Bölüm 1

89 8 8
                                    

Multimedia:Alesya

Hava bu sabah diğer günlerden daha aydınlıktı. Uyanmama neden oluyordu ve ben bundan nefret ediyorum. Saatin erken olmasına aldırmadan kalktım ve yüzüme sahte bir gülüş takıp hazırlanmaya başladım.

Gece gündüz uğraştığım projeyi aldım ve çantama koydum. Çantama baktığımda yüzümdeki sahte gülüş gerçeğe döndü.

Sunuma geç kalmamak için hızlıca aşağı indim ve otobüs durağına doğru yürümeye başladım. Yürürken iç sesimle kahvaltı yapıp yapmamak arasında tartışırken bir kaç saat daha aç durabileceğime karar verdim ve kahvaltı işini erteledim. Zaten kahvaltıdanda pek hoşlandığım söylenemezdi.

Erken olduğu için durak boştu bende boş olan oturaklardan birinde kendime yer edindim. Otobüsü beklerken sıkılmamak için şarkı dinlemeye karar verdim.

Çantamdan kulaklığımla, telefonumu çıkardım ve rastgele bir şarkı açtım. Çalan şarkının en sevdiklerimden biri olduğunu fark edince şanslı olduğumu hissettim ve bunun gün boyunca devam etmesini diledim. Gerçi hoş dileklerim hiçbir şekilde kabul olmadığı için umursamayıp şarkımı dinlemeye devam ettim.

Aniden, çalan şarkı değişti ve birden bu şarkıyı hiç indirmediğimi hatırladım ama fazla takmayıp şarkıyı dinlemeye devam ettim.

Şarkıyla beraber gittikçe mayışmaya başladığımda artık gözlerimi açık tutamadım ve kendimi derin bir uykuya bıraktım.

Yavaş yavaş kendime gelmeye başladığımda ki hala gözlerimi açamamıştım, birtakım sesler duymaya başladım. Benim hakkımda konuşulduğunu duyunca uyuma numarası yapmaya karar verdim. Kalın bir sesin:

- "Berkant, sonunda Alesya'yı buldu."
- "Çok fazla uğraştık ama Berkant'ın mutlu olmasına değdi."

Kaşlarımı çatmamak için direnirken, Berkant'ın kim olduğunu düşünmeye başladım. Aklıma, mahalledeki Ayşe teyzenin üç yaşındaki torunu Berkant geldi.

Ondan nefret ediyorum çünkü bazen abartılı makyaj yaptığım için bana badana suratlı diyordu.

Artık uyku numarasına son verdim ve gözlerimi yavaş yavaş açmaya başladım. Başıma aniden bir ağrı girdiği için bir inilti çıkardım. Bu yüzden başucumda duran adamlar bana döndü. Ne yapacağıma karar veremedim, bu yüzden çığlık attım.

Bu sırada içeri, Berkant olduğunu düşündüğüm kişi girdi. Bunu düşünme sebebim başucumda bekleyen adamlardan birisinin "Berkant" diye seslenmesiydi.

"NE OLUYOR LAN ?!"

Berkant'ın bağırmasıyla irkildim. Berkant koşup yanıma geldi ve beklemeden elimi tuttu. Ben ona yabancı gözlerle bakarken, o bana kırk yıllık arkadaşıymışım gibi bakıyordu.

Var gücümle Berkant'ı ittirdim ama hayvan gibi olduğu için bir santim bile kıpırdamadı. Bu sefer elimi bırakıp bana sarıldığında ben de ona sarıldım ve ağlamaya başladım. O bana daha sıkı sarıldığında birinin omzunda ağlamanın ben çok rahatlattığını farkettim ve ağlamaya devam ettim. Beş dakikaya yakın bu şekilde durmuştuk. Berkant'tan ayrılmak istedim ama beni bırakmayıp bana daha sıkı sarıldı.

"Sakinleştin mi?"

Berkant'ın bu sorusuna karşılık :

"BENİ KAÇIRDINIZ NASIL SAKİN OLAMAMI BEKLERSİN. " diye çemkirdim.

Sırtını yumruklamaya başladım ve bağırmaya devam ettim.

Vücudunu bedenimden ayırdığında bikeklerimi tuttu ve "Sen deli misin?" bakışı attı. Buna karşılık bende ona:

"EVET BEN DELİYİM!" diye bağırdım.

Bana gözlerini devirdi. Başucumdaki adamları aldı ve kapıyı sertçe çarparak gitti. "Sikeyim böyle işi."

Biliyoruz ilk bölüm için kısa oldu ama olsundu umarım hikayemizi beğernirsiniz ve diğer bölümleri de okursunuz.

DEĞİŞİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin