soon or later ღ yoonmin | tamamlandı.

3

mochimprk: hyung

mochimprk: hyung özür dilerim

mochimprk: hyung cevap vermelisin

mochimprk: hyung ben cidden öyle demek istememiştim

mochimprk: seni üzdüysem özür dilerim

swagsugar: seni sarmalamak istiyorum park jimin, ama gururum buna izin vermiyor

swagsugar: sen de, sen de izin vermiyorsun

swagsugar: seni anlamakta güçlük çekiyorum

swagsugar: geliyorsun benim saçlarımı okşuyorsun, bana sarılıyorsun

swagsugar: sonra bir anda benim kalbimi paramparça ediyorsun

swagsugar: bunu neden yapıyorsun?

mochimprk: ben üzgünüm...

mochimprk: o zaman bana aşık olduğunu öğrendim

swagsugar: biliyordun zaten?

mochimprk: benimle dalga geçtiğini ya da hoşlandığını düşünmüştüm

mochimprk: ama sen bana takıntılıymışsın.

mochimprk: bir süre görüşmeyelim, konuşmayalım

mochimprk: bu ikimiz için de iyi olur

swagsugar: yine aynı şeyleri yapıyorsun... 

swagsugar: böyle yaparak eline ne geçiyor?

swagsugar: oraya geliyorum.

mochimprk: ne?

mochimprk: hayır hyung, evde falan değilim ben!

mochimprk: boşuna gelme

swagsugar: seni senden iyi tanıyorum

swagsugar: bu yüzden boş yapma
✅✅

***

Telefonu tedirginlikle çalışma masasına koydu Jimin.
O cidden geliyordu.
Kafası o kadar karışıktı ki. Yoongi'yi hep abisi olarak biliyordu. Nasıl kendi cinsine hoşlantı duyabilirdi? Bu fazlasıyla saçmaydı.

Min Yoongi, sadece ona takıntılıydı.

Kapı çalınca stresten tırnaklarını yemeye başlamıştı bile.

Ona ne diyebilirdi ki?

Kapıyı açtığında dağılan bir Yoongi'yi görmesiyle afalladı.
Pişmanlık duyuyordu, gerçekten bu kadar kırılmış mıydı?

"Park Jimin!" deyip kapıyı hızla kapattı Yoongi. Jimin'i kendisine çekerek bir süre sarıldı.

Min Yoongi, çok güzel kokuyordu.

"Hyung şöyle yapma.." deyip ittirdi Yoongi'yi Jimin.

"Fark ettim de Jimin..." deyip durakladı ve yorgun kirpiklerinin arasından Jimin'e bakmayı sürdürdü.

"Senin düşüncelerinin bir önemi yok." deyip Jimin'in gözlerine bakarak konuşmasına devam etti.
"O kızdan ayrılıp tıpış tıpış bana geleceksin, güzelim.

Ben 3 seneden beri bu anı bekliyordum ve o an şimdi gerçekleşecek. Belki hayal ettiğim gibi olmayacak şayet gerçekleşecek. Benim olmalısın, güzelim.. Lütfen, beni kendi eline itme. Seni çok seviyorum, Jimin..." diye üzerine yürümeye başladığında Jimin fena hâlde korkmaya başlamıştı çünkü ne söylediğini kestiremiyordu.

Yoongi bir adım öne gittikçe Jimin de bir adım geriye gidiyordu.
Bunun sonu Jimin'in duvara çarpmasıyla son buldu.

Yutkunarak başını kaldırıp hyunguna baktı.

Yoongi, derin bir nefes almış ve Jimin'e yaklaşmaya başladı.

Jimin'in kalbi hâlâ maratonunu devam ettiriyordu.

İnce dudaklar, dolgun dudaklarla birleşince hoş bir his yayıldı Jimin'in vücuduna. Gittikçe mayışıyordu.

Jimin, kabul etmese bile o zaten Yoongi'ye aşıktı.