ERTESİ GÜN
Mücahit :
- Aga canım sikildi ne yapsak gönül isterdi operasyon olsun ama yok işte
Ateş :
- Dayıoğlu gel dışarı çıkalım belki bir cafeye gideriz
Mücahit :
- Olur aga sıkılıyorum zaten
Ateş :
- Görüşürüz beyler
Mücahit ile Ateş bir cafeye giderler. Nazlıda oradadır. Nazlı Ateş'i görür. Kendini gizlemeye çalışır.
Bir adam sevgilisine evlilik teklifi edecektir. Onun için adam garsona pastanın içine yüzük koydurur pastayı isteyen adamın adı da Ateşdir. Adam lavaboya gider Garson "Hangi masayaydı?" diye unutmuştur.
Her neyse benim kafam karıştı. Her ne oldu ise pasta Nazlı'ya geldi. Garson her şeyi karıştırıp "Bunu size Ateş Bey gönderdi."
dedi. Ateş'i işaret eder. Oysa ki pastayı söyleyen adamın adı da Ateş idi.
Nazlı da bunu "Acaba özür amaçlı mı bana pasta ikram etti?"
diye düşünür. İyimser bir şekilde Ateş'e baktı. Ateş Nazlı'yı henüz görmedi. Nazlı pastayı yemeye başlamıştı. Yüzügü yutmadan fark eder ve ağzından çıkarır. Nazlı Ateş'in yanına gider.
Nazlı :
- Ya sen ne yaptığını sanıyorsun yaa! Neredeyse ölecektim.
- Hem bu yüzük ne böyle?
Ateş :
- Yine mi sen ya ALLAH'ım seni bana sayıyla mı gönderiyorlar?
Nazlı :
- Sen önce benim sorularıma cevap ver.
Ateş :
- Ne yüzüğü ne boğulması ne diyorsun sen, beni çıldırtma!!
Nazlı :
- Tamam, bağırma.
Ateş :
- Kusura bakma, ama benim bunda suçum yok.
Nazlı :
- Senin bana pasta gönderdiğini söylediler. İçinden de yüzük çıktı.
Ateş :
- Ben size neden pasta göndereyim?
- İçinde de yüzük.
Ateş gülemeye başlar .
Ateş :
- Hiç güleceğim yoktu.
Adam lavabodan çıkar. Masaya gelir insanlara ne olduğunu sorar. Bir yanlışlık olduğunu anlar ve yanlarına gider. Durumu anlatır.
Adam :
- Pardon arkadaşlar kusura bakmayın sanırım bir yanlış anlaşılma oldu. Garson size yanlış pastayı getirmiş, Yani karıştırmış. Ben kız arkadaşıma evlilik teklifi edecektim bir karışıklık olmuş tekrar kusura bakmayın...
Nazlı :
- Şeyy...
Ateş :
- Evet bir özür bekliyorum...
Nazlı :
- Özür dilerim.
Ateş :
- Peki tamam affettim.
Mücahit :
- Aga Erdem Yarbay aradı operasyon varmış Agah sınır dışındaymış.
Ateş :
- Hemen gidelim dayıoğlu.
Nazlı "Yoksa benim babam mı? Yok canım bir sürü Erdem var bu dünyada ama Yarbay dediler." Diye mırıldanır.
Yavuz "Onu bu sefer bulacağım.Umarım, umarım düşündüğüm kişi değildir." İçinden geçirir.
Agah kaçmıştır. Operasyon başarısızdır. Tim sınırdan Karabayır'a gider.
Sonra ise annesinin evine gider. Mektubu tekrar aramaya başlar. Annesinin odasına girer. Oraya bakar her yer dagilmistır.
O yüzden ilk önce düzeltmeye başlar. Annesinin odasının bu şekilde olmasını istemez. Mektubu görür. Okumaya başlar.
Yavuz :
- Neden, neden anne neden adını soylemedin.
- Kesin onu o adam öldürdü. Bu yüzden adını söyleyemedi. İyice araştırmalıyım. Komutanliga gideyim kafamı toparlayayim.
Bahar arıyordur.
Bahar :
- Alo? Yavuz nasılsın?
Yavuz :
- iyi olmaya çalışıyorum.
Bahar :
- Neden birşey mi oldu?
Yavuz :
- Hiç, hiç birşey olmadı. Bilirsin işte teröristler, Çolak, Ag...
birden olanlar aklına gelip Agah diyememiştir.
Bahar :
- Yavuz orada mısın?
Yavuz :
- E...evet buradayım ben seni sonra arasam.
Bahar :
- Tamam olur, görüşürüz...
Yavuz :
- Görüşürüz...
1 HAFTA SONRA...
Agah'ı yakalamak için tekrar bir operasyon olur yani Çolakta oradadır. Agah ile birlikte kaçıyordur. Hazırlık yapıp yola çıkarlar.
Yavuz :
- Bu sefer onları bulmalıyız, Karabatak, Keşanlı, Avcı siz şu tarafa gidin diğerleri benimle kalsın, gidelim.
Agah ve Çolak bir binada saklanıyordur. Yavuz ve timi ormana bakıyordur. Ateş telsize "Ormanın içinde bir ev var Komutanım" demiştir. Yavuz hemen oraya gider. Eve girerler.
Yavuz :
- Agah hemen çık yoksa senin için iyi olmayacak...
Agah :
- Geldiler ne yapacağız Çolak?
Çolak :
- Bilmiyorum canım benim bilmiyorum.
Çolak gizlice Agah dahi görmeden evin arka bahçesinden kaçar. Yavuz eve girer.
Agah :
- Çolak nereye gidiyorsun?!
Agah da kaçacakken kapı açılır.
Yavuz :
- Yakalandın Agah, artık çok geç..!
