otostop :)

68 4 1
                                    

-2-

Cidden kaldım burda derken yürüyordum sonra ileride bir bank gördüm zaten bileklerim alışveriş posetleriyle doluydu ve kırk saattir ayaktaydım ayaklarım daha fazla beni taşıyamayacağını anladigim anda banka oturdum aslında kendimi banka zor attim kafamı kaldırdığımda karşı yoldaki gençlerin otostop çektiğini gördüm acaba ben de mi yapsam ? Tam i anda olaya ic sesim karıştı

"Yavrum Güneş sen salak mısın ya seni kaçırıp tecavüz edip sonra gelinlik giydirip ayıların olduğu bir ormana bırakıp kaçarsa " diye bağırıyordu bende kendi kendime mırıldandım "iyi o zaman bende genç bir çocuğa binmem" diyip ayaklandım aniden kalktığım için dengemi sağlayamayıp banka geri düştüm karşıdaki gencler bana baktı lanet olsun rezil oldum. Bu sefer dikkatlice kalkıp onlar gibi baş parmağımla otostop çekmeye başladım daha 3 dakka geçmeden biri almak için durdu yanına giderken, yarım saatir bekleyen otostopculara dil çıkardım biliyorum çocukça ama olsun ben böyle kendi kendime konuşurken arabanın yanına gittim içeriden taş desem çarpılırım valla meteor bu meteor ahh!

"Nereye gidiyorsun .. heyy sana diyorum !''

diye gelen senle kendime geldim.

'' şey..ıı ben Beykoz sahilinin ordaki villalar a gidecektim''

diye kekeledim cidden sorunum ne benim

'' gel! bende oraya gidiyorum''

diyince düşünmeden bindim o sırada  ic ses 'APTAL 'diye bağırdı

''Ne var iç ses ne var !?'' Dedim ic sesime

''Güneş sen hani genç birinin arabasına binmiyecektin ha hani gerizekalı şimdi seni eve atcak sonra sana gelinlik giydirip ormana atcak sonra seni yeni bulmuş gibi polisi arayacak ve sorgusunda da büyük ihtimalle töre diyip geçecek!!''

"Ah iç ses cok fazla film izliyorsun "

diye sitem ettim ic ses tam Aptal diye bağıracakken o meteor çocuk konuşmaya başladı

''Adın ne senin??...

Deniz'in Ağzından (meteor çocuk)

Eve doğru gidiyordum yol kenarındaki elleri poşetleri  tasimaktan kıpkırmızı olan bir kız gördüm giydiği şort ve salaş t-shirt ü ile cok güzel görünüyordu o sırada otostop çektiğini fark ettim hemen durdum yanıma doğru geldi ve bi an (galiba) dil çıkarttı ve arabaya geldi orda öylece bakıyordu en sonunda ''nereye gidiyorsun''dedim cevap gelmedi ve ben

''heyy sana diyorum! ''

dedim . kesinlikle odundum! sonunda fark etti ve eli ayağına dolaştı haha bu haliyle o kadar şirin gözüküyordu ki. Ne ?! Ne diyorum ben yaa diye kendi kendime konuşurken

''Seyy..ıı ben Beykoz sahilinin ordaki villalara gideceğim"

dediğinde kendime geldim

''gel! ben de oraya gidiyordum"

dedim daha doğrusu ben derken o kendisini arabama atmıştı. Dakikalarca sesziz kaldik daha fazla dayanamayıp

''Adın ne senin?'' Diye sordum

Kısaca ''güneş, senin?''

Diye sordu. Bu arada Beykoz'daydik

'' adım Deniz nerede senin evin ?'' Soruma soruyla cevap verdi ''sen burdan nereye gideceksin? ''

''İlerden sağa denize bakan taraf ''dedim oda bana ''o zaman sen nereye gideceksen git ben ordan yürürüm'' kısaca''peki'' dedim.

Güneşin Ağzından

Deniz geldik dediğinde etrafa baktım. Hadi canım yok artık daha neler.OHA!! Lan burası benim evim gözlerimi pörtleşmiş bi sekilde Denize bakarken o bana 'ne var?' bakışını atıyordu huhuuu demek ki bakışlara konusabiliyor. Kendime geldim ve Deniz e dönerek

''evimi nerden biliyorsun !?" dedim hatta biraz cırlamış olabilirim yoksa bu ic sesin dediği doğru muydu bu meteor deniz bi tür sapık mıydı Allahım yardım et ya o sapiksa

'' ne diyorsun sen be burası benim evim ''

dedi ve eliyle evimin yanindaki villayı gösterdi. Hönk ney ney ney o benim yan komşum muydu eğer yanımda olmasaydı şimdiye gobek atıyor olurdum ama şu an cool olmam lazim yavaşça kapıyı açtım arka koltuktaki eşyalarımı alıyordum ki eşyalarımın orda olmadığını gördüm. aniden kafamı kaldırmamla arabanın kapısına kafa atmam bir oldu acıyla inlendim deniz elindekileri bırakıp yanıma geldi ben neredeyse ağlayacaktım

''güneş iyi misin sen eve gec eşyalarını alıp geliyorum ''

dedi bende bir elim cantada bir elim kafamda yürüyordum kapıya ulaştığımda anahtarı yeni bulmuştum içeri girdim kendimi salona attım zaten hemen kapının girişinde büyük bir salonumuz var koltuğa uzandım sonra poşet hışırtılarını duydum deniz gelmişti mutfağa gitti nerden biliyorsun demeyin ayak sesleriyle anladım ve poşetleri masaya koydu buzdolabının açıldığını duydum ve hemen sonra yanımda deniz belirdi elinde de buz torbası vardı onu yavaşça kafama kiydu ne kadar yavaşca koysada acımıştı buz torbasını elime aldim ayağa kalktım ve mutfağa gittim arkamdan geldiğini ayak sesleriyle anlamıştım yavaşca buzdolabına gittim ve elma suyu çıkardım 2 tane de bardak çıkardım deniz beni şaşkın bakışlarıyla izliyordu masadakikeri yukarı çıkartmasını isqtedim evlerimiz aynı olduğunu için tarif ettim o kendisi çıktı o sirada telefonumu masaya bıraktım ve oturdum karşıma da deniz oturdu

''yanlız mı yaşıyorsun ?'' dedi deniz bu ani sorusu sayesinde affalamıştım tabi birazda korktum

''napıcaksın? '' dedim sert bi şekilde hala şoktaydım verdiği cevaba karşı kriz gecirmeme ramak kalmıştı

'' Merak etme akşam sikmeye gelmiyeceğim'' demişti abaza

'' yok bide gelseydin" dedim o kadar sinirlenmiştim ki sesimden anlaşılıyordu ve bunu anlatmıştı

''ben özür dilerim oyle demek istememistim'' neyse olan olmuştu o sorusunu sordu acaba bende sevgilin var mı diye mi sorsam tamam çok abazalaştım ben bunları düsünürken ağzımdan aniden

''evet yanlız yaşıyorum ama arada bir ablam gelir'' dedim o sırada telefonum çaldı telefonum masadaydi ama kimse aramıyordu o sırada deniz telefonunu çıkarıp gelen aramayı cevapladı

''efendim GİZEM ''

evet biliyorum okuyanımız yok ama işte yine de yb paylaştım :/

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 18, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Tesadüften ÖteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin