Bugün yine ağladım Jimin.
Neden biliyor musun?
Benim bir arkadaşım bile yok.Sorun bu değil.Sadece omzunda ağlayacak birinin olamaması koydu tekrar.Hayır zaten olsa bile benimle arkadaş kalmak istemeyeceği kesin orası ayrı.
Neyse konumuza dönelim.
Bugün yine seni izledim.
Parktaki salıncakta üzüntülü bir şekilde oturuyordun.
"Beni nasıl terkedersin Mina?" dedin.
Sonra gözünden bir damla yaş düştü.
O an yanına gidip sarılmak ve "Ben varım,yanındayım." demek isterdim.
Benim buna cesaretim var ama senin buna cesaretin yok Jimin.
Aklına saçma sapan şeyler gelecek.
Öylece senin ağlamanı izlerken ağladım.
Ahh...Ne salağım değil mi her zaman bu anı beklemişimdir.Bana yaşattıklarının aynısını yaşamanı.Ama o öyle olmuyormuş Jimin.
Her gün o parka gidip ağladın.
Her gün o parka gidip ben de seninle ağladım.
Sessiz çığlıklarını duydum Jimin.
Senin o kızı ne kadar çok sevdiğini hatırlayıp gözyaşlarımı sildim her gün.
Ama senin gitmeni bekledim.
Sonra bir gün gelmedin.
Başına bir şey geldi sanıp etrafa bakınmaya başladım ama yoktun.
Biraz daha bekleyip eve doğru yürüdüm.
Eve yaklaşmak üzereyken sizi öpüşürken gördüm.
Sonra el ele tutuşarak gittiniz.
Kalbimi ortadan ikiye ayırdın Jimin.
Senden nefret ediyorum.
Ama seni seviyorum ve buna engel olamıyorum.
Üzgün olma Jimin.
Sadece ne hissettiğimi anla.