Boyası dökülmüş evin yere düşen kar tanelerini izliyordu Özlem.Sahi ne kadar süredir böyle huzurluydu? Hatırlaması biraz güç.Daha bir hafta öncesine kadar ailesiyle beraber yaşıyordu ama çıkan yangında herkesi kaybetmişti.Sadece çıkarını düşünen ev sahibi ise daha kızın yası bitmeden evi boşaltmasını istemişti.Şimdi ne olacaktı peki? Hayatına nasıl devam edecekti? Hayatta tek akrabası olarak daha önce hiç görmediği amcası kalmıştı ama onda İstanbul'da yaşıyordu. "İstanbul" burayı sadece televizyonda filmlerde görmüştü.Oraya gitmeyi çok istiyordu ama amcası onu nasıl karşılar hiçbir fikri yoktu.Aslında bakılacak olursa başka çareside yoktu.Bir an önce amcasını araması gerekiyordu.Odada masada tek ses olan tik tak seslerine kafasını çevirdi saat sabaha karşı üç sularıydı.Artık uyuması gerektiğini anlayınca oturduğu yere uzanıp yarın yorucu bir gün olacağını düşünerek uykuya daldı. Sabah yoldaki köpeklerin sesine uyandı.Uyanır uyanmaz camdan dışarı baktı halâ kar yağıyordu.Bahçelerinde en çok limon ağacını severdi.Çocukken hep abisinden saklanmak için limon ağacına çıkar limon çiçeklerinin arasına saklanırdı.Ama limon çiçekleri kendisini hemen hapşırttığı için yakalanması da çok kolay olurdu.Gözleri doldu bir an sabahları genellikle annesinin kızartmış olduğu ekmek kokularına uyanırdı.Bir süre sonra daldığı hayallerden kurtulup sehpanın üzerinde telefonu aldı ve hayatta tek akrabası kalan amcasını aradı.Telefon bir kaç kere çaldıktan sonra açıldı: "Alo ?" "Alo merhaba Kaan amca be be ben Özlem" heyecanlı olduğu için kekemeli gibi çıkmıştı. "Özlem? Tamam hatırladım sen abimin büyük kızısın.Cenazeden sonra seni arayacak fırsatım olmadı kusura bakma lütfen.Hayırdır bir sıkıntın mı var? " Özlem amcasının kendisine karşı bu samimi yaklaşımı karşısında birazda olsa rahatladı."Ev kiracımız babamlar öldükten sonra evi başka birine devredeceğini benim hemen çıkmamı istedi amca bende ne yapacağımı bilemedim sizi aradım.Umarım rahatsız etmemişimdir." "Rahatsız etmedin Özlem.Aslında ben çok özür dilerim böyle bir şeyi düşünememek büyük ayıp.Seni hemen İstanbul'a bekliyorum.Burada her şeyin çaresine daha kolay bakabiliriz.Yol masraflarını hiç düşünme ben her şeyi halledeceğim." "Peki amca çok teşekkür ederim görüşmek üzere."dedikten sonra telefonu kapattı.İçi içine sığmıyordu hep televizyondan gördüğü İstanbul'u şimdi birde yakından görecekti.Özlem bunları düşünürken birden aklına aslında bu en küçük amcasıyla daha önce hiç görüşmediği aklına geldi.Cenazeye bile işleri dolayısıyla katılamamıştı.Babasının söylediğine göre aileden bir tek bu amcası okumuş zengin bir iş adamı olmuştu.Aslında Özlem çok küçükken amcası köye bir kere gelmişti ama pek net hatırlamıyordu.Peki nasıl tanıyacaktı amcasını?Eğer babasına benziyorsa tanıması çok kolay olurdu.Çünkü babası Özlem'e göre tanıdığı en yakışıklı,en güçlü erkekti.Aklına yine babası gelince gözleri doldu ancak bunları sonra düşünmeye karar verip bavulunu hazırlamaya başladı.Zaten yanında götürebileceği pek bir eşyası yoktu.Kendisi için en önemli eşya annesinden kalan tek hatıra olan boynundaki kolyeydi.Özlem akşama doğru yoka çıkmadan son kere ailesinin mezarını ziyaret etmek istiyordu.Çünkü buraya bir daha ne zaman geleceğini bilmiyordu.Mezarın başında dua edip biraz daha kaldıktan sonra eve dönmek üzere yola çıktı.Hava kar yağışının etkisiyle soğumaya başlamıştı.Daha fazla üşümemek için hızlı hızlı yürürken telefonunun çaldığını duydu,arayan açmasıydı.Heyecanla telefonu açan Özlem amcasını dinledi. " Özlem biletini ayarladım.Yarın sabah erken uçağın kalkacak.Şimdiden iyi yolculuklar." Özlem'in bir şey demesine fırsat vermeden telefonu kapadı.Aldığı bu güzel haberle Sevinç'le eve gitti.Çocukluluğunu geçirdiği bu evde son günüydü.Çok anısı yoktu belki ama olan anıları da yetiyordu kendisine.Sabaha kadar heyecandan uyuyamayan Özlem yola koyuldu.Uçakta uyuya kalan Özlem hosteslerin sesiyle uyandı.Gözlerini açtığında uçağın iniş yapmak üzere olduğunu anladı.Uçaktan indiğinde ılık bir rüzgar yüzüne değdi.Aldığı derin bir nefesle gülümsedi.Daha sonra gözleri amcasını aramaya başladı.Tüm yaşlı,olgun gördüğü erkeklere bakıyordu ama aralarında babasına benzeyen tek bir kişi bile görememişti.Amcasının halâ gelmediğini düşünen Özlem küçük valiziyle birlikte bankta oturup amcasını beklemeye başladı.Kaan ise İstanbul'un yoğun trafiğine takılmış havaalanına yetişmeye çalışıyordu.Oraya vardığında Özlem'i tekrar aradı. "Efendim amca" "Özlem ben geldim sen nerdesin" "Amca ben bankta oturuyorum,küçül kırmızı bir valizim var yanımda" "Tamam gördüm seni." dedikten sonra telefonu kapadı ve Özlem'in yanına gitti.Özlem yanına gelen genç yakışıklı adamın amcası olacağını hiç düşünememişti..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LİMON ÇİÇEĞİ (DEVAM EDİYOR)
Novela JuvenilTANITIM Siz hiç sevdiklerinizi bir günde kaybettiniz mi ?..O kaybetti..Özlem..Bir yangın sonucu tüm ailesini kaybetmişti.Peki bundan sonra ne yapacaktı..Hayatta kalan tek akrabası hiç görmediği İstanbul'da yaşayan amcasıydı..Tek istediği amcası...