Babam sürekli gelip "Deniz ödevlerini bitir biliyorsun yarın görüşmen var"deyip pis pis gülüyordu. Sanki çok iyi bir şey yapmış gibi. Bende sınavlarıma çalışıp uyudum. Rüyamda o pis Cemil'in suratını gördüm, görür görmez kalktım. Alarmım zaten çalıyormuş"Allah'ın belasıyla buluşma günü" dişimi fırçaladım üstüme hırka, pantolon ve mont geçirip saçımı tarayıp tam çıkacaktım ki: babam beni kolumdan tuttu "Bu ne hal git makyaj yap adamın karşısına böyle mi çıkıcan?"beni biraz süzdükten sonra "sakın patavatsızlık yapma o çok ciddi bir insan biliyorsun çok para sahibi" gülüp önden gitti belliki o bırakacaktı beni. Arabada aynı şeyleri tekrarlayıp durdu. Tek kelime etmeyip arabadan indim. Kafeden içeri girdiğimde hiç kimse yoktu. Garson yanıma gelip "Deniz hanım, şu masa sizin birazdan Cemil bey gelicek buyrun oturun." Ne miğde bulandırıcı cümleydi o öyle, Cemil beyde iyi biri olsa benim yaşımdaki birine yan gözle bakan gözleri çıksın. Cemil pisliği yanında 18-19 yaşındaki bir çocukla geldi. Cemil beni pis elleriyle kendine çekti, sonra yanındaki çocukla beni tanıştırdı. Sonra çocuk dayanamayıp"Ama hayır baba bu kaçıncı hem bu diğerlerinden küçük" Cemil hemen Koray'ı susturdu. Bende masaya bakmaktan başka hiç bişey yapmıyordum. Cemil sürekli gelecekle ilgili vaatlerde bulunuyordu. Koray yetiştirme yurdundan alınmış. Cemil'in ilk eşinden çocuğu olmayınca yetiştirme yurdundan almışlar. Koray pek sevmez babasını , ben bu kötü sohbete bi son vermek için "kalkabilir miyiz?"diye ayaklandım. Tam Cemil konuşacakken Koray lafa girdi. "Ne oldu? Babanın seni parayla satması zoruna mı gitti?yada işbirliği mi demeliydim?" Cemil masaya elini vurdu"Çık git burdan Koray" çıkıp gitti. Bende öylece yığılmıştım bu doğru değildi işbirliği falan yoktu o kadar çok utanıyordum ki kafamı kaldırıcak gücüm yoktu. Cemil benim kolumdan tuttu tam kaldıracakken ben izin vermeden dışarı çıktım. Deli gibi koşmaya başladım...