Herkes hayal kurmayı sever ve herkes olabildiğince kusursuz hayaller kurar. Ben hayal kurmanın anlamanı en doğru şekilde öğrendiğim günden beri kusursuz olacak hayatımı tasarladığım hayaller kuruyorum.
Bir mimar olmayı, bir şirkette işe başlayarak oradan veya yakın çevremden bir eş adayı seçerek kusursuz hayatımın en sağlam temellerini atmak istiyordum hayatımla ilgili tüm amacım buydu hayallerimde ise bu amacın tatlı ve küçük sürprizlerini düşünüyordum.
Ta ki hayatımın dönüm noktası olan o sınava 4 ay kala hayatımı alt üst eden o insanla tanışana kadar.
O günü hiç unutmuyorum, ikinci dersten çıkmıştık ve herkes koridora toplanmış yeni gelen çocuğu konuşuyordu bense onlara aldırmak yerine matematik testime devam ediyordum bir ara dışarıdan gürültüler iyice yükselmeye başladı
Daha sonrasında öğretmenler koridordaki dedikoducuları (öğrencileri) sınıflara sokmaya başladılar sanırım okulun bizim kattaki klasik yeni öğrenci muhabbeti ve gürültüsü pekte hoşlarına gitmemişti. Bir süre sonra öğrencilerin sesleri yerine koridorda sadece birkaç hocanın arasında konuştukları ve öğrencilerden şikayet yanan kelimeleri kaldı.
Benden ne kadar farklı olsa da çok ama çok sevdiğim sıra arkadaşım Sıla hızla yanıma gelerek yeni gelen çocuğu anlatamaya başladı bense onu dinliyor gibi yapıp bir yandan da testte yapamadığım ve beni delirten o soruyla cebelleşiyordum.
-Herkes onu anlatıyor ben daha görmedim ama oldukça yakışıklı ve karizmatik olduğunu söylüyorlar... Denizzz sen beni dinlemiyor musun ya?
Yavaşça kafamı kaldırarak ona baktım sanırım biraz göz teması onu susturur diye düşünerek tekrar testime geri döndüm ama hayır karşımdaki Sılaydı bu ona tabi ki de yeterli gelmemişti o çocuğu bana mutlaka anlatmalıydı ama ne yazık ki o konu hiçte dikkatimi çekmiyordu. El mahkum tamamen doğruldum anlat bitir ve beni rahat bırak ta, testime devam edeyim diyen gözlerle Sıla'nın yüzüne bakıyordum. Hızlı bir şekilde anlatmaya devam etti...
-Buraya Ankara'dan gelmiş, orada özel bir okulda okuyormuş, söylentiye göre dersleri oldukça kötüymüş ailesi okul idaresine yüklü bir miktar para vererek onu okula kaydettirmiş. Dediğim gibi tam olarak görmedim ama Gül'ün söylediğine göre beyaz tenliymiş, kahverengi saçları varmış, bizim Mert'in vücut tipindeymiş herkes çok yakışıklığı olduğuyla ilgili sözler savurup duruyor bakalım ben ne düşünücem...
-Ne düşüneceksin ki sadece yine kendini playboy sanan yeni bir çocuk daha geldi hepsi aynı al birini vur ötekine bunu bu kadar olay yapmanızı anlamıyorum sınava bu kadar az vakit kalmışken aklınızın hala havalarda olmasına inanamıyorum.
-Bak Deniz çocuk seninle ilgilenmiycek diye bu kadarda yargıcı olmana gerek yok. Buradaki kimsenin aklı havada falan değil herkes 4 ay sonraki sınavın farkında ve yeterince çalışıyorlar sense yeterince çalışmak yerine kendini paralıyorsun, birkaç yıl sonra üniversitende bittiğinde çok pişman olacaksın ama bunları yaşayabilmek için artık çok geç olacak.
Haklı mıydı gerçekten pişman olacak mıydım bu konuyu benimle bir çok kez tartışmıştı ve kendimi kanıtlamıştım ben kendimi paralamıyordum gelecekteki kusursuz hayatım için yeterli olabilecek kadar çalışıyordum sadece ama bu sefer kurduğu cümlede kanıma dokunan nokta bu değildi o çocuk benimle gerçekten ilgilenmez miydi ben bunun bilincinde olmasam da bu yüzden mi bu kadar karşı davranıyordum Sıla bu kez beni can elimden vurmuştu daha önce sevgilim oldu ama hepsi arkadaşlarımın zorlamalarındadı ben bir çocukla konuşmayı hiçbir zaman gereksinim olarak görmedim, şimdide aynı şeydi ama istesem o çocuğu elde edebilirdim kendime baktığımda kötü bir tablo yoktu derslerine deli gibi çalışan bir kız olsam da kendime ve arkadaşlarıma vakit ayırırdım kusursuz bir gelecek için alımlı bir kadın ve sosyal bir insan olmalıydım ama asla bir erkekle sevgili muhabbetine girmekten hoşlanmazdım belkide Sıla bunu bildiği için o cümleyi bunu kastederek söylemişti ama ne fark ederdi oldukça kaba ve kırıcı bir cümleydi ve sonucunda çok kötü şeyler oldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNADINA AŞK
Teen FictionKaybettiği zamanı telafimi etmeli, yoksa verdiği sözü tutumaya devammı etmeli? Bir karar,bir hayatı ne kadar değiştirebilir?