"Başka bir sürü kadın var." dedim sinirle.
"Git onlarla evlen. Git onlardan çocuk yap."
"Saçmalama. Senden olmayacak çocuğu ben ne yapayım?" Dedi.
Gözlerim dolmuştu.
"Bazen seni anlamıyorum gerçekten." Dedim hafif tebessümle.
"Özür dilerim. Ben.." dedi ama cümleyi devam ettirmedi.
"Devam et Jus. Benden saklama." Dedim.
"Lösemi çocuklar için bağış yaptım. Onlarla sık sık ilgilendim. Medyadan uzak bi şekilde." Dedi gözleri dolarak.
"Jus bu çok güzel bir şey. Neden bana bunu söylemedin?" Dedim masumca ona bakarak.
"Kızarsın diye korktum. Bella'ya iyi baba olamadın diye yaptım."
"Hayır hayır. Sen çok iyi bir babasın. Gerçekten. Yemin ederim. Senin kadar merhametine düşkün birini hiç görmemiştim ben gerçekten." Dedim gülümseyerek.
"Sen bu dünyada insanın başına gelebilecek en güzel hediyesin." Dedim devam ederek.
Sadece gülümsedi.
"Biliyor musun bu ay kadınların olduğu şeyi olmadım ve sürekli kusup durdum." Dedim sevinçle.
—
"İki çizgi olunca olmuyodu değil mi!" Diye bağırdım.
Kapının dışında Pattie, Jus ve annem bekliyordu.
"Oluyor oluyor." Diye sevinçle bağırdılar.
Kapıyı açtığımda sevinçle onlara baktım.
"Bir an önce evlilik işlemlerine başlayalım!" Diye sevinçle bağırdı Pattie.
"Haklısın bir an önce başlayalım." Dedi annemde sevinçle.
Justin'e heyecanla bakarken, gözlerinin içi parlıyordu sanki. Onun çok iyi baba olacağını biliyordum. O hayatımda gördüğüm en merhametli en vicdanlı insandı.
Evet, kırgın olunca beni de kırıyordu. Ama bunu isteyerek yapmıyordu. Gerçekten çok iyi bir baba olacaktı buna yemin edebilirim.
"Bu sefer yanınızda olacağım." Dedi. Ve sevinçle beni kucağına alıp döndürdü.