***

4 2 0
                                    

Akşama bir planım yoktu aslında. İçimde fırtına kopuyordu. Deli gibi gitmek istiyordum sebebini bilmiyordum. Aslında sebebi belliydi benim görüş açımdan bakan başka bir insan daha. Tanışmamız şans olmalıydı. Benim açımdan dünyaya bakan çok sayıda insan yoktur. Basit ve klasik bir kızım işte. Rüzgarda öyleydi, basit ve klasik ama o biraz daha farklıydı sanki. Bilmiyordum ama böyle olması hoşuma gitmiyor değildi. "Evdeyim" diyerekten cevapladım mesajını. 2 dakika geçmeden cevap geldi. Bir heyecanla sarıldım telefona. Nedendi bu heyecan hayla anlam veremiyordum. 'Almina kendine gel' bin defa kendimi uyardım ama bir tuhaftım. Salak saçma hareketler yaparsın ve herkes sana ters ters bakar ' bu salak napıyor' die sonrasında sen hiç umursamazsın sadece yaptığın hareketlere gülersin, işte o durumdaydım.

"Bu gece moralim yerinde değil, eğer müsaitsen bir kahve içmeye gelebilir miyim ?" Bu mesajı okuduktan sonra nefesim kesildi. Mecazi anlamda değil ciddi olaraktan nefes alamıyordum. Parmaklarım klavye üzerinde dönüp duruyordu. Davet etmek istiyordum ne vardı sanki burda ama beni birşey engelliyordu, bilmiyorum. "Tabiki de." Yazdım bende nazik bir şekilde. Moralinin bozuk olduğunu söylemişti. Meraklanmıştım tabi birazda üzülmüştüm.

"Hoşgeldin" dedim kapıyı kapatırken. "Hoşbuldum" dedi kötü bir ses tonuyla. Moralinin bozuk olduğu her halinden belli oluyordu. Soluktu biraz sesi desen zaten konuşmaya hali yok gibiydi. "Neyin var?" Diye sordum meraktan duramadan. O anda da kahveleri yapıyordum işte. O da geçen gün balkonda orturduğu sandalyeye geçti tekrardan. Arkasından bakıyordum öylece. Moralinin bozuk olması gerçekten de moralimi bozuyordu. Ona karşı acımamıştım ama çok tuhaf olmuştum. "Çok uzun be almina" dedi of çekerek. Öyle bir oflamıştı ki herşeyden bıkmıştı sanki. Bende daha da canının sıkılmaması için üstelemedim. Daha doğrusu buraya kafa dağıtmak için gelmişti. Üstüne giderekte daha da bunalıma sokmak istemiyordum.

"Dün eve gittiniz mi?" Dedim hafif gülerekten. Tabi söylemeyi unuttum. Aliyle Rüzgar dün eve gitmek için çıktıklarında peşlerine iki tane travesti takılmış. Bizim kapının önünde yer olmadığı için arabayı 2 mahalle arkaya park etmişlerdi. Arabaya gidene kadar akla karayı seçmişler. İki dakika durup kahkaha atmaya başladı. "Almina allah aşkına aklıma getirme şunları ya" dedi. Morali düzeliyordu sanki. Güldüğünden çıkan o gamzesinde kaybolmuştum. O kadar güzeldiki sanki özellikle tasarlanmış bir gamze. Saçmalıyordum yine ama tabiki de içimden. Dışardan konuşupta Rüzgarın bana ters ters ' napıyorsun sen salak' bakışı atmasını istemezdim. Ona karşı biraz daha farklıydım. Çok kısa zamanda tanımıştım onu ama böyle samimi olmamda bir sakınca görmüyordum. Kendimden şüphe ediyordum. Acaba, acaba...

"Aşık olmak için yeteri kadar olgun değilim."

SICAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin