Sabah gözlerimi alarmımın çalması ile açtım. Saat 9:50 idi. Bugün müzik şirketine gitmem gerekiyordu. Stajyerlik için başvuracaktım. 10:05'de orada olmam lazımdı. Kahretsin! Geç kaldım.
Yataktan fırladım ve banyoya girdim. Hızlıca dişlerimi fırçaladım ve banyodan çıktım. Duş alacak vaktim yoktu. Üstüme ince beyaz bir tişört, altıma siyah dar bir pantolon giydim. Hızlıca mutfağa indim ve ağzıma birşeyler attım. Aynaya bakıp saçımı düzelttim ve masanın üzerinden cep telefonumu alıp çıktım.
Dışarıda yağmur yağıyordu ve ben şemsiye almayı unutmuştum. Koşmaya başladım. Üstüm ıslanmıştı ve tişörtüm ince olduğundan içim gözüküyordu. Herkes bana tip tip baksa bile aldırış etmedim ve koşmaya devam ettim. Müzik şirketinin binasına girerken birisi bana çarptı. Çok yakışıklı birisiydi. Sarı saçları ıslanmış ve gözünün önüne düşmüştü.
"Önüne baksana aptal!" dedi bana bağırarak. "B-ben özür dilerim fark edemedim sizi." "Kolumu deştin resmen gerizekalı."
Dedikleri karşısında sessiz kaldım sadece. O çok atarlıydı. "Özür dilerim." dedim utanarak. "Bir dahaki sefere daha dikkatli ol!" Kelimeler ağzından tükürürcesine çıkıyordu. Çocuk gibi kafamı aşağı yukarı salladım. Koşarak uzaklaştı.Şirketin içine girdim. İçerisi çok kalabalıktı. Müzik şirketinin sahibinin odasına girmem lazımdı. Karşımdaki asansöre doğru yöneldim. Asansörde kimse yoktu. İçeri girdim ve düğmeye bastım. Kapı tam kapanacakken içeriye birisi girdi. Bu bana atarlanan çocuktu.
Soluk soluğa bana birşeyler anlatmaya çalışıyordu. "B-bunu düşürmüşsün." Elinde bilekliğim vardı. Bu benim şans bilekliğimdi. Hemen kaptım elinden bilekliğimi çünkü bu benim için çok önemliydi. Tam asansörün içinden çıkarken kapılar kapandı ve içeride sadece ikimiz vardık. Bana seslendi ve "Adın ne?" Dedi. "Jungkook. Jeon Jungkook." "Ben Jimin. Park Jimin. Tanıştığımıza memnun oldum." "Bende." Bir süre sessiz kaldık.
Jimin tekrar konuşmaya başladı. "Bu arada sana kızgın davrandığım için üzgünüm. Sinirliydim o sıra." Dediği şeye şaşırdım. Bana bağırmaya başladığında ürkmüştüm. "Önemli değil." Dedim sessizce ama ortam sessiz olduğundan sesim gayet iyi duyuluyordu. "Buna sevindim." Dedi sırıtarak. Üstümdeki tişörte bakıyordu. Bunu fark edip ona baktığımda gözlerini kaçırdı. Önümdeki aynaya baktım. Tişörtüm kaslarıma yapışmış, içim gözüküyordu. Kollarım ile önümü kapatmaya çalışırken şekilden şekle girdim ve bunu gören Jimin kısa bir kahkaha attı. Kızardığımı ısınan yanaklarımdan hissedebiliyordum. Tekrar aynaya baktım. Evet gerçekten kıpkırmızı olmuştum. Neden bana öyle baktı ki?
...
Asansörden değişik sesler gelmeye başladı ve ışıklar yanıp sönüyordu. Ben çok korkmaya başladım. Hafif bir sarsıntı oldu. Gerçekten şuan çok korkuyordum. Jimin'in yüzünde ise endişeli bir ifade vardı. Nefes alıp verişlerim hızlanıyordu, kalbim korkudan sıkışıyordu. Sanırım panik atak geçiriyordum. Jimin aniden yanıma geldi ve "Jungkook sakin ol sadece küçük bir arıza." Dedi. Ben korkudan konuşamıyordum bile. Gözlerim kararmaya başladı o sırada Jimin beni sarsıyordu kendime gelmek için. Ama işe yaramadı... En son Jimin'in "Kook uyan!" Demesini duydum.
SELAMMM. İLK BÖLÜM OLDUĞU İÇİN BİRAZ KISA YAZDIM AMA İLERİDEKİ BÖLÜMLERDE UZATICAĞIM. OY VERMEYİ, YORUM ATMAYI VE BENİ TAKİP ETMEYİ UNUTMAYIN!
XOXO
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•SLOWER• Jikook
Fanfiction"Jeon Jungkook?" dedi. Adımı söyler söylemez boğazımda büyük bir yumru oluşuverdi. Korkudan titriyordum, bir hayli de terlemiştim. Nasıl oluyordu da içimi bir kitap gibi okuyabiliyordu? Ürkek bir sesle cevapladım. "Evet?" "Beni zorluyorsun."