Çok fazla yorulmuştuk ama ahşap görünümlü büyük bahçesi olan bu eve varmıştık. Bu eve iki yıl önce gelmiştik. O zamanlar bu evin bir odunluğu yani kulübesi vardı. O zaman bu kulübe kırmızı renkteydi. Şimdi ise rengi bile belli değil . Çatısı göçmüş, pencereleri kırılmış vaziyetteydi . Daha fazla vakit öldürmeden evin salonuna girdim. Anneannemler bizi bekliyorlarmış. Anneannemin boynuna sarıldım.
Bu yaz Bursa'daki evlerinde tatil yapacaklardı. Gördüğüm kadarıyla evin tamiri çok uzun sürecekti. Babam da benim arabadaki son valizimi de alıp dedemlere satılmıştı. Annem de Nisan'ın montunu çıkarmak ile meşguldü . Tam koltuğa oturacakken babam bana seslenmişti "Selin hadi gelde dedenle bana yardım et."dedi. Bende oflayarak bahçeye çıkmıştım. Dedem mangalık etleri sotelerken babamda kömür arayışı içindeydi. Bende tabakları taşımaya başlamıştım. Anneannem de beni soru yağmuruna tuttu. " Burayı beğendin mi?"dedi. "Evet ama yakınlarda hiç ev yok burası bana çok ıssız geldi ." dedim .Anneannemde" Haklısın amaa ileride oturan birkaç ev var hele ilerideki ev daha yakın ama o evdeki insanda çok iyi bir insan değil . "Bir an içimdeki ses neden anneannem o adam hakkında böyle kötü şeyler söyledi ki. Tam içimden bunun tartışmasını yapıyordum bir an babamın sesiyle irkildim.