Cehennemin Tohumları Part 3 (3. Kişinin Gözünden)

14 1 0
                                    

Bir sesin beni çağırdığını duyabiliyordum. Gür ve güçlü bir ses. "EVA! Çocuk uyandı." diyordu bu ses. O güçlü ses bile giderek sönerken bende rahatlamış uykuya dalıyordum. Bütün gün birisinin yaralarıyla uğraşmak yeterince zor değilmiş gibi benden onu kontrol etmemi isteyecekler gibiydi. Doktor bile değildim. Doktor asistanlarından biriydim ve o kadar iyi bir asistan olduğum söylenemezdi. Ama işimi yaparken mutluydum. Yani bu olaylar olmadan önceden bahsediyorum. Artık mutsuzum. Keşke hiçbir şey bilmeseydim diyorum. Çünkü şimdi bildiğim şeyler bile ısırılan annemi geri getirmeyecek. O artık ölü ve öyle de kalacak. Belki o da başkalarının annesini dönüştürecek. İşte bu yüzden acı çekiyorum. Bu sırada ses güçlenmeye başladı. Neden güçleniyordu ki ? Ah evet. Yaklaşıyordu. Yaklaşık 5 saniye sonra çadırın perdesi açıldı. Karşımda Will duruyordu. Will' e " Selam Will beni böyle uykudan uyandırdığına göre ciddi bir mesele olmalı. " dedim biraz kabaca. Will " Bana William demeni söylemiştim. O kısaltmayı sadece kardeşim kullanırdı. Bırak öyle kalsın. Her neyse. Kurtardığımız lanet çocuk uyandı ve Billy ile silahçılık oynamaya gittiler. Billy ve diğerleri seni uyandırmamı ve çocuğu..." ne diyeceğini bildiğimden cümlesini ben bitirdim. Daha sonra "Tamam ilgileneceğim. Fakat bunları yapmaktan sıkıldım. Bir ara size de öğreteyim bu işleri. " dedim yine kabaca. Çadıra doğru giderken çocuğun sağlığından az da olsa endişe duymuştum. Ona neden çocuk dediklerini bilmiyordum. Benden sadece 3 yaş küçüktü. 23 yaşımdayım ama 30 yaşımda gibi davranıyordum belkide o yüzdendi. Çadıra ulaştığımda Billy'den izin istedim. Billy yavaşça ayağa kalkıp dışarı çıktı. Çıkarken kibarca çocuğa iyi davranmamı rica etti. Billy iyi bir adam olduğundan onu kırmayacaktım. İçeri girip " Demek uyandın. Uyanmanı beklemiyordum. En azından bu kadar çabuk. Orada kafanı fena çarpmışa benziyordun. Beyin kanaması geçirmediğine şanslısın. Neyse bunları bırakalım. Birkaç kontrol yapmam lazım. Bu yüzden dediklerimi harfiyen yapmanı istiyorum. " dedim. " Ah bu arada ismini bilmiyoruz. Kimliklerin yanmış ve okunamaz haldeydi fakat bir üniversite öğrencisi olduğunu anlayabildik. İsmini hatırlıyor musun ? " dedim. Konuşmam çadıra ilk girdiğim ana göre daha sakindi. Çocuk " Evet elbette hatırlıyorum. Adım Danny. Bu arada 21 yaşımdayım 20 değil ama tabiki bunun bir önemi kalmadı artık." dedi hüzünlenerek. Danny'ye " Katılıyorum. Artık güçlü olan yaşayabiliyor. Pardon güçlü veya zeki olanlar." biraz duraksadıktan sonra " Kontrollere geçelim." dedim. Bir kaç rutin kontrol sonrası Danny'den pantalonunu ve tişörtünü çıkarmasını istedim. Bana sapıkmışım gibi baktı. Doğrudan sorduğum için haklıydı. Ona buraya gelirken ateşlendiğini ve enfeksiyon kapmış olabileceğini söyledim. Bu yüzden lenf düğümlerine bakmam gerektiğini de söyledim. O da dediğimi yaptı nihayetinde. Utangaç olduğunu bu şekilde anlamıştım. Asosyal bir tipe benziyordu. Birkaç lenf düğümüne baktım. Çoğu normale göre daha şişikti. Bu düşüncemi kanıtlıyordu. Kasıklarında bulunan damarlara bakarken suratının aldığı hal komikti. Kontrollerim beni bir kaç sonuca yönlendiriyordu. Emin olmak için denemelere ihtiyacım vardı. Danny'ye " En son ne zaman işedin." dedim. Bana gülümseyerek " Bir kız için biraz kabasın. Gerçi dünya bu hale getirdi bizi. İşeyecek fırsatım olmadı. Örnek mi gerekiyor?" dedi. Artık rahatlamış ve biraz daha az endişeli konuşuyordu. Ona " Örnekleri inceleyecek labaratuvar yok. Sadece işerken bir rahatsızlık çekiyor musun bunu bilmek istiyorum. " dedim. Onaylayıp dışarı çıktı. 6 dakikanın ardından çadıra geri döndü ve bana " Evet biraz problem yaşıyorum. Ciddi bir şey yok değil mi ? " dedi.  "Hayır gerçekten büyük bir tehlike yok diyebilirim ama bu hastalığı gözünde küçültmesin. İdrar yolları enfeksiyonu ciddi bir rahatsızlıktır. Bu yüzden söylediğim ilaçları bir yerden bul. Birde antibiyotik kullanman,bol su içmen, sık sık işemen ve birde tuzlu şeyler yemen gerek. Bunları yaparsan birkaç hafta içinde toparlanmış olursun. Toparlanabilirsin. Ha bu arada kafandaki yarayı da unutma. Küçümsenecek tarzda bir yara değil. Seni öldürmez ama savunmasız bırakabilir. Neyse benden bu kadar kendine iyi bak. " dedim. Arkamı dönmeme fırsat vermeyen Dannykolumdan tutup kendine çekti. Teşekkür edip gülümsediğinde tatlı biri olduğunu düşündüm. Önemli değil deyip tekrar arkamı döndüm ve çadırıma doğru yol aldım. Billy çıkarken teşekkür ediyordu. Kafamı sallayıp devam ettim. Çadırıma varıp tekrar uykuma başlamıştım ki bir silah sesi uyandırdı beni. Bütün kamp ayağa kalkmış ve çoktan koşmaya başlamıştı. Otobüse koşuyorlardı. Arkalarından koşmaya başladım. Çok hızlı oldukları için yetişemiyordum. Yürüyenlerle aramda 10 metrelik mesafe vardı. O sırada gözümün ucuyla Danny' yi gördüm. Bütün hepsini kendisine çekmeye çalışıyordu. Niye yapıyordu ki ? Benim için mi ? Daha yeni tanıştığı birine böyle iyi mi davranıyordu ? Bu çocuk çıldırmış olmalıydı. Koşmaya devam edip otobüse ulaştım. Bir yaralı vardı. Isırılmıştı ve kan kaybediyordu. O sırada bağırdım. "Yangın baltasını verin." Koluna bir turnike yapıp baltayı kaldırdım. İkince kez düşünmeden indirdim. Balta kolu kolayca biçti. Turnikeden dolayı kan kaybı yavaşlamıştı fakat halen kan kaybediyordu. Kafamı kaldırıp yüzünü görmek istedim bu insanın. Biraz şoka uğramıştım. O sırada dışarıdan gelen 2 el silah sesi ile biraz korktum. Will içeri girdi ve gitmemizi söyledi. Her şey çok hızlı oluyordu. Panik yapmıştım ve gözüm Danny'yi arar oldu. Neden bilmiyorum ama sadece o yardım edebillir gibi geliyordu. Otobüs uzaklaşırken camdan dışarı bakmıştım. Bu Danny'di. Ayağındaki yaradan dolayı düşmüş olmalıydı. Artık o da ölmüştü. Bir kişi daha mı ? Evet.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 08, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Cehennemin TohumlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin