Hala günlük yazdığıma inanamıyorum. Sanırım küçüklükten kalma bir alışkanlık olmuş bende. Ama bir yandan da rahatlatıyor beni. Bütün içimdeki siniri atıyorum. Yazarken rahatlıyorum. İlk okulda yazmayı öğrendiğim zamandan beri günlük tutyorum. Ara sıra aksatırdım fakat sonradan benim için bir alışkanlığa dönüştü. Her gün mutlaka yazardım.
Yirmi beş yaşındayım. Evet biraz komik gelecek ama bu yaşta günlük yazıyorum. Dedim ya alışkanlık olmuş. Hayatımın her anı bu sayfalarda yer alıyor.
Sevinçlerim, üzüntülerim... Hepsi bu sayfalarda yer alıyor. Neyse asıl konumuza dönersek. Bu gün O'nu gördüm. Aslında her zaman görüyorum. Neden böyle bir cümle kurdum anlayamadım. Konuştuk biraz. Şirketten işlerden bahsettik. Güzeldi açıkçası fakat bana karşı olan abi-kardeş tavrı beni üzmüyor değil. Evet aramızda yaş farkı var fakat benim O'na karşı olan hislerimi görmüyor sanırım. Gerçi görmesini de istemiyorum yoksa benden uzaklaşabilir.
Bu gün bize akşam yemeğine gelecekler. Umarım güzel geçer. Ve de umarım annem bir pot kırmaz. Çünkü geçenlerde bana "Cüneyt Abin nasıl?" diye sormuştu. Hadi ama evet yaş farkı var ama ben de çok küçük değilim.
Annemin kapıyı çalmasıyla günlüğümü kaldırdım. "Kızım, alışverişe çıkacaksak çıkalım da yoksa geç kalırız" dedi. "Tamam annem, hazırlanıyım çıkalım" dedim. Annem onay verdikten sonra kapıyı kapattı.
Hemen kıyafetlerimi değiştirdikten sonra hafif bir makyaj yaptım ve saçlarıma çekidüzen verdim. Ardından da çantamı alarak evden çıktım. Annem kapının önündeydi. Babama veda ettikten sonra evden çıktık.
Birlikte arabama doğru ilerledik. Bindikten sonra kısık seste müzik açtım. Annem benim açtığım müzikleri severdi. Müzik ayrımı yapmazdı. Bir kere O'na rock müzik bile dinlenmiştim. Annemin bu özelliğini çok seviyorum. O'nunla arkadaş gibiyiz.
"Anne, Umut yemeye katılacak mı?" dedim. Umut küçük kardeşimdi. Lise son sınıftaydı. Kardeşim diye demiyorum ama yakışıklıydı da. "Katılacak kızım. Hep sokaklarda dolaşıyor. Biraz evde otursun. Yüzüne hasret kaldık." dedi annem sitemkar şekilde. Annemin bu söylediğine güldükten sonra "Haklısın" dedim.
Kısa bir yolculuğun ardından alışveriş merkezine varmıştık. Arabamı otoparka park ettikten sonra alışveriş yapmak için harekete geçtik...
Neredeyse her mağazaya girmiştik. Mağazaların önünden geçerken muhteşem renklerde kıyafetler çarptı gözüme. Çok güzel bir mağazaya benziyordu. Hemen annem ile birlikte içeri girdik. Girer girmez kendimi elbiselerin arasında buldum.
Mankenin üzerindeki siyah renginde olan elbise çarptı gözüme. Harika bir modeldi. Siyah renge bayılırdım. Ayrıca çok ta şık bir elibseydi. "Pardon, bakar mısınız?" dedim arkası dönük olan görevliye. Hemen döndü. "Ben bu elbiseyi deneyeceğimde" dedim. Hemen bedenimi aldıktan sonra "Siz buyrun oturun ben hemen getiriyorum" dedi ve acele ile gitti. Kabinlerin oradaki puflara oturdum ve beklemeye başladım. Anneme baktığımda ise hala elbiselerin arasındaydı. Sanırım kendine bir şey bulamamıştı.
Kısa bir süre bekledikten sonra elbise geldi ve hemen kabine doğru ilerleyip denemek için harekete geçtim. Elbiseyi giydim ve aynaya bakmak için dışarı çıktım. O sırada annemde kabinlerin önündeki pufalara oturmuştu. Sanırım beni bekliyordu. Aynada elbiseyi biraz inceledikten sonra hemen anneme döndüm. "Nasıl olmuş?" dedim gülümseyerek. "Harika olmuşsun kızım." dedi. Kendini beğenmiş bir insan değilimdir fakat bu elbise tam bana göreydi. Gerçekten yakışmıştı. Kabine tekrar döndüm ve gelirken üzerimde olan kıyafetlerimi giydim. Kabinden çıktıktan sonra elbiseyide aldım ve annem ile kasaya doğru yürüdük. Kıyafetlerimizin ücretini ödedikten sonra mağazadan ayrıldık.
Eve varmıştık. Kardeşim eve gelmişti odasındaydı. Annem çoktan yardımcılar ile birlikte yemek hazırlamaya başlamıştı bile. O hep öyleydi. Başkaları çalışırken oturamazdı, mutlaka yardım etmek isterdi. Benim ise tek düşüncem yemeğin iyi geçmesiydi. Heyecanlıydım. O'nu görecektim. Bir yandan da endişeliydim. Annemin bir pot kırmasından korkuyordum. Bu düşünceleri hemen aklımdan savuşturdum ve hazırlanmak için dolabıma yerleştirdiğim kıyafetimi aldım. Üzerimdekileri çıkardıktan sonra kıyafetimi giydim. Altına da siyah topuklu ayakkabılarımı giydim. Saçlarıma şekil verdikten sonra hafif bir makyaj yaptım. Hazırdım. Aşağıya indim sofra kurulmuştu. Birazdan geleceklerdi. Zil çaldı. Annem, babam ve kardeşim kapıya doğru ilerlerken derin bir nefes alıp onları takip ettim.
Annem kapıyı açtı ve gülümseyerek "Hoşgeldiniz" dedi. Hepsi "Hoşbulduk" deyip içeri geçtiler. "Merhaba canım" dedi Nazlı teyze -Cüneyt' in annesi- "Merhaba Nazlı teyzeciğim" dedim. Cüneyt' in babasıyla da selamlaştıktan sonra sıra O'na gelmişti. "Nasılsın Nazlı?" dedi her zamanki muhteşemliği ile. "İyiyim sen nasılsın?" dedim. "Bende iyiyim" dedi ve içeri doğru ilerledik.
Herkesin karnı açıcıkınca hep birlikte sofraya oturduk. Yemeklerimiz servis edildi ve yemeye başladık. Sohbetler yapılıyor , kahkahalar hafada uçuşuyordu. Şirketten bahsediliyordu. Daha şirkete yeni başlamıştım ama alışıyordum. Tam her şey güzel gidiyor derken annem "Cüneyt, oğlum sen abisi sayılırsın. İşleri öğretirsin artık Rüya'ya" dedi. Sanırım endişelenmekte haklıydım.