Multimedia:Berkant
Berkant 'ın gelmeyeceğini anladığımda odayı gezinmeye başladım. Bütün her yeri didik didik ettikten sonra,eski olduğu belli olan masanın üstünde, "Alesya'ya" yazan bir kutu gördüm ve kutuyu açtım.
Kutunun içinde bir not vardı ve notta "Merakından odayı gezeceğini biliyordum, minik buz dolabında senin için yemek var. Açsan yemeğini ye ve aşağıya in.-Berkant" Gülümseyerek notu yerine bıraktım ve buzdolabına dogru koştum.
Buzdolabında gördüğüm yemeği aldım ve masanın üstüne koydum. Etrafıma bakındım ve kafa göz yemeğe daldım. Yemeği yerken aklıma, notu okurkenki gülümsemem takıldı. "Ben neden gülümsedim?" diye düşündüm. Birden aklıma yemeğe zehir katabilecekleri geldi. Sonuçta kaçırılmıştım. Elimdeki butu hemen tabağa fırlattım. Hışımla ayağa kalktım ve kapıya koşup sert bir şekilde açtım.
Aklımda binbir türlü şey geçiyordu. Koridordan etrafa bakındığımda bu evin gerçekten büyük olduğunu anladım. On dakikanın sonunda merdivenleri buldum ve hızla aşağıya indim. İnmemle Berkant'ı görmem bir oldu. Berkant bana bir kapıyı göstererek:
"Bence banyoya gitsen iyi olur." dedi
Kaşlarımı çatıp ona en kötü bakışımı yolladıktan sonra kapıya yöneldim. Kapıyı açtığım anda Berkant arkamdan seslendi:
"Banyoda bir şeye ihtiyacın olursa beni çağırabilirsin."
"Pislik" diyip banyoya girdim ve kapıyı sertçe kapattım ve hemen kitledim. Şimdi kendimi daha güvende hissediyorum. Öff ne güvende hissetmesi, kaçırdılar seni mal mısın Alesya?
Aynaya baktım ve bakmamla geri çekildim. Bu nasıl bir surattır yarabbim. Resmen yemeği ağzımla değil yüzümle yemişim. Hiç düşünmeden üstümü çıkardım ve duşa girdim.
Yağlardan arınmak için uzun süre banyoda kaldığımdan dolayı, Berkant:
"Öldün mü?" diye sordu.
"Malesef hayır ."
Dediğimde onun göz devirdiğini hissediyordum. Duşakabinden çıkıp hızlıca üstümü giyindim. Banyodan çıktığımda çarptığım şey ile inledim. Kafamı kaldırdığımda çarptığım şeyin Berkant olduğunu görünce:
"Öküz." diye bağırdım.
Gözlerini devirip :
"Bir sus. Sabahtan beri kulağımın siktin!"
"Beni niye kaçırdın." Bunu söylerken sesim ağlamaklı çıkmıştı. Bana acıyormuş gibi bakarak , elimden tuttu ve bir odaya sürüklemeye başladı.
Kapının kilidini açıp odaya girdiğimizde gördüğüm şeylerle şok oldum, gerçekten bunu yapmış olabilir miydi ?
Odanın en dar köşelerinde bile ; küçüklüğümden başla , bu yaşıma kadar olan tüm fotoğraflarım vardı.
Beni köşede duran kanepeye oturtturdu. Kendisi ise karşıma gelip diz çöktü ve ellerimi tuttu. Gözlerime derin derin bakarken anlatmaya başladı:
"Senin, benim ve bu evde yaşayan herkesin özel güçleri var."
Şaşırmış ve aynı zamanda alaycıl bir şekilde bakarak:
"Kafayı yedin heralde."dedim ve kahkaha atmaya başladım. Barkant bana çok ciddi bakıyordu, bunlar gerçek olamazdı. Kızmaya başladığını anladığımda olayın ciddiliğini anladım ve kahkaha atmayı kestim:
"Tamam dinliyorum."
"Öncelikle bu fotoğraflardan başlayalım; seni küçüklüğünden beri kontrol amaçlı takip edip fotoğraflarını çekiyoruz. Kaçırma nedenimiz bazı değişiklikler görmemizdi.
"N-nasıl değişiklikler?"sesim endişeli çıkmıştı.
"Artık güçlerin kendini toparlamaya başlıyor, belirginleşti bile.
Gerçekten şu an aklımı kaçırmak üzereyim.
"P-peki özel gücüm ne , bu zamana kadar ben niye fark etmedim?"
"Benim, senin ve bu evde kalanların özel güçleri aynı; ölülerle konuşabilme ve telekinezi fakat senin bunlardan başka ayrı bir gücün daha var. Ayrıca su zamana kadar fart etmemenin sebebi bizim azıcık olsun senin güçlerini kontrol edebilmemiz."
İkide bir kendimi göstererek tuhaf yüz ifadesiyle:
"Ben Alesya, ölülerle konuşmak ben telekinezi Alesya ben, sen üç milyar yedi yüz elli milyon, sen ciddi misin?
Berkant kahkaha atmaya başlamıştı.
"Bugün dinlen yarın sana bir takım testler yapıcaz ve evdekilerle tanışacaksın.
"Bu arada evde kaç kişi var.
"On bir kişiydik artık on ikiyiz. İki kız on bir erkek."dedikten sonra gülmüştü.
Ayağa kalktım ve beraber yürümeye başladık kapıyı açarken bana döndü:
"Merak ettim, nasıl bana bu kadar güvenebildin." Sırıtmıştım.
"Bilmem."
...
Umarım beğenirsiniz 😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞİM
Science FictionHer ağlayan güçsüz değildir. Tıpkı her gülenin mutlu olmadığı gibi. Hayatıma hoş geldiniz...