KABUS

162 6 2
                                    

Karanlık mezarlığın korkuluğu gibi orada dikiliyordu genç kız. Gözleri, sanki bir noktada takılıp kalmış gibi başka bir yere bakmıyordu. Mezarlığın gece tonlarına bürünmüş güzelliği onu cezbediyordu, bu sessizlik ve toprak kokusu ona huzur veriyordu.

Oysa o sadece gülmek istiyordu. Deli gibi gülmek. Gecenin bir yarısında tek başına mezarlıkta olduğu için gülmek. Saçlarının aptal boya sarısı için gülmek. En çok da, geçmişi düşününce gülmek istiyordu.

Derin bir nefes aldıktan sonra ağzından verdiği havanın beyazlaşmasını izledi. Sonra da gözlerini kapatıp eski bir kış tatilini düşlemeye koyuldu.

Anılarında geçmişe gittikçe, şimdinin ve geleceğin baskısını Atlas'ın omuzlarındaki gökyüzünün baskısı gibi hissediyordu. Hayatını gözden geçirmeyi düşündü ancak bunu zaten çok uzun zaman önce yapmıştı ve şimdi, sıra ne yapacağındaydı.

Oysa yapılacaklar listesi çok uzundu ve onun yapmak istediği tek şey eve gidip, eski bir animasyon film eşliğinde annesinin dizlerine başını yaslayıp uyuyakalmaktı. Hayır, diye düşündü, istediği şey değildi bu, ihtiyacı olduğu şeydi.

Bu yüzden gözlerini yeniden kapadı ve sırtını, yaslanmakta olduğu hafif yosun kaplamalı taş duvara iyice yasladı.

Evini özlüyordu. Kız kardeşini özlüyordu. Ve artık, evi de, kız kardeşini de hatırlatan tek şey bu eski ve korkunç mezarlıktı.

Korkunç, diye geçirdi içinden ve bir daha gülme isteği ile doldu. Ne kadar da değişmişti, onu şöyle böyle tanıyan biri olsaydı eğer, neredeyse cesur biri olduğunu düşünebilirdi.

Ama o ne olduğunu biliyordu : koca bir korkaktan başka bir şey değildi. Ve kız kardeşine olan borcunu kapatana kadar, öyle kalacaktı.

Cep telefonunu çıkardı, ezberinden bir numara çevirdi ve konuşmaya başladı. On beş dakika sonra, yepyeni, gecenin karanlığıyla aynı tonda bir Audi mezarlığın mermerlerle çevrilmiş görkemli girişinde belirdi.

Ölüleri rahatsız etmek istemezcesine, topuklu ayakkabılarından çıkan takırtıları azaltmaya çalışır gibi yavaş yavaş yürüdü.

Araba, gecenin sessizliğine karıştığında mezarlıktaki tek ses, sonbahar yapraklarının ağıtlarıydı.

KABUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin