D.0

154 15 20
                                    

***

Sarhoş olmak istiyorum bu gece hiçbir şey düşünmeden.

***

"Bana bunu yaptığına inanamıyorum!" dedim karşımdaki sevdiğim adama tüm gücümle bağırarak. Etrafımızdaki bizi izleyen insanlara tedirgin gözlerle bakıp bana döndü.

"Bebeğim, lütfen, insanlar bize bakıyor. Sakin ol." dedi fısıltı gibi bir sesle.

"Bunu beni yalanlarınla tavlayıp kandırmadan önce düşünecektin." dedim sesimi daha da yükselterek.

"Yaptığım hatanın farkındayım ama sadece seni seviyorum. Başlarda evet ama sonra seni sevdiğimi fark ettim ve bu bir oyun olmaktan çıktı. Sana yaklaşma şeklim yanlıştı ama seni sevdim." dedi yalvaran bakışlarla bana bakarak. Normalde bu bakışlar beni eritirdi. Ama şimdi değil.

"Beni aptal yerine koydun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Beni aptal yerine koydun. Sana şirket sırlarını vermem için yanıma yaklaştın. Tek istediğin aptal birkaç kağıt parçasıydı. Sana neden inanayım artık?!" dedim gözlerimden yaşlar süzülürken. Beni kendine çekip yanağıma bir öpücük kondurdu.

Ani atağı karşısında bir an bocalasam da onu ittim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ani atağı karşısında bir an bocalasam da onu ittim. Hızla gözlerimden akan yaşları sildim. Yüzüne hızla bir tokat attım.

"Bir daha sakın ama sakın bana dokunma! Gözüme de gözükme!" dedim son kez bağırarak. Ardından beni tutmasına izin vermeden kendimi kafeden dışarı attım. Sokakta hızlı adımlarla ilerledim. Karanlık sokakta yürürken iki ihtimal vardı. Ya eve gidip dondurma, çikolata, pasta üçlüsü arasında kaybolup şeker komasına girecektim, ya da bir bara gidip tekila, votka, viski üçlüsü arasında kaybolup alkol komasına girecektim. Sadece bir saniye düşündüm ve adımların evin tam aksi istikametine çevirdim.

Sarhoş olup her şeyi beynimin gerisine atmam iki saatimi aldı. Bu iki saatte içtiğimin haddi hesabı yoktu. Ertesi gün izin günüm olduğu için rahattım. O patron bozuntusundan ayrı bir gün geçireceğim için mutluydum. Mutlulukla iç çekerken yanımdaki sandalyeye biri devrildi. Oturmadı. Resmen devrildi. Omzuma doğru yüklenince onu ittirmeye çalıştım ama bu pek mümkün değildi. Son gücümle bir kere daha denedim. Bu sefer başardım. Tekrar içkime dönecekken bir gümbürtü geldi. Kafamı çevirince adamın yere düştüğünü gördüm. Gülerek adamı kaldırdım ve yüzüne baktım. Yüzünü görmemle birlikte bir an dünya durdu. Bu Lee Jong Suk'tu. Bir süre şaşkın gözlerle baktım. Hayal görecek kadar çok mu içmiştim? Hayır. Buna ihtimal vermiyordum. Adamı bir parmağımla dürtüp,

"İyi misin?" diye sordum. Adam kafasını kaldırıp gözlerini kısarak bana baktı. Böylelikle onun Jong Suk olduğuna emin oldum. Sağ gözünün köşesindeki ben o olduğundan emin olmamı sağlamıştı.

"İyiyim." dedi kocaman gülümseyerek. İstemsiz gülümsedim. Çok tatlıydı. Sonra yüzüme baktı dikkatlice.

"Çok güzelsin. Üzgün ve sarhoşken bile çok güzelsin. Benimle evlenir misin?" dedi hayran bakışlar eşliğinde.

"Bu saatte açık bir kilise bulabileceğimiz sanmıyorum." dedim alaycı bir sesle.

"Benimle dalga geçiyorsun!" dedi kaşlarını çatarak.

"Önce sen başlattın." dedim omuz silkerek.

"Şimdi de yalan söylediğimi düşünüyorsun. Ama yanılıyorsun. Ben sana aşık oldum." dedi gayet düzgün bir şekilde. Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım. Neden bahsediyordu bu adam?

"Aşık oldum diyorum. Bir şey demeyecek misin?" dedi gözümün önünde elini sallayarak. Kafamı hızla iki yana sallayıp kendime geldim.

"Benimle kafa buluyorsun, değil mi? Ya da fazla içtin ve gözüne başka biri gibi gözüküyorum." dedim omuz silkip bardağıma dönerek. Kaşlarını çatıp dikkatle yüzüme baktı.

"Omuzlarına kadar gelen kısa kahverengi saçların var. Şu anları arkada toplamışsın. Yüzünde makyaj yok. Ya da ağlarken kötü görünmemek için silmişsin. Bal rengi gözlerin var ve çok güzeller. Benden rahatsız olmuş olsan da düştüğümde bana yardim ettin. İyi kalpli birisin. Ya da hayranımsın. Şu an pek emin olamıyorum. Kafam biraz bulanık." dedi gözlerini hafifçe kısarak. Şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Konuşması gayet düzgündü. Hiç de sarhoş gibi değildi.

"Kafan biraz bulanık ve benimle evlenmek istiyorsun." dedim hafif alaycı bir sesle.

"Evet, seninle evlenmek istiyorum. Çünkü sana aşık oldum." dedi gayet ciddi bir şekilde. Tanrım! Nasıl bir trajikomik hikayeye düştüm ben?!

Şarkı: Sechskies_ Sad Song

Merhaba Casperlarım,

Çiçeksi Aşklar Serisi'nin üçüncü kitabıyla aranızdayım. Mindu'ya bölüm gelmiyor biliyorum ama serinin tüm hikayelerinin ilk bölümleri yayınlansın dedim. Tüm serinin ilk bölümlerini eş zamanlı yayınlıyorum.  Nasıl devam eder bilemem bakalım görelim 🥰 Ji Chang Wook ve Exo'dan sonra sırada Lee Jong Suk var. Tek gecelik başlayan bir hatalar, aşklar ve karmaşalar silsilesi ile sizleri başbaşa bırakıyorum. Umarım sizler de beğenirsiniz. Sizleri seviyorum. Okuduğunuz için teşekkürler. Kendinize iyi bakın.

Saranghae

Deniz UZAY

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 19 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Deiji // Lee Jong Suk & Kang HaneulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin