Evvel Zaman İçinde

216 6 1
                                    

Hangi ayakkabı, hangi mont, saçıma hangi tacımı takacağım ve daha nice saçma ayrıntıdan sonra sonunda o gün gelmişti. Lisenin ilk günü !

Ne büyük şeyler ifade ediyordur insanlara, kim bilir.. Ortaokulda onca kazık yedikten sonra, insanların yüzüme gülüp, kahkahalarla sırtımı bıçaklamalarına şahit olduktan sonra, lise bana da büyülü, mucizevi bir başlangıç, insanlardan kurtuluş olarak geliyordu aslında. Bir hafta öncesinden başladığım onca hazırlık, gereksiz ayrıntılara harcanmış zamanlar birden anlamını yitirmişti. Karnıma giren kramplar ve kafamın içinde susmak bilmeyen, altında imzam olan kurguların sonunda uyuyakalmışım. Şimdi sorsalar, hiç bitmesin isterdim bu uyku, o sevimsiz başlangıcın sabahına ulaşacaksam!

Saat 7. Alarm tonunun gereksiz neşesiyle irkiliyorum uykumdan. Göz kapaklarımla olan uzun mücadeleden sonra kalkıyorum. Yüzümü yıkadıktan sonra aynaya bakıyorum. "İşte başlıyoruz! " bakışı bu. Sonunda formam üstümde. Çıkıyorum yola koyuluyorum. 9 yıllık sınıf arkadaşım beni bekliyor 2 haftadır kararlaştırmak için saatlerce konuştuğumuz yerde. Sıkıca sarılıyoruz. "İşte!" diyor, gözlerindeki parıltıyla Eda, "büyük gün geldi sonunda.." . "Öyle.." diyorum derin soluğumu verirken, "haydi bakalım..." Kolkola başlıyoruz yürümeye, heyecan dolu adımlarıma Eda'nınkiler de ekleniyor. On dakika sonra okuldayız. Kapıda muazzam bir kalabalık. Kalp atışlarım bedenimin ritmi olmuş halde giriyoruz bahçeden içeri.

Üst sınıflar tatilin acısını çıkarırcasına bahçenin her yerinde arkadaşlarına sarılıyor, anılarını anlatıyor, edayla birbirimizi dürtüp birilerini gördükçe kaş gözle birbirimize navigasyonluk yapıyoruz, kıkırdaşmalar eşliğinde. Ortaokuldan, dershaneden tanıdığım ne çok kişi var diye düşünüyorum. Hocaların ikazıyla sıraya geçiyoruz. Müdürün uzun konuşmasından sonra sınıfların belirleneceğini öğreniyoruz. Heyecan hat safhada ! Edanın ismi okunuyor.. Aradan geçen dakikalar biriktikçe umudumu yitiriyorken, hoca ismimi okuyor. Edayla aynı sınıftayım ! Koşarak sınıfın sırasına geçiyorum. Edayla heyecan dolu bakışlarımızla birbirimize sarılıyoruz adeta. Bu güzel bi' başlangıç! diyorum içimden.

***

Sınıftayız. Sınıf defterini elime alıp başlıyorum isimleri okumaya. Amacım tanışmak, kimin kim olduğunu öğrenmek olsa da bu neşeli ve merak dolu halim bazı 'sınıf arkadaşlarımı' fena rahatsız ediyor olmalı, bakışlardan anladıklarım bu yönde. Aldığım ters cevaplar ve rahatsız edici bakışlar beni elbette bıktırmıyor, "aynen devam !" diye fısıldıyorum kendikendime, omuz silkerek..

Bahçeye çıkıyor,voleybol oynayan üst sınıflara uzaktan bakıyorum. Neşeli muhabbetleri beni adeta davet ediyor aralarına. Bi 'çömezin' yanlarına gidip oyuna dahil olması fazla mı cüretkar olur ? Aa.. Bu okul benim de okulum, yürü bakalım..

"Selam!" Ve işte beklenen tepki, tüm bakışlar heyecanlı yüzümde buluşuyor. 'Bu da ne şimdi?' dediklerini duyar gibiyim. Derken hiç beklemediğim bi tepki alıyorum:

"Vay.." , "hoşgeldin, gel bakalım..." , "hoşgeldin!.."

İşte bunu ben bile beklemiyordum. Ne misafirperver üst sınıflarım varmış da haberim yokmuş..

"Gel bakalım, adın ne?" diye soruyor içlerinden en atılgan olan.

"Sare" diyorum heyecan ve merakla, "Ya sen?"

"Furkan.."

"Memnun oldum, Furkan " diyorum. Başıyla yaptığı hareketiyle 'ben de' diyor adeta Furkan. İkili konuşmadan gruba yönelmem zor oluyor. Oynamaya başlıyoruz.Oyun boyunca Furkanın şakayla karışık yaptığı eleştirilere gülüp geçiyor görünsem de, farklı bir iletişimimiz olduğunu düşünmeden edemiyorum. Yaptığı espriler, bakışları farklı olduğuna dair düşüncemi onaylar yönde. Günün devam eden saatlerinde kantinde, koridorda sürekli karşılaşıyoruz Furkanla. Sempatik selamı ve hareketleriyle aklımda yerini ilk günden ediniyor Furkan.

Sınıfa girdiğimde gözlerin üstüme donuk ifadelerle dönmesinden anladığım kadarıyla sınıftakiler için çoktan 'şu kız' olmuşum.. Omuz silkerek sırama oturuyorum. Derken yanıma gelen kız ve ardı ardına sorduğu sorular beni haklı çıkarıyor:

"Selam, Büşra ben. Kaçıncı olarak girdin okula? Hangi okuldan mezunsun? Tanıdığın birileri var mı bu okulda? " Böyle durumlarda takındığım, tam anlamıyla 'boş' yüz ifademle memnun oldum diyorum. Sorularına cevap vermeye niyetim olmadığını farkedince 'sevgili sınıf arkadaşım' yüzündeki allak bullak ifadeyle sırasına gidiyor. Bu soru bombardımanına bir anlam verememekle beraber çok fazla kafamı meşgul etmiyorum. Sabahın erken vakitlerinde ve devamında işittiğim eleştiriler bana bunu yapmamı söylüyor çünkü..

Dersler tanışma faslıyla su gibi hızla geçiyor ve sonunda evin yolunu tutuyoruz. Alışık olmadığımız bu tempo bizi yormuş olacak ki yolda ağzımızdan bir kaç cümleden fazlası çıkmıyor. Rüya gibi.. İlk gün bitti...

***

Eve geldiğimde formalarımdan 'kurtulup' kendimi yatağıma atıyorum. Yaz tatilinin ardından bu yorgunluk derin bir uykuyu hakediyor diye düşünürken gözlerimi kapatır kapatmaz gözümün önüne gelen günün kareleriyle uykuya dalıyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 07, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Evvel Zaman İçindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin