Gözlerimi yavaşça açtım gördüğüm tek şey karanlıktı. Nerede olduğum ve buraya nasıl geldiğimi bilmiyordum. İçinde bulunduğum yer öylesine karanlıktı ki gözümün kapalı veya açık halindeki görüntü aynıydı. Dizlerimden kalçama kadar bedenim uyuşmuş gibiydi ve bedenim soğuktan titriyordu. Nefes alışverişim çok düzensizdi. Olduğum yerden kurtulmak için kalkmaya çalıştım o esnada bacağımda hissettiğim metalin soğukluğuyla ürpermiştim.ellerimle bacağımdaki nesnen ne olduğunu anlamaya çalıştım. Ayak bileğimi sarmış bir zincir olduğunu anlayınca dehşete düşmüştüm. Buraya biri tarafından mı hapsedilmiştim ? Aklımdakı sorulara yanıt bulmaya çalışıyordum ama mantıklı hiçbir cevap bulamadım. Belkide dünyanın en şanssız insanı olduğum için sadist bir insanın kurbanı olmuştum. Aklıma gelen bu rahatsız edici düşünceyi unutmaya çalışarak en son neler olduğunu hatırlamaya çalıştım.
Babam ve annemle tatil köyüne gitmek için hazırlanmıştık onsekizinci yaş günümü babamın uzun zaman önce aldığı eski bir yazlığında kutlayacaktık diğer çocuklar gibi arkadaşlara sahip değildim lisedeyken sahip olduğum tek arkadaşımı ölümüne canlı olarak tanık olmuştum beraber kantine doğru yarıştığımızı anımsıyordum ben düşmemek için dikkatli bir şekilde merdivenden inerken o büyük bir heyecanla son sürat iniyordu ta ki ayağı kayıp yere savrulana kadar o anda ne olduğunu anlamamıştım sadece arkadaşımın hareketsiz bedenine bakıyordum herzamankinin aksine bu sefer acıyla inleyip küfretmiyordu susmuştu. Yanlış giden birşeyler olmalıydı yanına gidip dizlerimin üzerine çöktüm onu sarsarak uyandırmayı denedim ama o gözlerini bir türlü açmıyordu etrafımdaki öğrencilerin bağırış çağırış sesleri yavaşça azalıp tamamen bittiğinde sanki sadece o ve ben vardık hissettiğim duygunun adı kaybetmek miydi ?kalbim sanki birisi tarafından sertçe eziliyor gibi hissediyordum görüntüler bulanıklaşmaya başlamıştı bayılmadan hemen önce öğretmen olduğunu tahmin ettiğin birinin beni arkadaşımdan uzaklaştırdığını net bir şekilde hatırlıyorum sonrasında hayat benim için eskisi gibi olmamıştı zaten sessiz olan karakterim iyice suskunlaşmıştı kimseyle konuşmuyordum tek arkadaşımın ölümüne şahit olmuştum bu benim yaşımdaki bir çocuk için tramvaydı günlerce kabuslar gördüm üstelik bunlar insanı dehşete düşürecek kadar korkutucuydu arkadaşımın ölüsünün insanı iliklerine kadar korkutacak bir surette bana gözükmesinin beni delirme aşamasına getirdiğini farkediyordum defalarca terden sırılsıklam bir şekilde çığlıklar içinde uyandığımı hatırlıyorum bu dayanılmaz bir hal almıştı en sonunda ailem beni psikolojik destek almam için beni hastaneye götürdü iki sene boyunca ailemden uzakta yaşadığım bu taramvadan, kabuslarımdan kurtulmak için tedavi gördüm. Sanırım kabuslar artık eskisi kadar şiddetli değildi normal hayatıma dönebilmem için o gün ailem onsekizinci yaş günümü kutlamak için plan yapmışlardı bende bunun iyi geleceğini düşünmüştüm tekrar sosyal birşeyler yapmak beni bu karanlık ruh halimden uzaklaştırabilirdi ama kaderin cilvesine bakın ki tek yakın arkadaşımın ölümüne canlı olarak tanık olan ben o gece aileminde yok oluşuna şahit olmuştum sonradan aklıma gelen kulaklığımı evden almak için çıktığımda annem ve babamın içinde beni beklediği arabaya arkadan bir kamyonun çarpması hayattan aldığım en büyük darbeydi evden kulaklığımı alıp kapınin kilidini kitlerken şöför koltuğundaki babamın gözlerini üzerimde hissediyordum. Kilidi kapattıktan sonra arkamı dönerek arabaya doğru ilerlerken yukarıdan son sürat gelen kamyonu görmemle donup kaldım tandık bir histi bu arkadaşımın cansız bedenenini gördüğümde hissettiğim şeyle tıpatıp aynıydı kamyon son sürat ailemin içinde olduğu araca ilerlerken zaman sanki yavaşlamıştı herşeyi ağırçekim mişçesine yaşanıyordu bu hayattaki sahip olduğum tek şey ailemken onlarıda gözlerimin önünde kaybediyordum bir kere daha olamazdı bunun yükünü kaldıramazdım.Kamyon büyük bir gürültüyle arkadan arabamıza çarptı çarpmanın etkisiyle içinde ailemin bulunduğu arac inanılmaz bir ivmeyle taklalar atarak onlarca metre sürüklenmişti hemen ardından kulakları sağır eden bir patlama sesi duyuldu patlamanın etkisiyle yere savruldum kulaklarımın içindeki çınlamadan başka hiçbirşey duyamıyordum tüm gücümle elim ve ayaklarımdan destek alarak karşımda alev topuna dönmüş olan kamyona baktım adeta cehennemden bir parçaydı alevler metrelerce yükseliyordu kafamı daha ilerisine çevirerek sürüklenen arabamıza baktım üzerinden dumanlar çıkıyordu eğer çarpmanın etkisiyle ailem hayatını kaybetmediyse bile araba birazdan patlayacak gibiydi heryerinden yükselen dumanlar artınca aksak bir şekilde onları kurtarmak için arabaya doğru koşmaya başladım henüz iki metre yol almıştım ki arabanın alevler içinde kaldığını gördüm alevler benzin deposunu patlatmıştı tuhaf olansa ben hala sadece kulağımdaki çınlamadan başka hiçbir ses algılayamıyordum bitmişti . herşey bitmişti hayatımda sahip olduğum tek şey olan ailemi gözlerimin önünde kaybetmiştim yanan arabaya ilerledim alevler o kadar şiddetliydiki yaklaşamıyordum tepetakla duran arabanın iskeletine bakıp içini görmeye çalıştım gördüğüm tek şey yanmış et parçalarıydı heryeri bu koku sarmıştı bu görüntüye daha fazla dayanamamıştım başımı çevirerek öğürmeye başladım çok geçmeden defalarca kustum her istemsizce öğürdüğümde boğazım ve midem sanki yanıyordu bayılacak gibiydim kendimi kontrol altına alarak yanan araçlardan uzaklaştım daha fazla ilerleyemeyerek bir ağaca sırtımı yasladım vücudum ateş gibi yanıyordu istemsizce heryerim titriyor iliklerime kadar ürperiyordum.az önce ailesini kaybeden biri için şaşılacak bir şekilde bir damla bile gözyaşı dökmemiştim hıçkıra hıçkıra saatlerce ağlamak istediğim halde hiçbirşey yapmadan gözlerimi asfalt yola sabitledim kalbimde büyük bir boşluk oluşmuştu sanki anılarım silinmişti sevinçlerim üzüntülerim hiç yaşanmamış gibiydi hissettiğim duygunun ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu
Lanetliyim ben diye içimden geçirdim önce tek arkadaşımın ölümüne şahit olmuştum şimdide ailemin. başka bir dünyada işlediğim bir suç yüzünden burada yanlızlıkla mı cezalandırılıyordum ? Yapacağım en mantıklı şeyin intihar etmek olduğunu düşündüm hayatıma son vererek bu sefil yaşamımdan kurtulmalıydım etrafıma bakarak aradığım şeyi bulunca uzanarak elime aldığım keskin cam parçasına baktım bir bira şişesinin camı olmalıydı sarhoşun biri içip atmıştı kimbilir camın keskin tarafını bileğime getirerek kafamı kaldırıp gözlerimi kapattım sadece bir çizik yapabilirsin Barca diyerek kendime cesaret vermeye çalıştım nefesimi tutarak camı salise hızıyla bileğimin etinden geçirdim ıslak sıcaklığı hissetmiştim bu kandı düşündüğüm gibi acı vermemişti sadece bir sızlama hissediyordum kanım akarken yavaşça bilincim kayboldu ve gözlerim kapandı...
Aklıma gelenlerle gözlerimin kızardığını hissettim intahar etmeye çalışmıştım evet peki başarmışmıydım bende bilmiyordum çünkü burası bir mezar kadar sessiz zifir gibi karanlıktı acaba tanrının yarattığı cehennemlerinden birindemiydim okuduğum kaynaklara göre cehennem ateşlerle dolu biryerdi oysa burası çok farklıydı en cesur insanların bile içini titretecek bir auraya sahipti o anda korkunun belirsizlik olduğunu düşündüm olduğum yer daha önce hiç görmediğim kadar korkunçtu işin garip yanı nerede olduğumu nasıl bir durumda olduğumu bilmiyordum bu belirsizlik beni asıl korkutan şeydi
Ellerimle etrafa dokunmaya çalışarak en azından nasıl bir yerde olduğumu kestirmeye çalıştım ilerlerken bir anda takılıp yere düşmüştüm ayağımda zinciri unutarak
Zincir sadece yarım metrelik bir alanda hareket etmeme izin veriyordu mantıklı düşünmeye çalıştım hiçbir yerden rüzgar veya hava gelmiyordu öyleyse kapalı bir alanadaydım kollarımı uzatabildiğim kadar uzatarak bir odanın duvarlarına dokunmaya çalıştım ama elim katı hiçbir nesneye değmiyordu geniş bir odanın tam ortasına zincirlendiğimi düşündüm tabanı yer yer sert ve yumuşaktı toprak yada kum olabilirdi ne kadar uğraştıysam da aklıma mantıklı hiçbirşey gelmedi.
Daha sonra yardım istemek aklıma daha önce niye gelmemişti diye homurdanarak avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım“İmdaaaaat ”
“sesimi duyan yokmuuu? ”
“burada mahsur kaldım lütfen yar- ”
O anda duyduğum tok bir sesle cümlemi tamamlayamadan sustum galiba biri sesimi duymuştu hiç ses çıkarmadan algılamaya çalışıyordum bu sesin kaynağını adım sesleri gibiydi ses gittikçe artıyordu her adım sesi yakalaştıkça ürpermeye başlamıştım gelen kişi beni buraya hapseden olabilirdi bu ihtimali göz önünde bulundurunca bağırdığım için çoktan pişman olmuştum kollarımı vücuduma sararak kendimi yok etmeye çalışırcasına sıkıp küçülttüm adım sesleri kesilmişti ardından bir nesnenin sert birşeye sürtündüğünde çıkardığı gibi bir ses duyulmaya başladı sanki biri bir duvarı bıçakla çiziyordu içimdeki korku yavaşça filizlenmeye başlamıştı sürtünme sesleri gittikçe arttı heryeden gelmeye başlamıştı sanki yabani hayvanlar pençeleriyle duvarları kazıyordu dayanılmaz bir hal almıştı almıştı çığlık atmaya başladım ensemden aşağıya doğru elektriklenmeler hissediyordum sesler gittikçe artmış sanki duvarları kırarcasına dört bir yanımdan vurma sesleri geliyordu olduğum yere çömelerek bitmesi için dua etmeye başladım her yanım ter ve gözyaşıyla sırılsıklam olmuş bir şekilde bilincim kapanırken seslerde yok olmuştu