masumiyet

02

Multimedia: Ayaz

Son bir kez aynayla bakıştım. Kot tulumum, çizgili kazağım ve hafif şeftali renk rujlu dudaklarımla güzel görünüyordum. Ama hayır. Bir şey eksik. Dolabımdan kırmızı kurukafalı florumu çıkarıp hızlıca boynuma bağladım.

'Sıradan bir kadın' olarak eleştirilmekten nefret etmeme rağmen kılık kıyafet konusunda ben de 'sıradan kadınlar' gibi ilgiliyimdir. Kendime has, değişik bir tarzım var bence. Farkettim de hiç bir kadın 'sıradan kadın' olduğunu kabul etmez. Kadınlar sıradanlaştırilmaktan nefret eder. Her kadın sıradanlaştırılmaktan nefret ediyorsa ve ben de sıradanlaştırılmaktan nefret ediyorsam ben de 'sıradan bir kadın' mıyım? Öf ama ben bunu kabul etmiyorum.

Neyse ne.
Beni neden lafa tutuyorsun sevgili ayna. Geç kalıcağım.

Saçlarımı ters örgü örüp yurttan çıktım. Bugün cumartesi. Evet, doğru bildiniz. Ayaz ve Ayça ile buluşmaya gidiyorum.

~

Otobüs durağına doğru ilerlerken telefonumun melodisi kulaklarımı doldurdu.
Arayan: Gizli numara!

Gizli numaraları hep sevmişimdir. Açar ve ben eğlenirdim karşımdaki salaklarla.
Açtım.

"Alo."

"Patron?" dedi karşıdaki sorar gibi. Kalın bir sesi vardı.

"Evet?" dedim aynı ciddiyetle.

"Cesedi napalım."
Hadi ama daha yaratıcı bir şey yok mu?

"Yakın şerefsizi."

Karşı taraftan bi süre ses gelmedi. Oyununa karşılık vermeme şaşırmıştı herhalde zavallım. Sonra da hat kesildi.

Hahayt. Tabi beni işletmek kolay mı? Biz bu işin en eskilerindeniz. Yılların işletmecisiyiz. Yani işletmeci dediysem öyle işletmeci değil. İşletmeci de meslek olarak degil. Aman siz anladınız işte. Ne saçmalıyorum ben?

~

"Sanırım dünyanın en şanslı adamıyım." diyerek arsızca sırıtan Ayaz'a çeviriyorum bakışlarımı. Ne diyor bu gergedan kılıklı bonfilo?

Ve konuşmaya devam etti:
"Baksanıza, iki güzelle bir masada oturuyorum. Tabi cazibeme dayanamadınız dimi?"

"Sürtüyor." dedim alayla.

"Ne?" Anlamadı zavallım.

"Çok kalktı diyorum. Tavana sürtüyor."
Vurdu, gol oldu!

"Ayrıca genel grubuna girmediğim için de ayrıca mutluyum."

"Benim 'genel' grubum nasıl ki sen oraya girmiyorsun?"

"Küçük Ayaz'ımızı besleyen tipler."

"Küçük Ayaz?"

"Egon canım."

"Etrafımda öyle tipler olduğunu nerden çıkardın?"

"Dedi Fransalarda okuyan çocuğumuz."

"Hadi bana, boyuma, posuma ego yakışıyor da sana nereden geldi bu özgüven?"

Tamam, kabul bu koydu.

Bir dakika. Ne varmış benim boyumda ayol?
"Sana ne benim boyumdan?"
Evet bu da bir alıntı :D

"Kızdı mı cücecik?"

"Sus be sırık!"

Kollarımı göğsümde kavuşturup dudak büktüm. Hıh trip!!