Son yaşadıklarımdan sonra yaklaşık 1 ay boyunca gidememiştim. Hem işlerimin yoğunluğu, seminerler, gösteriler derken kendime bile vakit ayıramamıştım. Ayrıca işyerinde de patronum Hamit Bey'den de köşe bucak kaçmalarımda cabası. Heleki o imalı imalı bakışları yok mu? Belirtir adamı. Şeytan dürtüyor bir taraftan al klavyeyi, vur suratına, harflerin izi çıksın yanağında. Ama açıkça söylemeliyim ki o göt yoktu bende. Yine yorucu bir günün sonuna gelmiştim ki; kapımın önünde polislerin olduğunu gördüm. Yanıma geldiklerinde kimliğimi istediler benden ve Hakan bey bizimle emniyete kadar gelmeniz gerekiyor dediler. Nedenini sorduğumda sadece ifade alacaklarını söylediler ve arabaya bindik. Kafamda kurup duruyordum zaten yorgunum ne ifadesi bu diye. Ben böyle düşünürken ilçe emniyet müdürlüğüne gelmiştik. İçeri geçtiğimizde başkomiser yardımcısının odasına aldılar beni. İçeri girdiğimde hafif bıyıklı, kırlaşmış saçları, babacan bir adam duruyordu karşımda. Birisi açık, iki çay söyledi ve oturduğumuzda bana sorular sormaya başladı. " nerede yaşıyorsun, ne işle meşgulsün, iş saatleri dışında ne işler yaparsın " falan filan.. Sorduğu soruları tek tek cevaplıyordum ki bana şaşırdığım birşey sordu. " Şüheda kim ? " şaşırmıştım. Sadece bir arkadaşım olduğunu söyledim. Meğerse ifade için beni buraya Şüheda getirtmiş. Genelev de bir durum olmuş ve kendisine şahitlik edeceğimi düşünmüş. Doğru olanı yapmış. " Şüheda bir arkadaşım. Mesele nedir " diye sordum. " Yoldan çıkmış bir kadın, nasıl senin gibi bir adamın arkadaşı olabilir ki " diye cevapla karşılaştım. " arkadaşım. Hatta ben evimde yalnız yaşıyorum. O da artık benimle birlikte yaşayacak " dedim. Ve biraz daha konuşup, ifademi verip imzamı attım. Şüheda geldi ve birlikte çıktık karakoldan. İkimizde suspus olmuş yürüyorduk. " Geneleve gidip eşyalarını topluyoruz " dedim. " Neden " diye cevap verdi. " Artık benim evimde kalacaksın, en azından dikkat çekmezsin. Birşeyler yaşarsakta benim evimde yaşarız. " dedim. " yok ya senin başın belaya girer gerek yok. Gerçekten. " diye ısrarla istemedi. Ama ben sonunda ikna ettim Şüheda'yı. " hem bana yemek yaparsın, hem işten gelince güler yüzle karşılanmış olurum, hem de gece eğer sende istersen birlikte yatarız. İster misin ?" diye sordum. Hoşuna gitmiş olmalı ki kabul etti. Açıkçası tedirgin olduğu belliydi. Sanırım benim başıma iş açmaktan çekiniyordu. Aslında beladan korkmak değilde, duygu değişimi yaşamaktan çekiniyordum bende. Geneleve gidip eşyalarını topladıktan sonra benim evime geçtik. Kapıdan girer girmez etrafı bir güzel süzdü. " geç içeri çekinme " dedim. Sessizce başını önüne eğip içeri geçti. Dilediği kadar rahat olmasını söyledim. Kalacağı odayı, mutfağı, lavabo ve banyoyu teker teker gösterdim. " sen eşyalarını terleştir ben burada uzanacağım biraz " dedim. Ama hala tedirgindi. Yanına yaklaşıp elini tuttum ve belini kavradım. " Korkma.. Burada güvendesin " dedim ve dudağından öptüm. Sanırım biraz daha rahatlamış gibiydi. Şüheda odasına geçti. Bende salondaki koltuğa uzandım. Mayışmıştım. İçim geçmiş, ufak ufak dürtmeler ve ardından gelen bir öpücükle uyandım. Şüheda yanımdaydı. Aslında bir an yaşadıklarımın rüya olabileceğini bile düşünmüştüm. Gerçekti. Sadece " ne kadar zamandır uyuyorum " diye sordum. " 4 saat filan " diye cevap verdi Şüheda. " sen ne yaptın peki " diye sordum. Başımda oturduğunu söyledi. Sıkılmamış mıydı hiç ? Karnımın acıkıp acıkmadığını sordu. Acıktığımı söyledim. Tam elime telefonu alıp birşeyler sipariş edecekken " dur " dedi. " ben hazırlarım birşeyler. Uzun zaman sonra ilk yemek yaptığım adam olacaksın " dedi. Hoşuma gitmişti. Sadece tamam demekle yetindim. Mutfağa gitti, kendi kendine şarkılar mırıldanıyordu. Bense olduğum yere uzanmaya devam etmiş Şüheda'yı dinliyordum. Bu durum böyle sürdü gitti. Bir ara acı bir ses duydum ve duyar duymaz mutfağa koştum. Şüheda elini tutmuş kanayan parmağını durdurmaya çalışıyordu. Çok fazla bir kesik yoktu ama bir hayli derindi. Hastaneye gidelim dedim kabul etmedi. Bir bakayım dedim ve parmağına baktım. Önce mikroptan önlemek için kolonya döktüm. Epey canı yanmıştı belliydi. Yanan parmağını üflemeye başladım. Acısı hafifledikten sonrada yarabandıyla kapattım yarayı. Teşekkür etmek için sarıldı bana Şüheda. Ama bir daha ayrılamadık birbirimizden. Gözgöze geldiğimiz anda yeniden birleşti dudaklarımız. Bu defa da sanki teşekkür eder gibi öpüyordu. Bense kendimi tamamen o olgun güzelliğe bırakmış, anın tadını çıkarıyordum. Tekrar gözgöze geldiğimiz an onu kucağıma aldım ve odama götürdüm. Hiç sesini çıkarmıyordu. Galiba halinden de memnundu. Yavaşça yatağa uzandık ve deliler gibi öpüşmeye başladık yine. Bu işte son derece iyiydi. Benden önce kaç defa yaptı, kaç defa yattı umurumda değildi açıkçası. Önemli olan bu işi gerçekten çok çok iyi yaptığıydı. Bir an yataktan kalktı. " noldu " diye sordum. İmalı imalı bakmaya başladı. " yemek hazırlıyordum en son hatırlıyorsun değil mi " dedi. Söylediğim tek şey " siktir et " oldu. Söyledim ve kolundan tutup yatağa çektim ve ıslak dudaklarını yeniden öpmeye başladım. Daha önce her türlü fantaziyi gerçekleştirmiş olsak da dudağından öpmeyi hepsinden çok seviyordum açıkçası. Yavaşça beni geriye yatırdı ve üzerime çıktı. Önce kendi üzerinde dar beyaz body çıkardı. Vücudu kadar beyaz sütyeniyle kalmıştı. Doğruldum ve önce dudağından başlayıp öperek boynuna indim. Ve boynundan da yavaşça göğüslerine. Göğüslerinden de göbeğine kadar indim. Öpmelerim bitmiş sadece dilimle yoklamaya başlamıştım Şüheda'yı. Tekrar beni geriye doğru yatırdığında üzerindeki sütyeni de çıkardı ve üstüme uzandı. O benim saçlarımı okşarken, ben kulağına hem ne kadar çekici olduğunu fısıldıyordum. Hem de deli gibi tahrik edip kulak memesini yalıyordum. Bu böyle devam etti. Bir anda sert bir hamleyle Şüheda'yı altıma aldım ve ben artık üstündeydim. Göğüslerini yavaş yavaş önce daireler çizerek yaladım ve ardından kahverengi bir fındık büyüklüğünde göğüs ucunu emmeye başladım. Deliler gibi keyif alıyorduk. Ki Şüheda bir anda doğruldu. Tekrar dudağımdan öpmeye başladı. Gözlerime bakıp " acıktık " dedi. Tamam ama ben fena olmuştum. Haliyle O'da salak değildi. İçinde bulunduğum durumu anlamış olacak ki kemerimi çözdü. Önce pantolonumu indirdi ve ardından boxerımı sıyırdı. Yavaşça penisimle oynamaya başladı. Resmen penisimin ucu mosmor olmuştu. Bir anda ağzına aldı ve yalamaya başladı. Aslında yalamıyor sömürüyordu. Sanki doğduğundan beridir bu işi yapıyormuş gibi. Bir süre yaladıktan sonra boşalacağımı anlamıştım. O da hiç istifini bozmadı ve yalamaya devam etti. Bütün spermlerim ağzının derinliklerine boşalmıştı. Acayip rahatlamıştı. Bir süre öylece bekleyip gözlerimin içine baktı ve gülümsedi. Ondan sonra da kalkıp banyoya girdi. Banyodayken ben tüm bu olanları düşünmüştüm. Acaba rüya mı diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum. Ben böyle düşünürken banyodan çıktı ve mutfağa geçti. O mutfaktayken de ben banyoya girdim. Hemen bir su dökünüp çıktım. Çıktığımda yemek hazır beni bekliyordu. Masaya oturduk ve bir güzel yemek yedik. Bir ara ben yemeğimi yerken birşey dikkatimi çekmişti. Şüheda yemek yemiyor, sadece beni izliyordu. Niye öyle baktığını sormak istedim ama sormadım. Saat geç olmuştu. Ben yarın erken kalkıp işe gideceğim için hemen odama geçtim. Bilgisayarı açıp maillerime filan baktım ve bilgisayarı kapatıp yatağıma uzandım. Uyumaya çalışıyordum ama uyuyamıyordum. Bir sağa dönüyor, bir sola dönüyordum. Ben öylece kendimle boğuşurken kapım çalındı. " efendim " diye cecap verdim. Kapıyı açıp içeri girdi. Ne söyleyeceğini merak ediyordum. Öylece yüzüne bakarken kapıyı kapattı. Lambayı kapattı. Yatağımın içine girdi. Kolumu tuttu ve kendi başının altına aldı. Sıkıca sarılmaya başladı. Çok çok kısık bir sesle birşeyler söyledi ama anlamadım. Çenesinden tutup yüzüne baktığımda gözünde gözyaşı vardı. " noldu " diye sordum birşey demedi. Tekrar sarıldı. " beni sakın bırakma " dedi. Ve yavaşça sokuldu. Ardından uyuklamaya başladı. Bense düşünceler arasında boğuşurken uyuyakalmışım. Alarm sesine uyanıp işe gittim. İş yerinde dosyalarla, haber başlıklarıyla, fotoğraflarla uğraşırken sürekli patronum Hamit Bey ile gözgöze geliyorduk. Öğle yemeğini yedikten sonra lavaboya girdiğimde karşımda yine Hamit Bey'i gördüm. Salak salak bakıp güldü. " ne o? Akşama pompa var galiba yerinde duramıyorsun " dedi. Sesimi çıkarmadım. Yapmacık bir tebessüm ettim. O lavabodan çıktı ve arkasından dediğim şey şuydu " hee amınakoduğumun abazası hee pompa var ". Adamı deli ederler yeminle. Bütün günüm öyle sinirle geçmişti. Eve geldiğimde Şüheda'yı görmek, daha da önemlisi O'nun sıcacık gülüşünü görmek bütün sinirimin geçmesini sağlamıştı. Ertesi gün iş olmadığı için rahattık. Önce bir yemek yedik ve ardından dışarıya çıkıp biraz gezdik. Bir mekana girip çılgınlar gibi içtik. Eve geldiğimizde saat gece 03:05'di. Odamın kapısını kapattım ve yatağımda Şüheda'yı görünce mutlu oldum. Kendi kendime iyi geceler deyip yatağa girdim ve yine yine yine sevişmeye başladık.....