● Yaraların Merhemi -1-

345 66 6
                                    

Yakınımda olmasına ve daha fazla yanmaya dayanamıyordum. Ellerini aradı gözlerim. Bulduğumda ise ellerini kavrayıp Mert'in odasına doğru ilerlemeye başladım. O da şaşkınca beni izliyordu. Ellerini tuttuğumdaki elektriklenmeyi o da hissetmiş olmalıydı. Bu duyguları ilk kez tadıyordum. Kalbimi dinlemeyeli çok uzun zaman olmuştu doğrusu. Hatta hiç oldu mu acaba kendimi, kalbimi dinlediğim zamanlar? Hiç hatırlamıyorum. Genellikle mantığımla hareket eden biriydim. Azime abla bundan dolayı şaşırmış olmalıydı halime. Bu tavırlarımı yadırgamıyordu ama aşırı sorguluyordu. Boğulduğumu hissetmiştim son konuşmamızda. Muzaffer'i Mert'in odasına götürürken bunlar geçiyordu işte aklımdan.. Muzaffer beni tam Mert'in odasına girecekken durdurdu. Ellerimi dudaklarına doğru götürdü. Avuç içlerimden öptü. Allah'ım eriyor muyum ne!

"Yanımda olduğun için teşekkür ederim. Biliyorum yine 'hemşire olduğum için, görevim.' diyeceksin ama farkındayım herşeyin. Evinden ailenden, belki de kocandan çok vakit ayırdın bana bugün."

"Kocam seneler evvel vefat etti. Evet, çocuklarımın yanında olmam lazımdı şu an ama burada bir hayat söz konusu."

"Beni oğluma getirdin. Ellerimden tuttun.."

"Evet. Çünkü siz birbirinize çok iyi geleceksiniz."

"Biriniz merhemim, biriniz şurubum oldunuz. Aynı işe yarıyorsunuz ikiniz de. İyileşmem için ihtiyacım olan sizsiniz sadece Nefise. Yanımda olman güç veriyor. Oğlumun ameliyata girecek oluşunu bile unutturmayı beceriyorsun. Kafamı dağıtabiliyorum sayende. Gerçekten çok ama çok sağol."

Utanmıştım bu sözlerinden sonra. Beni bu kadar güzel bir yere koyması çok değerliydi. Ona karşı mesafe koyamıyordum. Daha doğrusu koymam mümkün olmuyordu.

"Senin yanında olmayınca kendimi kötü hissediyorum. O yüzden yanında olmaya çalışıyorum. Seni iyi görmeden içim rahat etmiyor ki. Hadi şimdi de Mert'i ziyaret edelim. Bakalım napıyor? Ameliyata hazır mı?"

"İnşallah korkmuyordur. Eğer korkuyorsa benim ona güven vermeye mecalim yok. En az onun kadar çaresizim."

"Merak etme babası. Ben yanınızdayım."

Ansızın ağzımdan çıkan bu cümleyle panik oldum. Gözlerimi gözlerinden kaçırmaya çalıştım. Telaşımı farketti ama beni daha da telaşlandıracak, daha doğrusu heyecanlandıracak o buseyi kondurdu yanağıma. Dudağıma fazlasıyla yakın bir yere kondurduğu bu öpücükle kalbimin atışı hızlanmıştı. Donup kalmıştım sadece. Öyle sıradan bir donup kalma değildi bu. Muzaffer meğer içeriye geçmiş. Bana "Nefise gelmiyor musun?" deyince kendime gelmiştim. Şaşkoloz olmaya başlamıştım iyice. Muzaffer'in yanına gittim. Mert'le gözgöze geldik. Acınası, çok kötü bi haldeydi. Gözyaşlarımı tutamadım ama bir yandan da konuşmam lazımdı.

"Şimdi seni nereye götürecekler biliyor musun Mertcim?"

"Siz kimsiniz?"

"Ben Nefise. Senin ufak bir kaza geçirdiğini öğrendim ve yanına geldim. Sana yardım etmek için."

"Benim , benim çok acıyor kolum, bacağım, yüzüm."

"Merak etme kuzum. İyileştireceğiz seni. Ben bunun için geldim. Seni ameliyathane denen iyileştirme yerine götüreceğiz. Orda seni tatlı bir uykuya daldıracağız ve sihirle iyileştireceğiz. Uyandığında iyileşmiş olacaksın. En azından acıların biraz olsun dinecek. Sonra da her gün yanına gelip pansuman yapıp yaralarını iyileştireceğim, saracağım. Sadece elimi tutup ameliyathaneye benimle gelmen yeterli."

"Sihirle beni iyileştireceksin öyle mi? Wow. Hemen gelmek istiyorum. Baba ben Nefise ablayla gitmek istiyorum şimdi. Hemen iyileşmek istiyorum."

Muzaffer acı bir tebessümle bakıyordu bize. Ben Mert'i ameliyathaneye taşımaları için görevlileri çağırmaya gidecekken kolumdan tuttu ve kulağıma "Çok teşekkür ederim, sen olmasan napardım bilmiyorum. İyi ki bizimlesin, iy ki yanımızdasın." dedi. Ben de gülümsedim ve yanından uzaklaştım. Görevlilerle birlikte çok geçmeden Mert'in odasına gelmiştik. Mert'in bir elinden tuttum. Muzaffer de diğer elinden tuttu ve emeliyathaneye doğru ilerledik.

◣Islık {NefMuz}◥  [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin