epilogue
▂▂▂▂▂▂▂" Bu da benzemedi "
Önündeki kağıdı yana itip temiz kağıt dizisinden bir tane daha alarak önüne yerleştirdi. Ağrıyan başına eşlik eden titreyen eli işini kolaylaştırmamasının yanında hem de Yoongi'nin sinirlerini bozuyordu. Pes etmeye karşı çıkan inadı ile yorgunluktan çöken bedeni büyük bir savaş içinde gibiydi.Elindeki kalemi masaya bırakıp oturduğu koltukta geriye yaslandı. Belki de dinlenmesi gerekiyordu. Kapının hızla açılması ile odayı çocuk seslerinin doldurması bir olmuştu. Odaya hücum eden minik bedenlerin ardından koşuşturan Jungkook, elini dağılmış saçlarının arasına atıp nefesini seslice dışarıya verdi. "Üzgünüm Hyung, nasıl kaçtılar anlamadım "
Önce Yoongi'nin yüzünde yorgun bir gülümseme oluştu, ardından kolları minik bedenler için iki yana açıldı. " Ne oluyor burada? " elinde kurabiye tabakları ile gelen Jimin, tabaklardan birini yanındaki uzun gencin eline tutuşturup çocuklara doğru ilerledi.
İki çocuğu da yorgun adamın kollarından ayırırken kaşlarını çattı. " Size babanızın işi olduğunu söylemiştim, değil mi ? "
Çocuklar mızmızlanarak omuz silktiklerinde Yoongi yorgunca gülümsedi. Çatık kaşları ile ne de güzel görünüyordu eşi . " Tamam kızma Jiminie " çocukları dizlerinden indirirken mırıldandı Yoongi, " onlar Jungkook amcaları ile uyumaya gitmeden önce bana öpücük vermeye gelmişlerdi "
Çocuklar kıkırdayarak Yoongi'nin dediğinin üzerine babalarının yanağına öpücüklerini bırakıp aynı şekilde koşarak odadan çıkmışlardı. Jungkook çocukların ardından gülümseyerek odadan çıkıp, kapıyı kapattı.
Yoongi kapanan kapının ardından minik bedene döndürdü bakışlarını. Vücudunu süzen gözleri, kendisine bakan gözlerle kesiştiği de gülümsedi. Elini küçüğünün koluna atıp çekiştirerek oturduğu sandalye ve masanın arasına girmesini sağladı. Kolundaki eli yavaşça vücudunda gezinmeye başladığında Jimin'in tatlı mızmızlanmaları doldurdu kulağını.
Kendisi de ayağa kalkıp sandalyesini geri ittirerek kendilerine yer açtığında başı zaman kaybetmeden küçüğünün boynundaki yerini aldı. Burnunu dayadığı yerde derin nefesler alırken dudaklarının altındaki tene öpücüklerini bırakmayı da eksik etmiyordu.
Jimin'in sağ bacağı, Yoongi'nin bacağına sürtünerek beline sarıldığında boğuk bir hırlama kaçtı büyük olanın boğazından .
Nasıl da özlemişti...
Yoongi önündeki tonlarca kağıdı tek bir hareketiyle masadan aşağıya atarken, Jimin'in ince belini kavrayıp küçük bedeni boşalan masanın üstüne yerleştirdi. Alnını kendisine heyecanla bakan küçüğünün alnına yerleştirip burnunu minik buruna sürttü. " Kaç hafta oldu, senden uzak kalalı " fısıldaması küçüğünün dudağına çarparken gözlerini yumdu.
Jimin kısa bir süre sonra dudaklarını açlıkla az ötesindeki dudaklara bastırdığında heyecan ve zevkle titreyen bedenini, bacaklarını beline dolayarak sevdiği adamın bedenine yasladı. Bacaklarının arasında sürtünen beden ile uyarılırken dudaklarını ayırıp bir inleme bıraktı.
" şş " fısıldadı Yoongi dudaklarını küçüğünün kulağının çevresinde gezdirirken, " çocuklar duyacak "
Jimin'in her saniye daha da titreten bedeni, Yoongi'nin teninde sürtünen dudakları ile kasılırken derin bir inleme daha bıraktı. Yoongi geri çekilip kıkırdarken minik burna bir öpücük bıraktı. " bu ilişkide dominant olanı sendin sanıyordum " alaycı cümlesinin Jimin'in kaşlarının çatılmasına sebep olmasını gülümseyerek izlerken, omzunda duran minik eli saniyeler sonra erkekliğinde hissetmesi ile bu sefer odayı inlemesi ile dolduran kendisi oldu.
" Yaramaz Jiminie " dedi bedenini masanın üstündeki bedene bastırmaya devam ederken, " Aklımı başımdan alan Jiminie "
,
Jimin Yoongi'nin gençliğiydi.
Yoongi ise Jimin'in en sevdiği yaoi yazarıydı.
+
F İ N A LALLAHIM İLK FİNAL YAPTIĞIM FİC'İM *^*
NASIL MUTLUYUM 🥂neden yazdığımı bile bilmediğim bu fic'i yüzlerce kez silmek istesem de silmememi, bu fici sevdiğinizi söylediniz. biliyorum final bayaa geç geldi, ama umarım sevmişsinizdir. umarım bu fic'i okurken bir kez dahi olsa içinizde bir sıcaklık, yüzünüzde güzel bir tebessüm olmuştur.
sizleri seviyorum yaoi okurları, kendinize cici bakın!~
🥂