Lay havuzdan döndüğünden beri dalgın olan sevgilisini bir kez daha dürtükledi ama Kris'ten cevap alamayınca sinirlenip ayağa kalktı.
"Kris !" sesi oldukça yüksek çıktığından Kris onu farketmiş ve başını kaldırarak gözlerini sinirli olana dikmişti.
"Biraz anlayışlı olamaz mısın ? İstediğim sadece düşünmek.Sadece bu." dedi Kris sakince.
Lay şimdi sakinleşmişti.Sevgilisinin nesi vardı ? Daha önce hiç Lay'e böyle umursamaz davranmamıştı.Onun bir sorunu mu vardı ? Kris'in önünde diz çöktü ve onun elini tuttu.
"Sevgilim,neyin var ? Neden bana böyle davranıyorsun ? Sorunun ne ise benimle paylaşabilirsin. Bunu biliyorsun." Lay sevgilisinin elini hafifçe sıktı."Haydi anlat bana." dedi ve gülümsedi.
Kris Lay'in bu güven verici gülümsemesine karşılık zorlukla gülümsedi ve elini tutan elleri sıktı.
"Kafam karışık sadece.Belki daha sonra anlatırım." Kris ayağa kalktı,kısa olan da onunla birlikte ayağa kalkmıştı.
"Peki ama eğer anlatmak istersen seni dinlerim." Lay içten bir şekilde gülümsedi ve parmak ucunda yükselip Kris'in dudaklarına minik bir öpücük kondurup geri çekildi.
Lay geri çekildiğinde Kris kapattığı gözlerini açtı.
"Haydi uyuyalım.Geç oldu." dedi Lay Kris'i bileğinden tutup yatağa sürüklerken.
Kris başıyla onayladı ve Lay hemen kendini yatağa attı.Kris de onun yanına yattı.Lay kollarını Kris'e doladı ve uykuya daldı.Fakat Kris hala düşünüyordu.Ellerini ensesinde birleştirdi ve aklındaki sorularla başa çıkmaya çalıştı.
'Lay benim ellerimi tuttuğunda neden kalbim normal atıyordu ?'
'Lay beni dudağımdan öptüğünde neden hiç birşey hissetmedim ?'
'Tao'dan ayrılmaya karar verdiğimde canım yanmıştı ama Lay'den ayrılmayı düşündüğümde neden canım yanmadı ?'
Bu sorular aklında dönüp dururken kendini uykuya teslim etti.
***
"Ona tokat atmalıydım.Neden beni bıraktığını bile bilmiyor.Eminim sevgilisi bile vardır.Yah ! Bana yaşattıklarını sana ödeteceğim Kris." Tao kendi kendine konuşuyordu.O kadar sinirlenmişti ki havuzdan döndüğü zaman odasına çıkıp birkaç kere çığlık atmış ve bütün oteli başına toplamıştı.
Yaklaşık birkaç saat önce otelin dışında bir Koreli ile tanışmış ve iyi arkadaş olmuşlardı. Söylediğine göre adı Suho'ydu.Tao Suho'nun gerçekten çok cana yakın olduğunu düşünmüştü. Aynı zamanda çok da güler yüzlü biri olduğunu düşünmüştü.Kris'i aklından çıkarabilseydi kesin Suho'yla çıkmayı düşünürdü.
Tao kendini yatağına bıraktığında kapısının çalmasıyla yataktan doğruldu ve kapıya doğru ilerledi.
"Kim o ?" Tao biraz alçak sesle sormuştu ama sesinin duyulabileceğini düşündü.
"Tao benim,Suho." Tao kapının ardındaki kişinin Suho olduğunu öğrendiğinde gülümseyerek kapıyı açtı.
"Suho,çok geç değil mi ? Uyuman gerekirdi."
Suho gülümsedi.
"Seni görmek istedim.Hem de sana söylemek istediğim birşey var.İçeri girebilir miyim ?" dedi.
Tao başıyla onaylayıp Suho'ya içeri girmesi için yer verdi.Suho içeri girince de kapıyı kapattı ve Suho'nun yanına gitti.
Suho yatağa oturunca Tao da onun yanına oturdu.
"Evet Suho seni dinliyorum." dedi Tao Suho'nun anlamsız sessizliğini bozarak.
Suho bakışlarını Tao'ya yöneltti.
"T-Tao..ben senden hoşlanıyorum." sonlara doğru sesi kısılmıştı ama Tao onu duymuştu.
Tao'nun gözleri açıldı.
"N-ne ?"
Suho başını eğdi.
"B-biliyorum..daha bugün tanıştık ama senden gerçekten hoşlanıyorum.T-Tao..benimle çıkar mısın ?" Suho çıkma teklifi ederken gözlerini umutla Tao'ya dikmişti.
Tao ne diyeceğini bilemiyordu.Kris yüzünden kafası çok karışıktı ve Suho'ya durumunu anlatmıştı.Ona herşeyi anlatmıştı.Suho,Tao'nun kafasının karışık olduğunu bile bile neden böyle şeyler söylemişti ki ? Tao şimdi ne yapacağını bilemiyordu.Kafası iyice karışmıştı ve karşısında ona umutla bakan adamı kırmak istemiyordu.Ayrıca Kris'in Tao'ya çektirdiklerini çekmesi gerekiyordu.Bu yüzden Tao bu fırsatı değerlendirmeyi düşündü.Hem Kris'e yaptıklarını ödetip intikamını alacak,hem de Suho'yu üzmemiş olacaktı.
Suho hala umutla Tao'ya bakarken Tao gülümseyip Suho'ya sarıldı.
"Tamam,çıkalım."
SİZCE DİĞER BÖLÜMDE NELER OLACAK ?
TaoRis-