(Merhaba arkadaşlar,
İlk önce bana destek olan arkadaşlarıma teşekkür ederim özellikle de Berna AYDIN arkadaşıma. Bana hep destek oldu bu yazdığım hikayeyi ona da okuttum o beğendi ve bana yayınlamamı söyledi ve bende ondan güç alarak bunu yayınlamaya karar verdim.
Yanlışlarım olursa da kusuruma bakmayın yani hatasız kul da olmaz insallah beğenirsiniz, şimdiden size çok teşekkür ediyorum benim hikayemi okuyacağınız için.)Saat gecenin üçü, korkularımdan mıdır yoksa kendimi çıkmaz bir sokağın ortasında bulmam mıdır bilemiyorum. Etrafımda beni seven insanlar varken bile kendimi yalnız hissediyorum. Belki de ben öyle zannediyorumdur. Bunları düşünmekten artık geceleri gözüme uyku girmiyor. Geceleri geç saatlerde dışarı çıkıp sabaha kadar hem müzik dinliyorum hem de yürüyorum. Belkide bana iyi gelen bu iki şeydir, müzik ve temiz hava. Müziği açtığım zaman beni sadece hayran olduğum kore grupları mutlu ediyor. Bir gün yine geç saatlerde evden çıkıp kulaklığımı taktım ve yürümeye başladım, insanlar bana duruyorlardı ama ben onları umursamıyordum Bile, sadece önüme bakıyordum.
Bi ana dalgın dalgın yürümeye başladım. Bana doğru hızlıca koşan birini gördüm. Tam yanımdan hızlıca geçeceğini sandım ama bir anda çarpıştık o sırada telefonum yere düştü ve parçalandı. Nefes nefese kalmıştı ve o haliyle konuşmaya çalıştı.
"Ç-Çok.... Ö-Özür.... D-Dilerim."
"Önemli değil."
Bir kağıt parçası çıkartıp bana doğru uzattı. Bir an tereddüt ettim."Al bu benim numaram, telefonunu kırdığım için tamir masraflarını karşılayacağım."
"Gerçekten böyle bir şeye gerek yok ben hallederim."
"Gerek var. Benim yüzümden telefonun parçalandı, ben sana çarpmasaydım bunlar başına gelmeyecekti"
"Şimdi olmasa bile daha sonra kırılacaktı zaten"
"Olsun, ama ben şu anla ilgileniyorum. Lütfen al."
Elinde ki kağıda bakakaldım. "
" Eğer almazsan içim rahat etmeyecek. "
" Peki içiniz rahat edecekse alayım. Neyse ben sizi daha fazla tutmayayım, sizin aceleniz vardı, iyi akşamlar. "
" İyi akşamlar. "dedi ve gitti.
Arkasından bakakalmıştım sanki daha önceden planlamış gibiydi. Gelip bana çarpması ve hemen numarasının yazılı olduğu kağıdı vermesi ne bileyim çok garip bir şeydi. Biraz yürüdükten sonra bir banka oturup az önceki yakışıklı çocuğun verdiği kağıdı cebimden çıkarıp baktım ve sonunda kağıdı açtım.
Savaş
054......................
"Daha iyi tanışamadık, ama seni daha yakından tanımak isterim."Yazıyordu. Acaba beni önceden tanıyormuydu, belki de her çarpıştığı kıza veriyordur aynısından. Tekrar kağıdı katlayıp cebime koydum. Böyle notlar almıştım ama bu not beni baya şaşırttı. Bir iki saat bankta oturduktan sonra eve doğru yürümeye başladım. Eve girdiğim zaman annem gil uyumuştu çoktan, bende hemen sessizce odama gidip kendimi yatağa bıraktım.
O kadar yorgundum ki yürüyemiyordum bile. Elimi cebime attım ve kağıdı yatağımın başında ki komidinin çekmecesine koydum. Ayağa kalkıp dolaba doğru yürüdüm geceliklerimi çıkartıp giydim, sonra yatağıma uzanıp elime kitabımı aldım ve okumaya başladım. Birden göz kapaklarım ağırlaşmaya başladı kaldığım sayfayı işaretleyip komidinin üzerine koydum, sonra da uyudum.Sabah saat 07:00
"Berrin, kızım hadi kalk."
" Ya anne beş dakika daha, lütfen"
"Kızım okula geç kalacaksın ama, hadi kalk bitanem ."
"Tamam anne kalktım, rahatladın mı?"
"Evet rahatladım kızım, kahvaltı hazır seni bekliyoruz çabuk üstünü giyin gel."
"Tamam anne."
Dolabımdan okul kıyafetlerimi alıp giydim, çantamı da alıp aşağı indim hızlıca bir şeyler atıştırdıktan sonra ayakkabılarımı giydim kapıyı açar açmaz ağzım iki metre açıldı
"Selam erkeğim.""BÖLÜM SONU"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİHİRLİ KASE İNCİLER
Novela Juvenil" BİR DAKİKA, BİR SANİYE SONU GELMEYEN CEHENNEM GİBİ..."