9.Bölüm

3.3K 142 23
                                    

Medyadaki Lisaa ahh gerçekten çok güxell😍

  Başımdaki şideddetli ağrıyla gözlerimi açtım. Araba koltuğu arkaya doğru yatırılmış ve emliyet kemerim takılmıştı. Kaçılmışmıydım. Kaçırılsaydım en azından ellerim bağlı olurdu. Elimi başıma atıp biraz başımı ovuşturdum kendime gelmeye çalışıyordum. Elimi başımdan çekip koltuğun yanına attım ve koltuğumu dikleştirdim. Kafamı yanıma çevirdiğimde gördüğüm yüz hiçte yabancı gelmemişti. Biraz öne doğru eğilip yüzüne tamamen görmeye çalışıyordum ki kafasını bana çevirdi.
"Uyandın mı uyuyan güzel." Bu ses tanıyordum ama çıkaramıyordum. "Acaba nereye gittiğimizi sorabilir miyim?" Bunu o kadar ürkerek söylemiştim ki onu tanıyamadığımı anlamış oldu."Sorabilirsin tabii."dedi. "Nereye gidiyoruz?"dediğimde arabayı biraz yavaşlattı. "Hayatında benimde olacağım bir yere. Beni hala çıkaramadın deme."dediğinde gerçekten av ve avcı ilişkisinde olmadığımızı anladım arkadaş gibiydik beni kaçırıyordu ama kaçırılıyormuş gibi hissetmiyordum çırpınma veya bağırma ihtiyacı duymuyordum." Sesin ve yüzün çok hatta aşırı tanıdık belki adını söylesen çıkarırım. Seni evimde dahi gördüğümü hatırlıyorum çünkü."dedim yüzüme bakmadan cevap verdi. "Namjoon".
  Kafamı yüzüne çevirip geçmişimi taradım ve aklıma gelir gelmez konuşmaya başladım."Sen babamın eski sekreterisin bizim evde gecelere kadar çalışırdınız bazen sanırsam babamın yanında iki yıl kaldın. Son bir yıldır başkası var diye biliyorum."
"Doğru biliyorsun. Baban beni senin yüzünden kovdu onu da biliyormusun."dediğinde biraz şaşırmıştım onunla eskiden iyi anlaşırdım ve babamdan onu kovmasını istememiştim benim yüzümden olmazdı. Tam cevap verecekken arabayı durdurdu. "Bu kadar sohbet yeter in arabadan YoonMin" dediğinde hiç birşey söylemeden emniyet kemerini çıkarıp arabadan indim. Bi dakika o neden artık benim hayatında olacaktı. Sabahtan beri boş konuşuyordum onu sorsaydım ya onunla yaşamaktan  falan bahsediyorsa kesinlikle istemiyordum. Arabadan inip yanına geldi. Kolumu tutup beni kapıya doğru sürüklemye başladı. Lüks bir villanın önünde durmuştuk. Kapının önüne geldiğimizde kolumu bırakıp anahtarı çıkardı kapıyı açtı. Ve beni gene kolumda tutarak içeri sürükledi.
   "Namjoon bak yanlış yapıyorsun benim okulum var öğrenciyim bu akşam babam iş seyahatinden dönecek ama beni evde bulamayıncada deliye dönecek hem o evin hali neydi niye dağınıktı."bunları biraz sesli söylemiştim çünkü mutfaktaydı çok mu soru sormuştum kızması hiç işime gelmezdi. Mutfaktan iki elinde kahvelerle çıkmış yanına geliyordu." Görmeyeli çenen düşmüş senin ceza falan mı versem çok konuşuyorsun." "Ama Namjoon.."cümlemi bitirmeme izin vermeden ani bir hareketle çenemi tutup öyle bir şıkmıştı ki çene kemiklerim acıyordu parmaklarının suratımda izinin çıktığına görmeden bile kalıbımı basarım şu an. Acıyla inlediğimde elini biraz gevşetti ama bırakmadı burnundan soluyordu onu kızdıracak ne demiştim ki bileğinden tutup kurtulmaya çalışıyordum ama çok güçlüydü. Yüzünü yüzüme yaklaştırarak. "Ben ne dersem o burada uzunca bir süre birlikteyiz itraz istemiyorum kaçmaya çalışırsan bedelini ağır ödersin."son kelimeleri üstüne basa basa söylemişti. Ona ne olmuştu böyle eski halinden eser yoktu. Çenemi bırakırken bile o kadar serttiki o  eskidenki nazik çocuk canım yanmıştı. Geçip karşı koltuğa oturdu. Ayaklarımı karnıma çekip gözümden birkaç damla yaşın süzülmesine izin verdim. Ağladığımı görünce konuşmaya başladı." Sana eskidenki gibi nazik ve ılımlı yaklaşmayacağım çünkü hiç bir işe yaramıyor. Sana şu an söyliceklerimi tekrar etmeyeceğim. Bir ağlamak kesinlikle yok sinirlerim geriliyor. Iki telefonun ve benzeri bişeyin varsa masanın üzerine hemen şimdi. Üç evde gereksiz konuşma yok hatta konuşmak için izin iste parmak falan kaldır. Dört okulu aksatmak yok seni hergün ben götürüp çıkışta alacağım. Ha bu arada okulda serbest değilsin izleniyor olacaksın kıtmyafeti falanda sorun etme ben evden getiririm. Sana okula giderken bir telefon vereceğim ama telefon sadece benim numaramı arayacak boşuna uğraşma diye söylüyorum. Şimdi bence sorun yok o yüzden yürü bakalım bu evdeki mabedine." Bunlar nasıl kurallar böyle nasıl böyle kötü biri olmuştu. Ayaklarımı koltukta aşağı doğru bıraktım. Namjoon kalkıp yürümeye başladığında bende peşinden yürüdüm. Üst kata çıktık koridorun sonundaki odaya gidiyorduk. Odada pembe tonları hakimdi geniş bir odaydı bir yatak bir dolap ve küçük bir kitaplık vardı en azından oda güzel görünüyordu. "Namjoon ben burada ne yapacağım sıkılırım senin yanında otursam hiç bir şeye karışmam sorun da çıkarmam."dediğimde odanın kapısında duran bana çevirdi kafasını. "Sen biraz yat dinlen kitap falan oku benim 1 saatlik bir işim var. Hemen gidip gelicem sende odanda uslu uslu oturacaksın." Beni kolumdan tutup içeri çekti biraz daha götürüp yatağın üstüne oturttu. Sonra arkasını dönüp tam çıkacakken bileğinden tuttum sormam gereken bir soru daha vardı. O da bana dönüp soran gözlerle bakmaya başlamıştı. "Namjoon babam seni benim yüzümden kovmuş olamaz ben ondan seni kovmasını istemedim. Eskiden hem çok iyi anlaşırdık şimdi ne oldu niye soğuksun neden bu kadar uzaksın." Cevap vermeyeceğini bile bile cevap vermesini bekliyordum. Bileğini elimden kurtarıp arkasını döndü arkası dönük bir şekilde "Çünki seni seviyordum." Dediğinde şok olmuştum o benim sadece arkadaşımdı. Odadan çıkıp kapıyı kitledi. Güneş batmaya başlamıştı. Buradan çıkmam lazımdı.

 

Arkadaşlar çok geç bölüm geldi üzgünüm sınavlarım vardı üstekki de Namjoon tanımayanlar için iyi okumalar poçikellalarım😘

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Arkadaşlar çok geç bölüm geldi üzgünüm sınavlarım vardı üstekki de Namjoon tanımayanlar için iyi okumalar poçikellalarım😘

Prisoner-PARK JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin