"Lütfen yapma artık yeter" kaçıyordum sonsuz boşluğa doğru kaçıyordum. Kimden kaçtığımı asla bilmiyordum. Tek bildiğim şey kaçtığım şeyin karanlığın kendisi olduğuydu. "Kaçamıycaksın bunu biliyosun " lanet olsun ki biliyodum çünkü her kaçtığım yer onun yanına varıyodu. Koştum koştum koştum ve gene onun yanındaydım. " Bunu bana neden yapıyosun, neden artık gitmiyosun" ağlıyodum deli gibi ağlıyodum artık yorulmuştum. " Küçük hanım asla tercihlerinizden kaçamazsınız bunu unutmayın" ona şaşkınlıkla bakıyodum ilk defa bu kadar uzun bir cümle kurmuştu. Bana ilk defa anlatmıştı hoş bu ne kadar anlatmaksa. Ben her geldiğimde bana işkence yapıyodu. Bana vuruyodu, incitiyodu, kırıyodu. Ama ben hergün onun yanına geliyodum. Kaçamıyodum. Ben korku dolu gözlerle ona bakarken karnımda büyük bir acı hissettim. Gülüyodu . Yavaşça bakışlarımın yönünü karnıma indirdiğimde kanın o iğrenç rengini görmüştüm. Kırmızı. Canım çok acıyodu. Gözlerimden hızlıca yaşlar akmaya başlamıştı. " Bunlar iyi günlerin" demişti ki karnıma tekmesini geçirmesi bir olmuştu. Artık geri dönüşüm yok gibiydi. " Yine görüşürüz küçük hanım" dedikten sonra karnıma bitirici tekmesini indirmişti. Artık bitmiştim. Tükenmiştim. Gözlerim yavaşça kapandı.
Nefes nefese yataktan kalktım. " Lanet olsun gene aynı kabus" diyip elimin tersi ile soğuk terlerimi siliyodum. Hayatımda en çok yağtığım şeyi yani duvarın köşesine çömelip düşünmeye başladım. O kimdi ve artık neden gitmiyodu. "Bıktım artık senden" diye bağırdım. Ve sessiz sessiz ağlamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUYUDAKİ ÇIĞLIK
Teen FictionSeçilmiştim ya da öyle hissediyordum. Hayatımdaki yanlışlar yüzünden batıyordum. Hayatımı şöyle adlandırmıştım. Kulağınızı bir kuyuya yaklaştırdığınızda sadace uğultular gelebilir. Peki onlar ya benim acı çığlıklarımsa. Adım Rüya ve şuan benim hayat...