Bu arada size ismimi söylememiştim. Ben Rita . Evet yabancı bi ad olsada Türkiye de yaşıyorum. Fakat annem yabancı olduğu için annemden bu ismi aldım. Hiç kardeşim yok, dershaneden nefret ederim ve en sevdiğim ders matematiktir. Bu dersi neden sevmediklerini anlayamıyorum.
¥¥¥¥¥¥¥¥¥
Her neyse gece olmuş ,saat 9du. ( Ne var yani erken yatamaz mıydım?) Ayıcık desenli minik geceliğimle yanımda ayı Bay Bukky le uyuyordum.( Küçük olmasamda ayıcığımı gerçekten çok seviyodum.Teyzemin bana aldığı son hediyesiydi bu çünkü.) Derken karanlığın gözüme çarpan etkisiyle uykunun kollarına daldım.
***
Rüyam gerçekten garipti çünkü hiç ormanı hayal etmemiştim. Ormanda tek başıma ilerliyordum. Fenerim yoktu, hemen fener hayal ettim ve kökü çıkmış saçaklı ağacın dalında belirlendi birden. Ağaca çıkmaktan nefret ediyordum. Hayatımda hatta rüyamda hiç ağaca çıkmamıştım. Tam fenere yetişirken ayağımdan birisi beni tuttu ve yere düştüm.' Ahhhhh ayağım ahh'
Evet ayak bölgesindeki bileğimi incitmişim. 'Birde bu eksikti . Tanrım bu rüya ne kadar da garip . Lanet olsun!' Üstelik rüyadan çıkamıyordum . Bir nevi sıkışmıştım ormanda. Arkama dönüp ağaç dalının kırılmasıyla yere düşen fenere koşmam ve almam bir olmuştu. Bu lanet yerden korkmuyorda değildim. Ayağımın şiddetli ağramasıyla neredeyse ağlıyacaktım ki gözümden bir damla yaş düşmüştü. 'Hıh bu rüya değil tam tersi kabus.'
Haaaa bu arada beni düşüren mal nerdeydi?
*****
Kötü huyum , hemen vazgeçmemdi. Neyse bana saldıran öküzü unutmaya karar verdim. Kim bilir belki rüzgar belkide yarvularına fındık götürmeye çalışan bir sincap... Katy Perry nin Roar şarkısını söyleyerek yoluma devam etmiştim. Bu şarkıya bayılıyordum. Bilincimi kaybedip dans edip eğlenmeye başladım. Yanınmda kuşlar , sincaplar ve gelincikler vardı, onlar da bana katıldılar. İlk başta şaşırdım ama sonra bunun gerçek hayat olmadığını anladım. Ne olurdu gerçek hayatta da bunu yapsalar? Şarkıyı bitirdikten sonra bi kuş yani başı sarı , gövdesi fıstık yeşili ve kuyruk bölgesi petrol yeşili olan hayatımda gördüğüm en tatlı en şişko kuş bana eşlik ediyordu. Belki buradaki kuşların bir adı vardır dedim ve kuşa ' Heyy senin adın ne ? Adın var mı senin? Evet biliyorum çok aptalca bi hareketti. Yanında hızlıca geçip toprak sayesinde kirli elimi silmeye çalışırken' Amannn , boşver . Sen bi kuşsun . Senin adım olamazdı .' mı acaba?
*****
Kuş: Heyy sen benimle doğru konuş bayan. Yasak bölgemizde ne işin var? Opps . Sen bana adımımı dedin? Benim adım ÇİLLİBOM.
Ani bir şekilde ağacın kenarına oturup kafamı geriye attım.
Hahaaaaa bu çok komik bir isimdi. Kuşa daha fazla sinirlendirmemek için gülmemi kestim. ' Aaaa ! Dur bi dakika sen konuşuyosun. Aaaa doğruya bu rüya. Şey ben... Tam konuşurken gövdeme kadar gelen otların arasından bir kıtırtı çıktı. Cümlemi devam ettiricektim ki kuş sözümü kesti.( Bu en nefret ettiğim şeydi) Ona vurmamak için direndim. O sırada Çillibom ' Çabuk ! Beni takip et. Karanlıkların efendisi geliyore .( Kuş modayı değiştirdi.)
****
Neee korkunçların efendisi mi? Çillibom' Hayır. Karanlıkların .' Hatalarımı düzeltmezsen olmaz dı değil mi? Benim için aynı anlamdalar ama. Çıkardığı korkunç tıslamalarıyla yüreğim ağzıma girecekti.( Bu nasıl bi kuş hiç korkmuyor mu?) Beynimden çarpılmışa dönmüştüm. Hareket edemiyordum , orada öküzün trene baktığı gibi bakıyor ağaç gibi duruyordum. Beynim bana' C mon baby , Lets go! ' dese bile mal mal bakıyordum o çimenlerin arasındaki şeye. Fakat bi türlü göremiyordum. Çillibom un bana Hayde demesiyle düzeldim. Bu pislik kesin benim buradaki düşmanım olacaktı.
