Yavaşça yatağımdan doğruldum, gürültüyle ağrıyan başım için bir çözüm bulmam gerekiyordu. Oturduğum yerden kalkıp, şarjda takılı olan telefonumun yanına gittim. Saate baktığımda 02.30’du ve ben bu saate kadar hiç uyuyamamıştım, nasıl uyuyabilirdim ki sürekli Kıvancı düşünüyordum onu aklımdan atsam, bu kez Sıla geliyordu aklıma. Kavgadaki her kelimesini tekrar tekrar düşünüyorum ne kadar haklıydı, bunu düşünüp duruyorum.
Bugün bir karar almıştım, artık 6. sınıftan beri vazgeçtiğim şeyleri yapacaktım bir sevgili bulup, bol bol eğlenecektim ama nasıl?
Gerçekten sevdiğim biri olmalıydı, böyle istiyordum fakat kendimi kaptırıp tüm gelecek planlarımı ertelemek zorunda kalırsam ne olacaktı, dayıma verdiğim söz ne olacaktı!
Aahh… Dayıma verdiğim söz aslında hayatımdaki tek amacım olan mükemmel geleceğin başladığı nokta bu diye bilirim, o konuşma öncesinde tüm gelecek planlarım hayalken bir amaca dönüşmüştü çünkü o gün hayatım alt üst olmuş ve hayallerle avunmak yerine hayallerimi gerçek kılmakla görevlendirilmiştim ben o gün sorumluluk almış ve kişiliğimi yenilemiştim. O gün tamda babamın öldüğü gündü…
6. sınıf öğrencisiydim o zamana kadar hep sorumsuz bir öğrenci olmuştum. Ödevlerini yapmayan, ders çalışmayan, yaramaz ve vurdumduymaz.
İlk dönemim yarılarıydı ve dayım gelip beni okuldan almış ve hastane yakınlarında bir kafeye götürmüştü sinirliydi ya da üzgün o zamanlar insanların ruh hallerini anlamaya çalışmazdım. Uzun sezsizliğin ardından dayımın ağzından o lanet üç kelime dökülmüştü “Baban kaza geçirdi.” O an oturduğum yerde kalakalmıştım hiçbir tepki vermemiştim ağlayamamıştım bile, babam hayatımdaki en değerlimdi o her zaman arkamda duran tek insandı annemle tartışmalarım hep beni savunun, koruyan, her şeyde sığındığım tek insandı ve o kaza geçirmişti. Beynimle adeta savaş içindeydim gözlerim deli gibi yanıyor beynimse sorularla boğuşuyordu… Nasıl olmuştu? Durumu nasıldı? Babama bir şey olursa ne olacaktı? Annem nerdeydi? Ve sonunda bi anda deli gibi ağlamaya başlamıştım bu yük bana kaldıramayacağım kadar ağır gelmişti neden buradaydım yoksa babam ölmüş müydü? Bi anda dayıma babama ne oldu diye bağırmaya başlamıştım, beni sakinleştirmeye çalışıyordu fakat işe yaramıyordu yaram öyle hızlı oluşmuştu ki üstelik kapatılamıycak kadar derindi.
Hışımla kafeden dışarıya çıkmıştım. Babam nerdeydi onun yanına gitmeliydim hastaneye doğru koşmaya başladığımda, dayım kolumdan tutup beni durdurmuştu. Beni bırakması için ona yalvarmıştım ama tutup yolun kenarındaki kaldırıma oturtmuştu. Canım yanıyordu anlamıyor muydu?
Babamı görmeliydim sürekli onun ölmüş olma ihtimalini kafamdan atıyordum ya da ölebilecek olma ihtimalini. Ağlamam yavaşlayana kadar sadece oturmuştuk sonrasında dayımla o lanet konuşmayı yapmaya başladık bana annemin sinir krizi geçirdiğini söylemişti önemsememiştim anneme sürekli olan bir şeydi tamam sinir krizi belki basit derecede yaşadığı bir şey değildi vücudu kitleniyor ve hiç bir şeye tepki vermiyordu bir nevi baygınlık gibi fakat annemin çenesi kitleniyordu dikkat edilmezse dilini koparma ihtimali bile vardı, ama şuan babamı kafamdan atamıyordum.
Dayım konuşmasına devam etmişti bana annemin toparlana bilmesi için ağlamayı kesmemi ve ona destek olmamı söylemişti, anlam verememiştim tamam sinir krizi geçiren annem onunda kardeşiydi, onun iyiliğini düşünüyor olabilirdi fakat BABAM o ne durumdaydı benden ağlamamamı nasıl isteye bilirdi.
Bir süre daha durdum ve ağlamam dindiğinde dayım bana şimdi hastaneye giricez ve annenin yanına gideceksin ağlamak yok sen ne kadar güçlü olursan annen senden o kadar güç alır eğer anneni de kaybetmek istemiyorsan güçlü olmalısın demişti.
Bana anneni de kaybetmek istemiyorsan güçlü ol demişti babam ölmüş müydü bağırarak babam öldü ve sen beni burada mı tutuyorsun diye bağırmıştım. Oda bana bağırarak babamın ölmediğini ama durumunun ağır olduğunu söylemişti. Bu içimde bir umut uyandırmıştı YALANDAN bir umut. Daha sonrasında hastanede annemin yanına gittik annem gerçekten kötü durumdaydı hiç olmadığı kadar kötü. Ne olurdu sanki biraz güçlü bir kadın olsaydı. Beni odada gördüğünde iki damla yaşı yanaklarına doğru yol aldı yanına gidip gözyaşlarını silmiştim ve sadece geçecek demiştim. Neydi geçecek olan onu bile bilmiyordum. Yavaşça annemin yanından ayrılıp dışarı çıkmıştım ve dayımın yanına gidip babamı görmek istediğimi söylemiştim fakat babamı göstermiyorlarmış.
Evet, babamı o günün sabahından beri hiç görmedim, bir dahada hiç göremiycem.
Cenazeden birkaç gün sonra dayımla oturup geleceğimle ilgili konuştuk. Artık babamın hayatta olmadığı için tüm sorumsuz davranışlarımdan vazgeçip her şekilde annemin yanında olmam konusunda uzunca bir nutuk çekti. Bense hala üzerimdeki şokun etkisindeydim, rahatça ağlayamamıştım bile sürekli annem beni üzgün görmesin diye, bütün gözyaşlarımı içime tıkmıştım. Bunu yapmaya mecburdum hayatıma devam edebilmek için buna ihtiyacım vardı farkındaydım, tek sorun bunun bana ağır gelmesiydi, ağlamamak hayatımda gerçekleştirdiğim en zor eylemlerden biriydi aslında bir nevi güçlü durmak ya da tüm yükü üstlenmek evet en doğru tanım.
O gün ki konuşmamızdan sonra dayıma bi söz vermiştim güçlü olmasam bile öyle görünmek zorundaydım ve bundan sonra hayatım hedeflerimden ibaretti, artık hayallere yer yoktu sadece hedefler vardı, hayatımda erkeklere, eğlenceye, gezip tozmaya, kızlar gecesi yapmaya, saatlerce bilgisayarda oturup sosyal ağlarda onun bunun fotoğrafına like atmaya gerek yoktu ya da hayatımda bunlara yer yoktu, çünkü o verdiğim sözden sonra geriye sadece hedefler kalmıştı. Hayatımı bu hedeflere ulaştıktan sonra yaşıycaktım geçte kalacak olsam, söz vermiştim.
Peki, şimdi ne olacak hedeflerime ulaşmam için en büyük şart olan bu lanet sınava bu kadar az zaman kalmışken ben sözümden vazgeçip hayatımı mı yaşıycaktım?
Sırf kendimi kanıtlamak için bir söz çiğneyebilir miydim?
Peki, kendimi kanıtlamak için birinin kalbini kırmaya gerek varmıydı?
Ben aklımdan geçenleri yapabilecek kadar güçlü değilim ya da kötü, ama istediğim birazda olsa şuandan itibaren zevk alarak yaşamak kimseye kendimi kanıtlamaya ihtiyacım yok, benim tek ihtiyacım bundan sonra hayattan zevk almak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNADINA AŞK
Teen FictionKaybettiği zamanı telafimi etmeli, yoksa verdiği sözü tutumaya devammı etmeli? Bir karar,bir hayatı ne kadar değiştirebilir?