BALON. °•° 2 -> Koca bir boşluk °•°

102 5 2
                                    

 Bu bölümü biricik Esra ' ya ithaf ediyorum. ^_^

Çokçoköptüm. :*

-----------------------------------

O geri dönmüş olamaz değil mi ?

  Gözlerimde biriken yaşlar onun donuk yüzünü bulanıklaştırıyordu. Ben ne olduğunu anlamadan ayaklarım geri geri gitmeye başladı. Yine krizim tuttu. Lanet olsun ki o gittiğinden beri krizlerim tutmuyordu. Şimdi onun bir bakışıyla vücudumun tamamı titremeye başladı. Onun tek bir bakışıyla gücsüzleşen , tek bir gülüşüyle ayakta duran salak bir insandım. Şimdi ise onun yüzünü görünce bile krize giren dengesiz bir insan oldum. Onun yüzünü görmeye bile dayanamıyorum. Yine onun cehennemine girmek istemiyorum. Yine aynı şeyleri yaşamak istemiyorum. Lanet olsun... Hiçbirşey istemiyorum.. Onu istemiyorum..

  Bilinçsizce koşarken biranda durdum.

" Ben onun cehennemin de kaybolmak istemiyordum. Ben Doruk'un gözlerinde kaybolmak istiyordum. "

1 yıl önce

Yüzümü okşayan güneş ısıklarıyla uyandım. Ah bu perdeleri açanı bir bulabilsem... Odanın içini dolduran güneş ışıkları beni pencereye doğru sürükledi. Pencereyi actığım anda sıcak hava yüzümle bulusunca tebessüm etmeye başladım. Gökyüzüne baktığımda beyaz bulutların ardından gördüğüm mavilik onun mavi.. içimi ısıtan aynı zamanda donduran gözlerini anımsattı. Pencereden ayrılıp banyoya doğru gittim. Ilık bir duş aldıktan sonra formalarını giyip aşağıya indim.

" Ooo Mina hanım siz erken kalkar mıydınız ? " ve annemin tatlı sesi kulaklarımı doldurunca yüzümde bir gülümseme oluştu. Annem benim en değerlimdi. Yanaklarına sulu bir öpücük kondurduktan sonra " Ben erken kalkıyorum da denk gelmemişsin " ben bunların söylerken annem inanmayan bakışlar atmakla meşguldü.

  Ah anne bir bilsen bu kızın kimler için erken kalkıyor. Ağzıma birkaç atıştırmalık attıktan sonra evden çıktım. Servisi beklemeden okula doğru yürümeye başladım. Çok geçmeden okul kapısına ulaştım. Okula girdiğimde gördüğüm manzara karsısında gözlerim dolmaya başladı. Doruk üstündeki sarışın sürtükle deli gibi yiyişiyorlardı. Yeni gelen öğrenciler haricinde herkes bu manzaraya alıştığı için umursayan yoktu. Hızlıca okulun kapısına doğru ilerlemeye başladım. Lavabodan içeri girdiğimde sertçe kapıyı kapattım ve yavaşça yere cöktüm. Gözyaşlarım yavaşca yanağımdan süzülüyordu. İçime attığım öfkem sonunda göz yaslarima dönüşmüştü. Salağım iste ben. Salak. Beni sevmeyen, umursamayan birine aşığım. Lanet olsun ki bu boktan hayatımda bana gülümsemesini istediğim tek bir kişi var. O da ismimi dahi bilmiyor.

  Cebimdeki titremeyle telefonumu elime aldım. Melisten gelen mesajı titreyen ellerimle açmaya calistim.

" Nerdesin lan derse geç kalcan uyuyan öküz. "

Ah siktiğimin dersi...Of.. Hızla ayağa kalktım. Lavabonun kapısını actıgım gibi kendimi dışarı attım. Sınıf kapısından içeri girdiğim gibi Melisin yanına oturdum. Tabi Melis durur mu ? Hemen nerde kaldığımı sorgulamaya başladı.

" Nerde kaldın kızım sen. Erken gelicem diyorsun, yine Doruk'u düsünerek geldin dimi ? Ya kızım unut su Doruk'u... Ondan daha yakısıklıları var diyicem... ama Allah için çocukta yakışıklı yani. "

  Bu kız susmaz mı Allah'ım ? Ama canım ya..  Nefesi tükendi bu kadar konuşmaktan.

" Yeter Melis yeter. " Boşuna günlügümde bu kızdan geveze diye bahsetmiyorum. 1 dakika... Günlük.. Ah tabi ya günlügümü unuttum. Sıradan kalktıgım gibi koridora çıktım. Melisin arkamdan bağırışlarına aldırış etmeden dolabıma doğru kosuyordum. Hızlıca dolabımın kapağını acmamla birkaç kitap yere düştü. Dolabımın her köşesine baktım ama yok yok yok ! Nerde bu lanet günlük ? Evde de yok. Biranda elim ayağım titremeye başladı. Yoksa birisi mi almıştı ? Boş koridorda yankılanan telefonumun sesiyle irkildim. Gelen mesaja bakmamla gözlerimin büyümesine engel olamadım.

" Günlüğünü mü kaybettin küçük kız ? "

Olduğum yerde donup kalırken telefonum tekrar titredi.

" Günlüğünü mü istiyorsun ? Bodruma gel. "

Napıcam ben simdi... Of ya korkuyorum. Gitmeli miyim ? Günlük hep Dorukla ilgili. Eğer birileri okursa... Ya Doruk'un kulağına giderse... Aman Allah'ım ! Hızla bodruma katına inmeye başladım. Kapıyı actıgımda bir el ağzımı kapatıp beni içeri doğru cekti. Arkamda soğuk duvarı hissedince ne zaman yumdugumu bilmediğim gözlerimi açtım.

O tanıdık mavi gözler.

Kalbim deli gibi çarpmaya başladı. Dudaklarının üstüne yavaşça eğilip nefesini üfleyerek elinde simdi farkettiğim günlüğümü salladı ve " Bunu mu istiyorsun küçük kız ? O zaman istediklerimi yapıcaksın. "

Benden ne isteyebilirdi ki ? Ben ona ne verebilirim ki ?

" N-ne istiyorsun ? "

Dudakları yukarı doğru kıvrıldı. " Ne istediğimi zamanı gelince öğreneceksin. "

O sırada telefonum çalmaya başladı. Hay ben senin telefon kere... Telefonumu cebimden cıkardığımda hala beni izliyordu. Telefonu kim olduğuna bakmadan açtım.

" Mina, kızım acilen hastaneye gel. Annen ..."

" Nolmus anneme ? Baba konussana ! "

Nolmustu ki anneme ? En değerlime birşey olması fikri bile gözlerimin dolmasına neden olmuştu.

" Mina, kızım annen... anneni... kaybettik."

İste o anda herşey kararmaya başladı.

Karanlık... hayır. Karanlık değil bu.

Acizlik... belki.

Sadece yalnızlık ve ardından gelen koca bir boşluk...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 04, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BALON.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin