Danger Tek Bölüm by @Workless

168 9 0
                                    

İşte bir tane daha sımsıcacık ve tatlı bir bölüm daha! xx

 _______

Gözlerimi açtığımda hava karanlıktı. Ne kadar zamandır uyuyordum ben? Başım ağrıyordu. Zayn’in bakışlarını üzerimde hissettiğimde rahatsızca kıpırdandım. Ellerimle yüzümü kapattığımda derin bir nefes verdim.

Saçımın yüzümü kapatan kısmını kulağımın arkasına attı. İşaret parmağını yanağımda dolaştırmaya başlamıştı. Yavaşça ona döndüm. Sert yüz hatları, yeni çıkmaya başlamış sakalları ve dağınık saçları onu asi ama bir o kadar da sevimli gösteriyordu.

Dirseğine yaslanarak doğruldu. Üzerimde eğildiğinde sıcak dudaklarını hissettim. Ellerimi omuzlarına götürdüğümde tek eliyle belimden tuttu ve beni kendine çekti.

Kalbim yine deli gibi atmaya başlamıştı. Serbest olan eli tişörtümün içinde keşiflere çıkınca kalkma zamanının geldiğini fark ettim. Yana doğru kaydım ve yataktan kalktım. Üzerimdeki sersemliği atmak için duş almam gerekiyordu.

Suyu açtım ve üzerimdekileri çıkartıp bedenimin sıcak suda rahatlamasına izin verdim.

Uzun bir süre banyodaydım ve çıktığımda Zayn odada yoktu. Rahatlamıştım. Onun önünde giyinmek zorunda kalmaktan korkuyordum. Üstüme rahat bir şeyler giydikten sonra aşağı indim. Zayn aşağıda da yoktu.

Masanın üzerindeki çilekten bir tane ağzıma attıktan sonra ışığı yanıp sönen telefonuma baktım

Mesaj gelmişti.

Gönderen: Peter Pan

“Selam güzelim, umarım Noel hediyeni beğenmişsindir.”

Mesaj elimde olmadan gülümsememi ve tüm dikkatimi ucunda parlak kanatlar olan bilekliğime vermeme neden oldu. Kanatların ‘özgürlük’ anlamına geldiğini söylemişti.

En sonunda cevap yazmaya karar verdim. Ama mesajım boynumda hissettiğim nefesle yarım kalmıştı.

“Louis’yle mi konuşuyorsun?”

Tüm bedenim kasılmıştı. Sesindeki soğukluk ve öfke yüzünden cevap veremiyordum. Aslında bunun onu sinirlendireceğini hiç düşünmemiştim. Bu yüzden bunu ona söyleme ya da bunu ondan gizleme gereği de duymamıştım.

Yavaşça arkamı döndüğümde çenesinin kasıldığını gördüm.Gözlerindeki karanlık sinirini dışa vuran en belirgin özellikti.

“Z-zayn b-ben…”

Nefes alamıyordum. Ne ben ne o, ikimiz de konuşmuyorduk.

Aradaki uzun sessizliği bozan Zayn olmuştu. Bağırıyor ve küfür ediyordu. Yere düşüp parçalanan sürahi yüzünden yerimden sıçramıştım.

Parçalanan tek şey sürahi değildi. Zayn önüne ne çıkarsa vuruyor,kırıyordu.

“Nasıl yaparsın!”

Cevap vermek istiyordum. Düşündüklerinin gerçek olmadığınız söylemek,onu sakinleştirmek…

Ama ağzımdan çıkan tek şey “Zayn..” olmuştu.

Bana doğru geldiğinde gözlerimi kapadım. Yanağımda hissettiğim yanma hissiyle gözlerimi kapadım. Zaman durmuştu. Hissizlik…

Acıyan yanağım değildi. Boğazım yanıyordu. Eğer Zayn’e bakarsam ağlayacaktım ve bunu yapmak istemiyordum. Güçsüz görünmek istemiyordum.

Ona bakmadan hızlıca odaya çıktım. Arkamdan gelmemesine sevinmiştim. Uykum yoktu ama uyumak istiyordum.Yaşadıklarımın gerçek olmamasını istiyordum, Her şeyin güzel olduğu o dünyaya gitmek.

Daha fazla ağlamak istemiyordum.Eğer ağlarsam hıçkırıklarımı dindiremezdim. Şu son zamanlarda öylesine dolmuştum ki.

Odaya dolan hafif ışıktan Zayn’in geldiğini anlamıştım. Başımı yastığa iyice gömdüm. Yatağa oturdu. Derin bir nefes verirken bile kesik kesik çıkmıştı.Yatağa uzandıktan bir süre sonra ellerini belimde hissettim. Alnını omzuma koyduktan sonra fısıldadı.

“Özür dilerim…”

Beni kendine çevirdi. Baş parmaklarıyla göz yaşlarımı silerken mırıldanıyordu.

“Lütfen sevgilim…”

Hızla doğruldum.Hıçkırıklarım daha da şiddetlenmişti.

“Wendy ağlama!”

Yine o cesaretli anlarımdan birine denk gelmiştim.

“Buna da mı karışacaksın! Her şeyimi elimden aldın. Mutluluğumu,özgürlüğümü, gururumu… Yetmedi mi?”

Kollarını etfarıma sardı. Başımı göğsüne yaslayıp hıçkırıklarımın dinmesini bekledim. O da saçlarıma öpücükler koyuyor, bir eliyle de sırtımı sıvazlıyordu.

--------

Uyuyan Zayn’i daha çok seviyordum. Masum, sevimli,mutluydu. Ve en önemlisi o gerçek Zayn’di.

Onu uyandırmamaya gayret ederek yataktan kalktım. Zayn’e karşı uzun süre kızgın kalamıyordum. Karnımdan gelen sesler sayesinde uzun süredir yemek yemediğimi fark etmiştim.

Ben bir şeyler yerken merdivenlerden gelen ayak sesleri Zayn’in uyandığına işaretti. Ayaklarını yere sürterek yürüyordu.Gözleri yarı kapalıydı.Ona da kahve yapmayı düşündüm. Tezgahın önündeyken arkamdan sarıldı. Ellerimi karnımdaki elerinin üzerinde gezdirdim. Ona döndüğümde gülümsüyordu.

“Seni seviyorum.”

Dudaklarıma yumuşak bir öpücük bıraktıktan sonra kahveyi yapmam için benden uzaklaştı ve sandalyeye oturdu.

Kahve fincanını önüne koydum ve karşısına oturdum. Bu gün onunla konuşmayı planlıyordum. Tüm gece bunu düşünmüştüm.

“Zayn…”

Başını kaldırıp bana baktı.

“Evet sevgilim?”

Derin bir nefes aldım. Tam konuşuyordu ki Zayn’in telefonu bunu engelledi.

“Tamam, geliyorum.”

Çenemden tutup beni öptükten sonra evden çıktı.

---------------

Zayn geri geldiğinde Saat 9 olmuştu ve ona ne söyleyeceğimi iyice düşünmüştüm. Terastaydık. Korkuluklara yaslanmıştım ve Zayn de yanıma gelmiş beni izliyordu.

Geceyi gökyüzündeki yıldızlar aydınlatıyordu. Hafif rüzgar esiyordu ve dışarıda pek fazla kar kalmamıştı.

Daha fazla beklemeden konuşmaya başladım.

“Zayn,”

Zaten bana bakıyor olduğu için duraksamadım.

“Seni seviyorum”

O düşündüğüm uzun konuşma zihnimden uçup gitmiş dudaklarımdan sadece bu iki kelime çıkmıştı.

Zayn şaşkınlığını gizleyemiyordu. Gözlerindeki ani duygu değişimlerini görebiliyordum. Şaşkınlık, merak, aşk, mutluluk…

“Bunu sana söylemeyi planlıyordum ama korktum. Beni bırakmandan korktum. Ted gibi olmandan… Emily gibi olmak, bir amacın kalmadığı için gitmeni istemiyorum. Ama bir yandan da uğraşmaktan bıkmandan korkuyorum Zayn. Yalnız kalmak istemiyorum.”

Zayn’in kollarını etrafımda hissettiğimde ağlıyordum.Mutluluktan…

“Seni asla bırakmam.”

Zayn’in bu kelimeleri rahatlamam için tek nedendi.

Danger - Tek BölümlüklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin