendiğini hissediyordum.Hiç bu kadar net hissetmemiştim.
''Ben..''
''Evet,ya sen!İnsanları tersleyip aşağılamayı kes.''
''Ben ne mi yapıyorum?'
O da sinirlenmiş olmalıydı ki keskin nefesleri tenime çarpıyordu.Konuşmamı kesecek kadar keskin ve sıralıydılar.
''...Bunların hepsiyle baş ederken işime devam etmeye ve yaşamaya çalışıyorum.Yalnız kalmamaya çalışıyorum.Anladın mı?Benim hayatım seninki kadar iyi değildi.Ben,deniz manzaralı bir evde büyümedim.''
Daha fazla uzatmadan kapının kapalı tarafına çarparak içeriye girdim.Sehpanın üzerinde yarısı dolu duran ve dolayısıyla elime geçen ilk kristal bardağı kapıp duvara fırlattım,ilaç kutularını aramaya başladım.Bulmam zor olmadı,eski yerlerindeydi.Sadece ellerim titrediği için daha uzun süre almıştı.
Bulduğumda hepsini kutularından çıkartp yere döktüm ve ayağımla hepsine teker teker bastım.
Kendini böyle koruyabileceğini düşünüyordu.
Kendimi tutamayıp hıçkırarak ağlamaya başladım,Kyungsoo ürkmüş olacaktı ki köşedeydi.Bu seferki krizime evdeki bayan bile yetişememişti.Onu da istemiyordum.Hayır,istemek yok.Herkes oyun oynar.
Çok göremediği insanlara olan güveni iyice kırılmıştı.
''Aptalım,eziğim,beceriksizim,safım,insan bile değilim,tek değilim.''
*********
-Kyungsoo'nun ağzından.-
Uyanmasını bekliyordum.Ağlamasının bitmesini beklemeden arkasından tutup kaldırdım ve koltuğa yatırdım.
Elbette,hemen uyumadı.Uyuması için kafasını göğsüme bastırdım.Sıradan bir numara ama işe yaradı.Teselli kelimelerimi de sık sık kullandım ve işte,uyudu.Hem de çok uyudu.
Dizlerimin üzerinde uyudu.
Uyanmaması için nefes alış verişimi bile kontrol ediyordum.Ben..bilmiyordum.
Neden böyle yaptığımı,onu neden bu kadar önemsediğimi bilmiyordum.Bana benzediğinden dolayı olmuş olmalıydı.Yine de,ona karşı aşırı hayranlık beslemiyordum.Ben böyle olamazdım.Ben böyle değildim.Kendimden nefret edip,ona hayranlık besliyor da olabilirdim.Her şey karışmıştı.Nereye gitsem,kime güvensem bilemiyordum.Çocuk gibi,küçük bir çocuk gibi bilemiyordum.
Harika yüz hatlarına sahipti.Göz yaşları yanaklarında nem oluşturmuştu ve yanakları pencereden süzülen ışıkla beraber daha fazla parlıyordu.Saçlarının dibindeki koyu renk saç tutamları,kişiliğinin bölünmesini temsil eder gibiydi.Gözlerim minik burnundan dudaklarına kaydı.
Üst dudağı,alt dudağıyla uyumluydu.Dolgundu,ve aralıktı.
Küçük nefesleri havada uçuşan toz taneciklerini uyandırıyordu.
Kolları ise sıskalıktan kurtulmak istermiş gibi hafif kaslıydı.Yine de zayıftı ve kıyafetlerle kamufle etmek istediğini yakından daha iyi anladım.Bacakları manken edasındaydı.Erkekte gördüğüm en düzgün bacaklardı belki de.
Hafifçe bileğini kavradım,uyanıp uyanmadığını kontrol etmek amaçlı gözlerimi yüzünden ayırmadan elini kendime yaklaştırdım.Baş parmağını baş parmağıma bastırdım.Aynı parmak izleri.Değil mi?
Sızlanarak gözlerini aralamasıyla elini bıraktım ve koltuğa çarpmasını sağladım.Diyecek bir şeyim yoktu.Gülümsedim.Belki bu işe yarardı.Sadece boş boş bana bakıyordu.
''Do Kyungsoo?''
''Eh,evet evet öyle tam olarak.Kim Jongin.'' Kıkırdamamı durduramamıştım.Bir şey demediği için de mutluydum.İyi ki iç seslerimi duyamıyordu.
''Ah,pekala..Teşekkürler.'' Cümlesini bitirmeden doğrulmaya çalıştı,tutup tekrar yatırdım.Kafasının altına bir yastık sıkıştırıp kalktım,ayak ucuna oturdum.
''Aptallık ederek teşekkürü boşuna çıkartma.Dinlen.''
Ses çıkartmayıp yatmaya devam ettiğinde teşekkür amaçlı sırıttım.Artık gülümsemelerim engel olamayacağım şekilde büyümüştü.
''Soo.''
''Evet?''
''Anlat.''
''Neyi anlatmalıyım?''
''Onların bize anlatmadıklarını anlat.''
''Sürekli ciddi konular mı konuşacağız?''
''Evet.Bunlar çözülene kadar,evet.Annemi,ya da anneni,her neyse o kadınla ilgili şeyleri bilmek istiyorum.''
''Önce sana yemek yapmalıyım,iyi değilsin.''
''Kes sesini ve anlat.Hasta muamelesini lütfen yarın yap.Ertesi gün her şeyi öğrenmek için bir şeyler yapacaksın benimle.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fingerprint.
FanfictionKim Jongin. Jongin'in öz annesi,çok küçük yaştayken onu kariyerinde yeni olan bir psikoloğa evlatlık vermiştir.Psikolog kadın,öz annesine ihtiyaçları olan tüm her şeyi vaad edince,irade denen şeyi de kırmıştı.Jongin,onu kendi annesi olarak biliyordu...