1. Bölüm

127 10 5
                                    

Üstüme aniden düşen ağırlıkla gözlerimi hemen açtım ve ne olduğuna baktım. Tabii ki de benim salak kardeşim Meriç'ti. ' oğlum salak mısın lan kalk üstümden' diye çemkirince Meriç kulaklarını kapatarak ' lan ne çemkiriyorsun , Çakıl ' diye bana bağırdı. Üstümden itmeye çalışınca tabii ki de itemedim ve sonuç yere ben düştüm. Yerle şu an aşk yaşıyorum resmen. Sırt üstü dönüp Meriç'in anırmasını izledim. Meriç'in anırması bitince , 'hadi kahvaltı hazır' dedi ve odamdan ayrıldı. Bende yerde daha fazla durmanın bi anlamı Yok diye kalktım ve lavaboya gittim. Lavaboda ihtiyaçlarımı karşıladıktan sonra , mutfağa gittim. Mutfağa gidince Meriç'in tıkınmasını gördüm. Keşke hiç gelmeseydim diye içimden geçirdim. Bu hayvan bana hiç bi şey bırakmamış. Annem'e döndüm annem de çayı demlemekle meşguldü. Sandalye çekip oturdum. Çatalıma zeytin batırdım ve ağzıma götürüp zeytini çiğnemeye başladım. Meriç'i hedef alıp zeytin çekirdeğini tam iki kaşının ortasına attım. Meriç 'ahh' diye bağırınca ben gülerken , annem de arkasını dönüp. Bana kötü bakışlar atmaya başladı. Meriç'te ' lan kızım bittin sen' diye söylenmeye başladı. Annem de masaya oturunca hep birlikte kahvaltımızı yapmaya başladık. Meriç tabii ki de önceden başladığı için kahvaltısına, annem oturunca 1-2 dakika sonra masadan kalktı ve arkadaşlarla buluşmaya gidiyorum diye evden ayrıldı. Bende kahvaltıdan sonra anneme masayı toplamaya yardım ettim ve masayı toplayınca odama geçtim. Kendimi yatağıma attım ve yüz üstü öylece kaldım. Yarın okul açılıyordu. Ben lise 3 e geçiyordum , tabii Meriç'te benimle aynı yaşta olduğu için o da benimle aynı okula ve aynı sınıfa gidiyordu. Telefonuma bildirim gelince yataktan hafif bir şekilde kalktım ve komidinin üstünden telefonumu aldım. Gelen mesaj Selin'dendi. Selin benim en yakın arkadaşımdı. Ailelerimiz de samimi oldukları için Selin neredeyse her gün bizde oluyordu. Ama yarın okul açılacağı için evde kalıp yatmaya karar vermişti ve bugün bize gelmemişti.
Telefonuma bir mesaj daha gelince bildirimleri açtım.
Selin: Ya evde yat yat sıkıldım be. Bi yerlere gidelim mi?
yazıyordu. İkinci bildirim yine Selin'dendi.
Selin: Ne diyorsun ?
yazıyordu. Telefondan saate baktım ve saatin 12.30 olduğunu öğrendim. Saat daha çok erkendi ben de yat yat sıkılırdım , o yüzden Selin'in mesajına olumlu yanıt gönderdikten sonra hazırlanmaya başladım. Siyah dar paça kot ve üstüme beyaz bi tişört geçirdim. Saçımı rastgele bi topuz yaptım ve odamdan çıktım. Annem salonda oturmuş yeşil fasulye temizliyordu. Ve ben yeşil fasulye hiç sevmezdim. Anlaşılan bu akşam eve geç gelecektim. Sevmediğim yemekler olunca Selin'lere giderdim. Ayşe teyze mükemmel yemekler yapardı o yüzden orda yerdim. Anneme ' ben çıkıyorum' dedikten sonra yanağına sulu bi öpücük kondurdum. Annem de yüzünü buruşturarak koluyla yanağını sildi ve klasik sorusunu sordu ' nereye ' bende klasikleşmiş cevabımı verdim ' Selin'le dışarı çıkıyorum' annem kafasını tamam der gibi salladı ve tekrar fasulyeyi temizlemeye döndü. Bende ayakkabımı giyip sırt çantamı aldım ve evden çıktım. Asansörü beklerken karşı komşunun oğlu Ahmet çıktı. Ahmet , benden 1 yaş küçüktü , iyi bir çocuktu. Bana başıyla selam verip merdivenlere yöneldi. Yav 6. kattan nasıl incen sen aşağı diye kendi kendime söylendim. Yarım akıllı herhalde çocuk diye içimden de geçirdim. Asansör gelince bindim ve 0. kata bastım. Asansör durunca indim ve binadan çıktım. Biraz yürüdükten sonra Selin'le buluşacağımız yere yani  durağa geldim. Etrafıma bakınca Selin'in daha gelmediğini gördüm ve telefonumu alıp Selin'e 'ben geldim' adlı kısa bir mesaj attım. Mesaj attıktan 5 dakika sonra Selin gülümseyerek yanıma geldi. ' eee nereye gidiyoruz ' diye söze başladı. Bende ' bilmem ' diye kısa ve net bir cevap verdim. Otobüs gelince bindik. Otobüs o kadar kalabalık değildi. En arkada 2 koltuk boş gördük ve oraya doğru ilerlemeye başladık. Cam kenarına ben oturdum. Selin de yanımdaki koltuğa oturdu. Otobüs de alışveriş merkezine gidelim diye bir karar verdik. Başımı cama yasladım ve gözlerimi yavaşça kapattım. Birinin beni dürtmesiyle uyandım. Gözlerimi yavaşça açtığımda Selin'in beni dürttüğünü gördüm. Selin , ' hele şükür, uyandın be ' dedi. Gözlerimi ovuşturarak esnedim. Selin'in kalktığını görünce bende kalktım ve Selin 'i takip etmeye başladım. Otobüsden inince korna sesleri moralimi bozsa da birşey demeden Selin'in yanında ilerlemeye başladım. Alışveriş merkezine girince kalabalık moralimizi bozsa da , burası alışveriş merkezi yani tabii kalabalık olucak diye birbirimize bakarak aynı anda söyledik. Selin ilk mağazaya ilerlemeye başladı. Tabii bende onu takip etmeye başladım. Selin arkasını dönüp benim geride kaldığımı görünce yanıma hızlı bir şekilde gelip beni kolumdan tutarak sürüklemeye başladı. Mağazaya girdiğimizde Selin kolumu bırakıp ilk gözüne takılan elbiseye bakmaya gitti. Bende etrafıma baygın bakışlar atarak Selin'in yanına gittim. Selin , eline birkaç elbise almıştı. Görevli , Selin'e ' hanımefendi isterseniz onların size uygun bedenlerine bakalım' diyordu. Ama Selin görevliyi hiç takmadan eline ne geçerse alıp kabine doğru ilerlemeye başlamıştı bile , kabine giderken de bir kaç parça tişört almıştı ve kabine girmişti. Bende kendime bi kaç tişört bakmaya başladım. Bana uygun bi tişört bulunca elime aldım ve tişörtü incelemeye başladım. Siyah bi tişörttü sağ göğüs üzerinde bi cebi vardı. Tişörtün ortasında beyaz bi kare vardı ve beyaz karenin ortasında da siyah küçük bi kare vardı. Bana uygun bi tişörttü. Tişörtün fiyatına bakınca fiyatının uygun olduğunu gördüm. Görevliye tişörtün bana uygun bedeni olup olmadığını sordum. Görevli bana uygun bedeni bulunca verdi. Bende kabinlere doğru yol aldım , tişörtü denemiycektim hem bana uygun bedeni bulmuştum hem de kıyafet alırken alacağım kıyafeti denemekten nefret ederdim. Bedenimi bulmuşsam tamamdır benim için. Kabinlere geldiğimde Selin'in hangi kabinde olduğunu bulabilmek için kapıları teker teker çaldım. En sonunda Selin'e dair 'dolu' diye bi cevap alınca , Selin'e denediğin kıyafetleri bana da göster deyince Selin de ' tamam ' dedi. Bende kapının karşısındaki koltuk tarzı oturmak için yapılan şeye oturdum ve Selin'i beklemeye başladım. Selin ilk olarak kabinden kırmızı dar ve kısa bir elbiseyle çıktı. Elbise sadece kırmızıydı ne bi başka renk vardı ne de herhangi bi detay , aslında güzel di ama kırmızı yerine siyah yada beyaz olsaydı daha iyi olurdu. Selin'e kısaca 'güzel ' diye bi yanıt verince , Selin ' tamam ' diyerek kabine girdi. Selin'in denediği ikinci elbise siyah dar ve dizde bir elbiseydi göğüs dekoltesi vardı. Selin kendi etrafında dönünce elbisenin sırt dekoltesi gözüme takıldı. Fazlasıyla sırt dekoltesi vardı. ' sırt dekoltesi fazla ' dedim . Selin kabine girerken bende arkama iyice yaslandım. Selin üçüncü elbiseyle kabinden çıkınca elbiseyi bi süzdüm. Buz mavisi prenses model bi elbiseydi boyu dizde bitiyordu ve oldukça güzel bir elbiseydi. Selin'e , ' param olsa alırdım' dedim. Selin göz devirdi ve başıyla nasıl olmuş dercesine sordu. ' bende yakışmış' dedim. Gerçekten yakışmıştı ben giysem bu kadar çok yakışmazdı. Selin'in fiziğine tam uymuştu. Selin bu elbisenin içinde hem tatlı hemde havalı görünüyordu. Selin'e kabine girmesi için işaret verdim ve ardından ' acıktım ben' dedim. Selin de ' tamam , bunu çıkarayım gidelim' dedi. Elimde aldığım tişörtün parasını ödemediğim aklıma gelince Selin'e söyleyip kasaya ilerledim. Parasını ödedikten sonra Selin de geldi ve mağazadan ayrıldık. Yemek katına çıktığımızda ne yesek diye düşünmeye başladık. Selin ' bence hamburger yiyelim ' deyince canımın hamburger istediğini anladım ve Selin'i onayladım. Birlikte hamburger sırasına ilerledik ve sıranın bize gelmesini bekledik. Sıra bize gelene kadar Selin etrafta yakışıklı erkek var mı diye bakıyordu. Hamburger sırası bize geldiğinde siparişlerimizi söyledik. Siparişi beklerken Selin kolumu dürterek bi masa gösterdi 4 tane erkek grubu oturmuş konuşuyorlardı. Bir tanesi bordo tişört altınada siyah kot pantolon giymişti , ayakkabısını görebildiğime göre beyaz spor ayakkabı vardı. Bordo tişörtlünün yanında oturanın herşeyi siyahtı tişörtünden ayakkabısına kadar. Siyahlının yanında oturan siyah tişört, altınada kahverengi pantolon giymişti. Ayakkabı olarak da siyah spor giymişti. Onun yanında oturan ve sonuncu kişi de beyaz tişört, siyah pantolon ve beyaz spor ayakkabı giymişti. Tamamen siyah giyinmiş olanla göz göze geldik. O sırada kadının ' siparişiniz hazır' demesiyle gözlerimi ondan kaçırdım. Ve siparişlerimiz alıp o grubun iki masa gerisine oturduk. Ben o gruba sırtımı tam dönmüşken , Selin onlara tam yüzünü dönmüştü. Hamburgerlerimiz yerken okul hakkında konuştuk. Biz daha hamburgerlerimizi yerken o grup kalkmıştı. Hamburgerlerimizi bitirince bizde kalktık ve alışveriş merkezinden ayrıldık. Durağa gelince 10 dakika otobüs bekledik ve gelince bindik. Bu sefer otobüs fazlasıyla kalabalıktı. İnsanların arasından zar zor geçtik ve otobüsün en baş köşesinde beklemeye başladık. Hafif bir şekilde mırıldanarak kusmassam iyi dedim. Acayip ter kokuyorlardı. 20 dakikalık berbat bir yolculuğun ardından Selin'le eve yol aldık. Alışveriş merkezinde yemek yemeseydik Selin'lere gidip yiyecektim. Ama artık aç olmadığıma göre ve yorulduğuma göre eve gidip yatabilirdim. Selin'le yollarımızın ayrılacağı yerde durup birbirimize sarılarak veda ettik. 5 dakika yürüdükten sonra bende evimin önüne geldim. Zile bastıktan 4-5 saniye sonra annem kapıyı açtı. İçeri girip ayakkabımı ne kadar çıkarmak istemesemde çıkardım ve vestiyere koyarak odama yöneldim. Annem kısaca yemek yemiycem ben tokum konuşması yaptıktan sonra 'bide beni rahatsız etmeyin' dedim ve odama öyle girdim. Odama girer girmez kendimi yatağa attım ve öylece durdum. Hafif doğrularak telefonumdan saate baktım 18.34 dü. Telefonumu yatağa koydum ve o şekilde uyudum. Odama ani giren akılsız kardeşimle , yataktan sıçrayarak uyandığım için düştüm ve bu Meriç'in gülmesine pardon anırmasına sebep oldu. Komidinin üzerindeki defteri seri bir şekilde alıp Meriç'e attım. Meriç defteri tuttuğu gibi dışarı çıktı. Çıkarken de, 'bende yarın için defterin var mı diye sormak için geldim' dedi ve bu benim daha fazla sinirimi bozmama sebep oldu. Oturduğum yerde sinir çığlığı attım ve geri yatağıma attım kendimi. Saate baktığımda 21.20 ye geliyordu. Yatağımdan zorla kalkarak pijamalarımı giydim ve lavaboya gidip gerekli ihtiyaçlarımı halettim. Tekrar odama gidip yatağıma bu sefer düzgün bir şekilde uzandım ve uykunun bedenimi ele geçirmesine izin verdim.

MOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin