Tanımak

451 33 51
                                    

"Seni daha yakından tanımak isterim Marinette"

"O zaman sohbet etmeye ne dersin?"

Dışarının manzarasını görebilecek şekilde pencerenin önüne geçtik ve önümdeki küçük masaya sıcak çikolataları koyduk.

"Nino'yu tanıyor musun? Kendisi en iyi arkadaşlarımdandır"

"Tanıyorum Marinette,
çocukluk arkadaşım"

"Demek çocukluğunu hatırlıyorsun,bu da güzel bir şey"

İçten gülümsemesine karşılık ben de gülümsedim.

"Peki Alya'yı tanıyor musun?"

"Hayır"

"O da benim en iyi arkadaşım.
Dördümüz çok iyi anlaşırız" dedi ve bir şey hatırlamış gibi cebine uzanıp telefonunu çıkardı.

Telefonu bana verip "İşte" dedi.

Albümdeki fotoğraflarımızı inceledim.

"Piknik yapmıştııık,sinemaya gitmiştiiik,lunaparkta eğlenmiştiiik,hatta bir gün korku evini ziyaret etmiştik.O günü hatırlamak bile ürpermeme sebep oluyor"

...

"Gerçi bu yaptıklarımızı yalnız da yapmıştık.Yani ikimiz..."

"Kim bilir ne kadar korkmuşsundur"

"Senin yüzünden" dedi yalandan kızmak ile hayal kırıklığı arası bir yüz ifadesiyle.

"Ne? Ciddi misin?" diye sordum şaşkın bir şekilde.

"Sana yalan borcum olduğunu sanmıyorum"

"Anlatır mısın?"

"O günün bir videosu var zaten.
Odamdaki bilgisayarda,diğer anıların videolarıyla beraber...
Bana 1 Nisan şakası yapmıştın"

"Seni oraya götürmeye nasıl ikna ettim?"

"Bir sürpriz olduğunu söyleyip gözlerimi bağlayarak içeri sokmuştun ve gözlerimi açar açmaz çığlığı basıp 'Senden nefret ediyorum!' diye bağırmıştım.Sen de bunu 'Seni çok seviyorum!' diye algılayıp-algılamak isteyip de diyebiliriz-'Ben de seni çok seviyorum prensesim' demiştin sırıtarak"

"Özür dilerim" dedim başımı eğerek.

"Merak etme,o günün sonunda da seni affetmiştim"

"Sevindim"

Elimdeki telefon çalınca arayan kişiye baktım;"Alya arıyor..."

"İstersen konuşabilirsin"

"Peki"

Aramayı kabul eder etmez konuşmama izin vermeden konuştu;"Nasıl hissediyorsun tatlım? Belindeki bıçak yarası için fazla hareket etmemeye çalış lütfen.Ayrıca başındaki ve kolundaki sargıları da zorlama yoksa canın yanabilir.
Nathaniel'ı henüz bulamadım ama bulur bulmaz yaptıklarını ödeteceğim.Adrien nerede? Hastahanede olmadığını ve onun da taburcu olduğunu duyunca endişelenmiştin.En son onu çok merak ettiğin için doktordan zar zor izin alıp sen de taburcu olmuştun ve bana iyi olacağını söyleyip gitmiştin.
Onun evine mi gittin yoksa yolda karşılaşma ihtimaliniz mi gerçekleşti? Gerçi onun da dinlenmesi gerekiyor yani ne işi var dışarıda öyle değil mi birtanem? Adrien nasıl? Konuşabildin mi? Başından aldığı sert darbe yüzünden hafızasını kaybetmiş dedi doktor fakat Chloe ile karşılaştım,zor da olsa konuşturmayı başardım.Bana Adrien'ın şirkete gideceğini söyledi.
Yine de Adrien Chloe'den kurtulmak için böyle bir yalan söylemiş olabilir yani kesin evinde dinleniyordur şuanda.Kızım Adrien ya seni tanımazsa? O zaman ne yapacaksın? Ya tanımadığı için yüzüğü atarsa? Eğer Adrien yüzüğü fırlatırsa sen kahrından intihar etmek istersin ve bunu başarırsan Adrien da hafızası geri geldiğinde-ki elbet hatırlayacak çünkü doktor bunun büyük bir ihtimalle geçici olduğunu söyledi-ardından intihar edebilir.Lütfen öyle bir delilik yapma! Seni çok seviyorum kızım sakın! Adrien'ın da onu yapmasına izin verme yoksa ikiniz olmadan hayat yaşanmaz olur ve ben de gelirim arkanızdan! Sonra benim ardımdan Nino! Max Kim Juleka Rose derken resmen tüm kadro sizin yüzünden öldürür kendini! Bana söz ver! Öyle bir delilik yapmayacaksın! Söz ver!"

Afalladım.

"Kızım? Kızım cevap ver bayılmadın değil mi?! O kadar erken taburcu olmamalıydın! Henüz iyileşmemiştin! Lütfen konuş ve yerini söyle çünkü fırlayıp geliyorum! Ya da konuşmaya mecalin yoksa parmaklarını kullan ve konum at,hemen!"

Marinette hâlime şaşırdı ve telefona "Alıyorum" diyerek elini uzattı,aldı.

Marinette'in Ağzından...

"Alya?"

"Şükürler olsun,
öldüğünü sanmıştım"

"Ne alaka ya?"

"Sen beni dinlemiyor muydun kızım?"

"Telefon Adrien'daydı ve konuşmasına bile izin vermeden ne dediysen artık telefonu almama rağmen aynı şekilde bakıyor,çocuk soğuktan değil ama duyduklarından afallayıp dondu heralde"

"Bir dakika! Ben Adrien ile mi konuşuyordum! Yani sen onunla mı beraberdin! Hâlâ mı öylesiniz?! Hafızası geri mi gel-"

"Lütfen sus yoksa yüzüne kapatmak zorunda kalacağım canım"

"Dinliyorum"

"Ne yazık ki Adrien sadece çocukluğuna dair bazı şeyleri hatırlıyor.Nino yanında mı?"

"Evet,televizyon seyrediyoruz"

"Biz de manzara eşliğinde konuşuyoruz-daha doğrusu Adrien'a anılarımızı anlatıp hatırlamasını sağlamaya çalışıyorum.Hava kötü görünmüyor sonuçta sonbahar bitiyor.Ancak dışarısı hâlâ soğuk olsa gerek.Yine de buraya gelebilir misiniz?"

"Neden?"

"Sizlerle beraber hem sohbet ederiz hem de belki bir şeyleri hatırlar"

"Mükemmel bir fikir!"

Arkadan "Harika olan şey ne Alya?" diyen Nino'ya karşılık olarak "Adrien'ın hafızası için evine gidiyoruz,ne dersin?" diyen Alya,"Olur,hadi yola çıkalım" cevabını alınca "Geliyoruz" dedi.

"Güzel,birkaç görsel simge de getirin,yani eşya falan,görüşürüz canım"

"Tamam tatlım"

Aramayı sonlandırdım ve karşımdakine baktım.

Elimi önünde salladım;
"İyi misin Adrien?"

Adrien'ın Ağzından...

Kendime gelir gelmez konuştum;
"O kız Alya'ydı,değil mi?"

"Evet"

"Vay be..."

"Şaşırtıcı-ya da inanılmaz-olan şey nedir?"

"Kız tek nefeste hikaye yazdı resmen"

Güldü,ben de güldüm.

"Ve hikayedeki herkesi öldürdü"

"Nasıl yani?"

"En son 'Kızım Adrien ya seni tanımazsa?'dan girip 'Ben de gelirim arkanızdan! Sonra benim ardımdan Nino! Max Kim Juleka Rose derken resmen tüm kadro sizin yüzünden öldürür kendini! Bana söz ver! Öyle bir delilik yapmayacaksın! Söz ver!'den çıktı.Hepsini anlatırsam gün biter diye susuyorum"

"Neler söylemiş olabileceğini tahmin edebiliyorum" diyerek sesli bir şekilde gülmeye başladı,ben de güldüm.

Bir süre sonra kapı çaldı;
"Ben açarım Adrien"

"Ev benim olduğu için kapıyı da ben açıyorum,otur sen" demeye kalmadan kalkıp kapıya doğru koşarken bir an bana bakıp şirin bir şekilde dil çıkardı;"Çok geç Adrien Agreste!"

Marinette çıktıktan birkaç saniye sonra kapı açılma sesi duydum.

Geldiler...

Geriye Dönüş;Hafıza Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin