Yazarlık Üzerine |Birtakım Şeyler

381 42 15
                                    

Merhaba, ben #Şev. Yazmak adına birkaç ritüelimden bahsedeceğim. Umuyorum ki işinize yarayacak bir bölüm olur.

Öncelikle:

-Diyelim ki bir kurgunuz var, her şey tamam ama bir yer geldi ki tıkandınız. Tıkandığınız yerde bırakın, kelimenin yarısında bile olabilir. Dinlenin. O gün yazmadınız, dinlendiniz. Bazen içimizden yazmak gelmez, ilham gelmez, olduğumuzdan daha berbat yazarız. Mesele bu değil, mesele yazdığımız şeyle aramızın sıcak kalması. 

Her gün oturun başına, yazma isteğiniz yoksa beş dakika kurguyu düşünün. Sadece düşünseniz bile kafi. Samimiyetiniz sıcak kalsın, ilham gelecektir. Ama her gün yapın bunu; hem kurgu aklınızda taze kalır, hem de samimiyet taze kalır. Çünkü kendimden biliyorum. Bir kurguyu heyecanla yazmaya başlıyorum, yazıyorum yazıyorum ve bir yerde tıkanıyorum. Sonra öylece kalıyor, daha sonrasında yazasım da gelmiyor ve bütün o emekler... Çöp!

Sinir bozucu değil mi? 

-Çok yoğunsunuz, ödevler, projeler, çalışılması gereken onlarca sınav ve bir de ek kurslar! 

Ve de yazmanız gereken bir kitap, ama ne zaman?

Doğal olarak bir çoğumuz çoğulukla hep yaz tatilinde yazıyor yazılarını, ben de dahil. İçimden dedim ki, 'bak kızım Şev, gene yazacaksın anladım onu da, kış gelince yine yetim kalacak bunlar.' Ben de yazdım gene, sadece yayınlamadım ve son bölümü tamamlayıp yayımlamayı düşünüyorum. Bölümleri belli bir zaman diliminde yayımlayın bunu kullanırsanız, hepsi aynı anda olmaz sonuç olarak? 

Kitap bitti, mis gibi oldu ve yayınlayacaksınız belli zaman aralıklarıyla. Geri dönüp birinci bölümü tekrar okuyun ve öyle yayımlayın çünkü kitabın başı ile sonu arasında çok şey kat etmiş oluyorsunuz, birinci bölümü ve sonrasını tekrardan düzenleyerek yayımlayabilirsiniz böylece kitabın kalitesi de kat kat artmış olur.

-Okulda/ bahçede/ alışveriş merkezinde/ en abes yerde birden ilham geldi ve aklınıza unutabileceğiniz bir sürü şiir, söz, kurgunuza ait olaylar vesaire geliyor. O zaman?

Tavsiyem, yazılarınıza özel bir defter bulun kendinize. Yazasınız geldiği anda da kafanızda ne var ne yoksa boşaltın, rahatlayın. Defter almak zorunda değilsiniz, birçoğumuzun okuldan kalma yarısına bile gelemediğimiz defterleri oluyor (benim onlarca var). Birisini seçin işte, deneme defteri sonuç olarak, çok da mühim değil. 

Ben öyle onlarca defterimin arasından itinayla bir defter seçip denemelerimi, karalamalarımı, eleştirilerimi, küçük sahnelerimi, aklıma gelen her şeyi yazıyorum. Ardından hepsini de bilgisayara geçiriyorum. Böylesi daha iyi oluyor çünkü bir paragrafı ikinci kez yazınca ortaya daha kaliteli bir sonuç çıkıyor. Paragrafın üzerine bir şeyler katıp saçma yerleri kırpıyorum vesaire. Defter bittiğinde de ilk işim o defteri yok etmek oluyor. Bir keresinde yakmıştım, annem de 'ev is kokuyor' diye bana şüpheli bakışlar atmıştı. Tuvalette yakmıştım, neyse.

(Yukarıdaki paragrafı yazdığım defterden aldım, ilk hali şöyleydi: Ben mi? Ben ilk önce yarısını kullanıp yarsını kullanmadığım onlarca defterin içinden itinayla bir defter seçip aklıma gelen her şeyi oraya yazıyorum. Ardından bilgisayara geçiriyorum. Böylesi daha iyi oluyor çünkü diyel,m bir paragrafı 2. kez yazınca daha güzel şeyler çıkıyor ortaya, üstüne bir şeyler katıp saçma yerleri falan çıkarıyorum. Defter bittiğinde de ilk işim o defteri yok etmek oluyor. Bir keresinde yakmıştım.)

-Bir kitabı okudunuz, çok sevdiniz. Olayları kendi kurgunuza bağlamaya çalışın. Var sayalım ki siz bilim kurgu yazıyorsunuz ama okuduğunuz kitap tarih romanı? Çok saçma ve çok orijinal şeyler çıkabiliyor. Saçma diyerek sakın önemsememezlik etmeyin, neler çıkıyor neler...

Sanırım bu kadar, yardımcı olduğunu düşünerekten mutlu olup gidiyorum^^ 

Kalın sağlıcakla.

#Şev

UnWattpad | Yazarlık ÜzerineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin