Jimin'le sevgilisiniz ve beraber bir eve çıkmışsınız . Siz koltukta oturup kitap okurken yanınıza geliyor ve dizinize yatıyor. Sizde bir elinizle saçlarını okşuyorsunuz ama gözleriniz hala kitapta. Jimin kafasını kaldırıp size bakıyor o an resmen bir kediye benziyor. Doğruluyor ve ellerinizden kitabı alıyor.
-Benimle ilgilenmeni istiyorum (Adın)
Ellerinizi alıyor ve kendi beline doluyor. Sizde ona yardımcı oluyorsunuz ve birbirinize bir süre sarılıyorsunuz.
-Canım sıkılıyor bir şeyler yapalım. (Adın)
-Ne gibi ?
-Sinema !
-Okey ! Ben hemen hazırlanıyorum. Hevesle kalkıyorsunuz ve yatak odasına gidiyorsunuz. Aceleyle üstünüzdekileri çıkartıyorsunuz. Yalnızca iç çamaşırlarınız kalıyor ve dolabın kapaklarını açıyorsunuz. Aradığınız pantolonu bir türlü bulamıyorsunuz ve bir süre sonra sinemaya gideceğinizi unutup yalnızca onu aramaya başlıyorsunuz. Jimin sesleniyor ama ona cevap vermiyorsunuz. En sonunda Jimin kapıyı açıyor.
-Hala hazır...
Sizi o halde görünce cümlelerine devam edemiyor. O an onun için sanat eseri gibisiniz. Saçlarınızı elinizle geriye atarak ;
-Pantolonumu bulamadım ! Hemen bir şeyler giyip çıkıyorum.
Size arkadan yaklaşıyor ve sarılıyor. Vücudunuzda onun ellerini hissediyorsunuz. Bir süre sessizlik oluyor. Jimin kulağınıza eğilip ;
-Aslında sinemaya gitmekten vazgeçtim. Bence kendi filmimizi çekebiliriz. Boynunuza uzun süren bir öpücük bırakıyor. Ona doğru dönüyorsunuz. Alınlarınızı birbirine yaslıyor, ellerini belinizden kalçanıza doğru yavaşça indiriyor ve birden sizi kucağınıza alıyor. Ellerinizi onun boynuna doluyorsunuz. Dudaklarınız birbirine kenetleniyor. Sizi yatağa bırakırken hala dudaklarınız ayrılmıyor. Nefessiz kaldığınız an Jimin doğruluyor ve bir çırpıda tişörtünü çıkarıyor. Onun harika vücuduna hayranlıkla bakıyorsunuz. O da bunu fark eder şekilde çapkınca gülümsüyor. Tekrardan dudaklarınıza yapışıyor. Elleri yavaşça sütyeninizin kopçasına gidiyor. Sizde yardımcı olmak için biraz kalkıyorsunuz. Kolaylıkla sütyeni çıkarıp fırlatıyor. Daha sonra göğüslerinizi avuçlayıp öpmeye başlıyor. Zevkten dört köşe oluyorsunuz. Yavaşça aşağıya doğru iniyor...
-Ah lanet olsun ! Ben ... ben özür dilerim. Jimin üstünüzde tüm pişmanlığıyla size bakıyor. Sizse sorun yok der gibi saçlarını okşuyorsunuz.
-Bana söylemeliydin ilk seferin olduğunu ! O zaman böyle davranmazdım.
-Bunu bildiğim için söylemedim. Ben çok mutluyum. Kocaman bir gülümsemeyle onu öpüyorsunuz. Uzun bir öpüşmeden sonra alınlarınızı birleştiriyor. Dudaklarını biraz çekip konuşmaya başlıyor. Her kelimede dudakları dudaklarınıza değiyor.
-Tam olarak benimsin artık ! (Adın) . Bayan Park !