Hayat ve kader arasında çok ince bir çizgi vardır ne zaman doğacağımız ve ne zaman öleceğimiz kaderimizde hiç değişmeyecek tek şeydir ve ben şuan o ince çizgi üzerinde zor durmaya çalışıyorum aldığım bir yıkımdan geriye kalan o ince çizgiye tutunuyorum tek başıma hayata kalmak zaten uzun zamandır yaptığım bir şeydi ama hiç kimsenin desteğini almadan tanımadığım bilmediğim bir yerde hayatımı düzene sokmaya çalışıyorum kısaca size anlatmam gerekirse şöyle ki ; bir hevesle istanbulda üniversiteyi okumuş mezun olmuş ilkokul öğretmenliğine hak kazanmış diplomamla memleketimin yollarına düşmüştüm ki ben gittiğimde her şey aynı değildi Babam bıraktığım babam evim bıraktığım evim değildi, zaten evimizdeki o neşeden eser yoktuBana bu güne kadar davranmadıkları kadar soğuklardı tamam babamı anlıyorum üniversiteyi okumamda helede istanbulda okumamda rızası yoktu ama bu kadarda olamazdı sonuçta ben onun tek kızıydım babamı geçtim abimler bile bir garipti yüzleri asık eski keyiflerinden iz yoktu en büyük abimin eşi zehra yengem yanıma gelip ;
"nevra kızım baban seni evlendirmeye karar verdi" ağzından bu sözcükler dökülürken benimde kalbim hızlı atmaya sinir hücrelerim birbirine girmeye başlamıştı soluğu babamın yanında alınca da evde kıyamet kopmuştu bir ay boyunca babama dil döktüm "yapma baba beni sevmediğim bir adama verme" diye beni dinlemiyor söylediklerime kulak asmıyordu duymamış gibi davranmaya devem ediyordu bu beni sinir ederken bir yandanda parçalıyordu abimler beni öyle görselerde bir şey demiyor babama tek kelime etmiyorlar bana yardım eli uzatmıyorlardı, yengemler her gece kapımın önünden gözyaşlarımı işitselerde ellerinden bir şey gelmeyeceğini söylüyorlardı.
çoçukluk arkadaşlarımdan biri yaz tatilinde köye gelince tayin meselesini konuşuyorduk bana verdiği fikirle kaçacaktım buradan kimsenin bilmediği beni bulamayacağı bir yere gidecek ve orda yaşayacaktım madem babam beni dinlemiyor abimler yardım etmiyor bende onları dinlemezdim gider ve kendi hayatımı kurardım.
kendime küçük bir sırt çantası eşya hazırladım üniversite paramdan kalanlar ve banka hesabımdaki para işe başlayana kadar bana yeterde artardı bile iz bırakmamak için parayı çekip hesabı kapattırdım otobüs biletini arkadaşım benim için halletmişti gittiğim yerde de kendime dair hiç iz bırakmıycaktım takma bir isim kullanacak ve her bilgimi gizli tutacaktım bir süre babam vazgeçene kadar bu böyle olacaktı.
küçük adımlarla bahçe kapısının yolunu tutmuştum ki biri adımı seslendi "nevra" arkamı dönüp karanlıkta yüzünü zor seçebildiğim kişi yanıma gelip kolumu sıkıca tutuğunda onu görebilmiştim olamaz bir bu eksikti.
•••
Evet bu bölüm biraz kısa oldu ama nevranın bu çıkacağı yolculuğu yeni bölümde başlatmak istedim umarım bölümü beğenmiş ve nevrayı birazcık tanımışsınızdır bana düşüncelerinizi bildirirseniz sevinirim, yeni bölümde görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MISRAY
Teen Fiction"Sen mısraysın gecenin zifiri karanlığında önümü aydınlatan ay ışığının mısralarına güzelliğini yazdığım kadınsın" Yayımlama tarihi: 08.12.2017 Mısray adında ilk wattpad hikayesi