BALON. °•° 1 °•°

136 9 0
                                    

  Bu bölümü @merveakbaci ya ithaf ediyorum. Biricik sınıf arkadaşım benim ^_^

Çokçoköptüm :*

--------------------------

Uçan filler mi ? Hey onlar üstüme üstüme mi geliyor, yoksa ben mi yanlış görüyorum ?

  Hayır, hayır.

Üstüme oturma.

Ölmek için çok genciiiiim.

  " Hey Mina uyan. Ulan öküz uyansana deprem oluyor hiç takmıyorsun bile. "

Omuzlarımın şiddetle sarsılması üzerine aniden uyandım. Hey durun bir dakika.

" Lan deprem mi oluyor ? Tövbe bismillah. Ben bu günahlarla cennetin kıyısından bile geçemem. Ulan keşke babamdan helallik isteseydim. Ağağağağağa. Ulan Orlanda yukarıda kaldı. Orlanda lan. Posterlerim. "

  " Ulan Orlandayı falan boşver. Kalk çıkalım şurdan. "

" Ne boşveri lan. Orlanda diyorum oğlum. Hakkını helal et lan. Ben posterlerimi toplamaya gidiyorum. " dedim ve koltuktan kalkmamla geri düşmem bir oldu. Kim çekti lan ? Mübarek Melis kolumu nasıl tutuyorsa artık öküz.

" Kanka beni bırakıp nerelere gidiyon ? " diyerek koluma koala gibi yapıştı.

" Melis öküzüm, yavrum bıraksana kolumu. Bırakta enişteni kurtarayım. Orlandamın ölmesindense sen geber daha iyi. " dedim ve merdivenlere doğru koşmaya başladım ki aniden durmam bir oldu. Lan madem deprem oluyor eşyalar niye sallanmıyor ? Lan yoksa... İçeriden duyduğum kahkaha sesleri düşüncelerimi yarıda kesti. Ulan Melis ulan Melis. Ölümün benim elimden olacak.  Ah Melis beni kandırmanın intikamını senden almazmıyım. Bekle be güzelim bekle.

Melise yapacağım intikam planını düşünürken okul için hazırlanmıştım bile. Beyaz gömlek ve dizlerimin bir karış üstünde biten pileli kareli bir etek. Sıradan okul formaları işte. Hazırlandığıma göre artık planıma başlayabilirim. Vakit intikam vakti Melis hanım...

Telefonumu aldım ve sahte arama yerine girdim. Arayan ismini Mert -Melisinsevdiceği-  diye değistirdim. Telefonumu çantama koydum ve kahvaltı için mutfağa indim. Babam seyahatte ve yardımcımız Makbuş da hasta ziyaretine gitti. Evde yemek yapacak kimse olmadığından Melis pandasını evde besliyorum. Yoksa sokakta beslerdim de hadi neyse.

Annem gittiğinden beri beni hayata döndüren arkadaşlarımdan biri Melis. Panda, öküz falan ama beni tam olarak tanıyan sayılı kişilerden.

Mutfak kapısından içeri girdim ve karşımda özenle hazırlanmış bir masayla bakışmaya başladım. Ah Melis kalbimi almayı da nasıl biliyor ama sen dur daha. Ben bir masaya kanmam bebeğim. 

" Günaydın arkadaşların en tatlısı " ve karşınızda Mina benden intikam almasın diye yağcılığa başvuran Melis. Göz devirdim ve " Sanada günaydın Melis. Beni bu masayla kandıracağını sanıyorsan sabah yaptıklarını unutmadım taşkafa " dedim sinsice sırıtarak. Kahvaltımıza yeni başlamıstık ki telefonum çalmaya başladı. Melisten telefonumu getirmesini istedim. Telefonu eline alır almaz Mert arıyor diye çığlık atmaya başladı. Telefonu elinden aldım ve minik ! oyunum böylelikle başlamış oldu.

" Aaa Mert .... İyiyim ya sen nasılsın ? .... Melis mi ? Ah üzgünüm bu gece kızlar gecemiz. Anlayacağın Melisi akşam yemeğe çıkaramayacaksın." dememle Melis çığlık atarak telefonu elimden kapıp " Ah Mert. Bu gece müsaitim. Alo alo. Mert ! " demeye başladı. " Ne oldu Melis ? Telefonda senin sesini duyunca yüzüne mi kapattı ? " diyip kahkaha atmaya başladım. Melis oyunumu anlamış olacak ki sinirden kıpkırmızı oldu. Bu halini görünce daha çok gülmeye başladım. " Ha-hadi o-okula ilk gü-günden geç ka-kalacağız. Me-merti be-bekletmek i-istemezsin de-değil mi ? " demeye çalıştım. Fakat kahkalarım buna pek izin vermiyordu. Melis " ya of Mina of. Yapılır mı böyle şaka ?  Hem o kadar özürdiledim. Vicdansızsın ya. Pisliksin " diye söylenirken masayı topluyordu. Beraber masayı topladık ve okula doğru yürümeye başladık.

Ben öyle okulda popi olan, çok güzel fizikleri olan kızlardan değildim. Sıradan kızlardandım işte. Kimseyle öpüşmemiş -dahadoğrusuçekinmis- bir kız... Okulda da öyle çok arkadaşım yok. Sayılı kişiler var sadece. Bu düşünceler arasında okula ulaşmıştık bile. Okula girdiğimizde bazı yeni öğrencilerin gördüğü manzara karsısında gözleri büyümüstü. Tabi biz bu manzaraya alıskın olduğumuz için pek takmadık. Okulun popüler grubu bahçedeki çardağa oturmuş -popülergruplarıbilirsinizgenellikletaşlardanoluşur- konuşuyorlardı. Ah nasılda unuttum. Birde sürtükleri var.

Gözde.

Üstünde bir karışcık bezle -ki bu etek oluyor-  baştan dört düğmesi açık bir gömlek vardı. Gözde okulun meteoru olan Buğra'nın kucağına oturmuş deli gibi öpüşüyorlardı. Artık Gözde çocuğun dudağını sömürüyor mu demeliydim bilemiyorum. Tabi okula yeni gelenler bu duruma biraz şaşırıyorlardı haliyle.

  Ama benim asıl şasırdığım şey kapının önünde onu görmemle oldu. Geri mi dönmüştü ? Hey hey durun bir dakika. Oha. Bu gerçek olamaz. Öyle değil mi ?

Geri dönmüş olamaz ??!!!!

BALON.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin