1 sene önce Aslı'nın ağzından
elimdeki pembe su balonunu Ceyda'ya attım ve tam alnından vurdum. Ceyda'nın o haline kahkahalarımla gülerken Ceyda'nın söyledikleriyle son sürat koşmaya başaldım "şimdi bittin sürtük ! bu su balonunu tam kıçına yiyiceksin!" . Biz koşarken önümüze birden Oğulcan çıktı ve ellerinde su balonlarıyla "meraba hanımlar! süpriz!" diyince Ceyda'da bende tam ters yöne koşmaya başladık. Oğulcan arkamızdan koşarken ellerindeki su balonlarını bize fırlatmıştı elindeki su balonları bitince durdu. Onnun durduğunu farkedince bizde Ceyda'yla birbirimize Ne dersin? bakışı attık ve elimizde kalan son balonları Oğulcana fırlattık aam Oğulcan birden eğilince arkasında duran okul müdürümüz zeki beye geldi. Zeki beyde kızgınlıkla bize bakmaya başladı tabi hepimiz yarım ağız aynı anda "sıçtık." demeyi eksik etmedik.
Müdür bizi odasına çağıdı kendiside önden gidiyordu o sırada bütün okul bizi izliyordu tabi. Odaya girdiğimizde müdür üstünün ıslak olmasına rağmen ciddiyetini bozmuyordu. "Okul bahçesinde su savaşı yapmanıza bişey demedik ama müdürü ıslatmanız büyük saygısızlık çocuklar. Son senenizde böyle birşey olması sizin üniversite girişlerini olumsuz yönde etkileyebilir." dedi ciddi tavırla. Ceyda'yla ben hemen söze atıldık "Hocam gerçekten bilerek olmadı yani biz arkadaşımızla şakalaşırken ona atıyoduk yani gerçekten hocam özür dileriz bilerek yapmak istemedik yani şey bilerek yapmadık." "evet hocam gerçekten sadece son senemizde eğlenirken bir kaza oldu ve yalnışlıkla size geldi çok özür dileriz" dedi Ceyda benim lafımı tamamlayarak. "Bakın son seneniz iki gün sonra mezuniyetininz var diye affediyorum sizi ama mutlaka bir ceza almak zorundasınız bu yüzden okul çıkışı bir yere ayrılmıyor ve okul kütüphanesini düzenliyorsunuz. Hadi bakalım şimdi dışarı ve su savaşına son." dedi ve odadan çıkarı. Tabi biz çıkar çıkmaz tuttuğumuz gülme krizlerinin hepsini odadan çıkınca patlattık herkes bize bakıyordu ama kimin umrunda...
GÜNÜMÜZ ŞİMDİKİ ZAMAN
-Aslı!nın ağzından-
Ceyda ve Oğulcan ile yaptığımız telefon konferans konuşmasında bahsettiğimiz eski yıllarımızı hatırladıkça yüzümdeki gülümseme büyüdü. Bütün lise hayatım su gibi akıp geçmişti şidmi sınavı da kazanmıştık hepimiz üniversite zamanıydı. Ve müthiş haber üçümüzde ailelerimizden gizli ingiltere londra'da ki bi üniversiteyi de yazmıştık ve şans bize gülmüştü üçümüzünde o üniversiteye tutmuştu sıra ailelere ikna edip söylemekteydi.
Aslı : Unutmayın sadece sıradan bir aile yemeyi ailelere çaktırmak yok yemekten sonra hep beraber söylicez.
Ceyda : Peki ama öyle birbirine bakıp hadi biri başlasın diye beklemek yok Aslı sen başlıyosun Oğulcan ve ben destekliyoruz. Kaytarmak yok ona göre.
Oğulcan: Evet. Yalnız oraya gidersek neredeyse herşeyin değişceğini biliyorsunuz değil mi?
Aslı: Kesinlikle! Her sabaha mutlulukla uyanmak ve hayallerimizin şehrinde yaşamak!
Ceyda: Evet! Evet! Evet! hergün evde pijamalarla dolaşabilmek ! Üniversite ortamı! Ve evde istediğini yapabilme imkanı!
Oğulcan: Yeni kızlaaarrr!
Aslı : Oha Oğulcan Oha! kulağımın zarı patladı hayvan yavaş !
Oğulcan: Tamam tamam özür dilerim kızlar, benim kapatmam lazım erhan amcam gedli onu yemeğe gelmeye ikan ediyim. Görüşürüz ikinizi de öptüm kendinize iyi bakın!